28.BÖLÜM

10.3K 624 74
                                    

"Şikayetçi misiniz hanım efendi?"

Saçını yoldugum kadın başını hızlıca olumlu anlamda sallarken Azad'ın kollarında öfkeyle ona bakıyordum.
Nasıl şikayetçi olurdu benden? Öfkeli yüzüm kadından komisere döndü.

"Asıl ben şikayetçiyim," diye mızıklandım. "Kocamı ayartmaya çalışacaktı bu pis kadın!"

Azad kollarını daha da sıkılaştırarak susmam için bir şeyler mırıldansa da onu umursamadım. Kadın bakışlarını benden kaçırdı ve yapmacık olduğunu düşündüğüm bir acıyla yakındı. "Görmüyor musunuz saçım başım dağıldı komiser bey," Kadın ağlamaklı bir şekilde konuşurken ben sinirden kıpkırmızı olduğuma emindim.

Hiç işimiz yokmuş gibi kadının arkadaşı polislere haber verdiği için, bizi de apar topar karakola getirmişlerdi. Azad buradan çıktıktan sonra bana bir güzel azar çekecekti, eminim.

"Şikayetçiyseniz sizi nezaretaneye alıcaz hanım efendi,"

Komiser bakışlarını bana çevirdiğinde yüzümü bir korku kapladı. Nezaretane mi?! Orada ne yapacaktım, benim suçum yoktu ki!

Azad dik bakışlarını kadına çevirdi. "Hanim efendi karım adına ben sizden özür dilerim," kaşlarımı çatarak ona baktım. Özür mu? Sanki bir şey mi yaptım ben be! Kocamı korudum. Yazıklar olsun pis Azad.

"Lütfen şikayetçi olmayın. Karım hamile, bilirsiniz işte hormonlar falan," Kadın bir süre Azadın yüzüne baktı. Sonra da bana. Ben aynı ifadeyle kadına bakarken Azad tekrar mırıldandı, "rica ediyorum."

Kadın derin bir soluk verdi dışarıya ve komisere döndü. "Şikayetçi değilim komiser bey. Bu kadar tantanayla uğraşamam ben. Napayım bu çirkin kadının tipsiz kocasını!"

Tipsiz mi?! Kedi ulaşamadığı ciğere mındar dermiş, kadının ki de o hesaptı işte. Hıh aptal, sensin tipsiz!

-

"Ya bu hamile halinle nasıl böyle şeylere kalkışabiliyorsun?! İnanamıyorum sana Berçem!"

Utançla başımı cama çevirdim. Haklıydı. Biraz abartmıştım galiba. Ama ne yapayım her şey istemsiz bir şekilde gerçekleşmişti. Kadın azad hakkında öyle ağzı sulanmış bir şekilde konuşmuştu ki kendime hakim olamamıştım. Sanki aynı şey onun başına gelse, sakin mı kalacaktı? Hah, hiç sanmıyorum. 

"Üstelik düşük tehliken var ya! Size bir şey olsa ben ne yaparım!"
Ah kocacığım, nasıl da bizi düşünüyordu. Şımarık bir çocuk edasıyla araba kullanmasına aldırmayarak ona doğru uzandım ve  yanağına bir öpücük kondurdum. "Ama kocacığım seni kıskandım."

Azad öfkeli bakışlarını bana çevirmeden konuştu. "Hah bir de başımıza kıskançlık çıktı. Bu hamilelik döneminde ne kadar dengesiz oluyorsun farkında mısın?"

Başımı olumlu anlamda salladım. Evet bazen düşününce dengesiz olduğumu fark edebiliyordum. Ama yine de kendime bir türlü engel olamıyordum işte ne yapayım.

"Özür dilerim," diye mırıldandım kafamı cama çevirirken. Bütün her şeyi mahvetmiştim işte. Davet de mahvolmuştu. Üzerine bir de rezil olmuştuk. Herkes bütün gece beni konuşmuştu kesin. Ben ne rezil bir kadındım böyle.

Kapıyı açıp arabadan indigimde ağzımdan küçük bir hıçkırık kaçtı. Moralim alt üst olmuştu işte. Nasıl böyle bir şey yapmıştım ben? Azad ağladığını fark etmiş olmalı ki bir çırpıda yanıma gelmişti.

"Seni eve taşımamı ister misin? Yoruldun."

Huysuz bir çocuk gibi burnumu çekerek başımı salladım. Onun kollarında sakinleşecegimi biliyordum. Bu iyi hissettiriyordu.

MUCİZE | BEKLENMEYEN 2 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin