"Ee bugün ne yapacaksınız oğluşum?"
Umut büyük bir heycanla ellerini çırptı. "Patates baskısı!"
Emniyet kemerimi bağlarken gülümsedim. "Oo ne kadar da güzel. Yaptıklarını görmek için akşamı heyecanla bekliyorum."
Azad'ın sabah iki tane davası vardı. Bu yüzden de Umutu okula ben bırakacaktım. Arabayı harekete geçirdim. Üzerimde anlam veremediğim bir yorgunluk vardı. Sanırım geçen hafta küçük çaplı hastalık geçirdiğim içindi. Aslında hemen toparlamış gibiydim ama yine de üzerimdeki kırgınlık henüz geçmemişti.
"Anne dün ben Melis'e kardeşimi anlattım biliyor musun?"
Bakışlarımı yoldan ayırmadan gülümsedim. "Yaa öyle mi? Melis kim bakalım?" Omuz silkti. "Bizim sınıfta bir kız."
Anlayışla başımı salladım. Çantasından çıkardığı çerçeveyi bana gösterdi. "Bunu ona göstereceğim."
Kıkırdadı ve küçük parmaklarıyla ağzını kapattı. "Çerçeveyle götürüyorum."Arabayı durduğumda fotoğrafa baktım. Fotoğraf Liya'nın ailemize yeni katıldıgı zaman çekilmişti. Azad kızını büyük bir mutlulukla kucağına almış, Umut'ta kucağımda Liya'ya bakmak için babasının tarafina eğilmiş bende şaşkınlıkla oğlumu tutmaya çalışıyordum. Tuhaf bir pozdu ama çok da eğlenceliydi. Tabi ki bu muhteşem kareyi Batı yakalamıştı.
Umut bu fotoğrafı çok beğendiği için çerçeveye koymuş ve odasına asmıştı. Bugün de arkadaşına göstermek için yanında getirmişti.
"Çok güzel değil mi?" Diye mırıldandım. Umut heyecanla başını sallayarak beni onayladı. Bana yaklaşarak yanağıma bir öpücük kondurdu. "Gidebilir miyim artık?" Sabırsız bakıslarıyla bana bakarken başımı olumlu anlamda salladım.
Okula girinceye kadar onu izledim. Istemsiz bir şekilde gözlerim doldu. Oğlum okula gidiyordu, kızım evde uyuyordu. Kocam işe gitmiş, bende işe gidiyordum.
Ne güzeldi.
Hayal etmeye korktuğum o güzel ailenin bir parçasıydım şimdi. Özlem duyduğum, hiç kavuşamayacağımı düşündüğüm aileye kavuşmuştum.
Arabayı park ettim. Gözlerimin daha fazla dolmasını engellemeye çalıştım. Ne diye duygulanmıştım şimdi? Dengesiz bir günde olduğumu fark ederek arabadan indim ve salona ilerledim.
Bugün salonda büyük bir doğum günü partisi düzenlenecekti. Bu yüzden de sıkı bir şekilde hazırlanmak gerekiyordu.
"Hoşgeldiniz Berçem Hanım," Karşımda gülümseyen çalışanı aynı tavırla selamladım. "Pasta siparişini verdik, masalar ve sandalyeler söylediğiniz gibi yeniden elden geçiyor,"
"Çok iyi. Süslemelere ne zaman başlayacaksınız? Yani çok şaşalı bir şey istediklerini biliyorsunuz. Yavaş yavaş başlayın, aksam sekiz de başlayacak parti. Ama Ümit bey sekizden önce burada olacaktır."
Kadın heycanlı bir şekilde başını salladı. "Tamam, hemen başlıyoruz. Siz hiç merak etmeyin."
Heycanlıydım. Bu ilk organizasyonumuz değildi ama Azad'ın iş arkadaşının nişanlısının doğum günüydü. Büyük bir özenle sipariş edilen pastayı, meşrubatları ve tatlıları kontrol etmeye koyuldum. Yüzümüzü kara çıkarmamalıydık.
"Masayı bu tarafa çeker misiniz?"
Köşede daha güzel olduğuna kanaat getirip baş parmağımı göstererek oyarım onayladım. Sandalyeye müşterinin istediği renklerdeki süsleri yerleştirmeye çalışanlara göz gezdirdim. Evet, süper görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUCİZE | BEKLENMEYEN 2 (TAMAMLANDI)
RomanceAzad ve Berçem. Beklenmeyen bir anda birlikte olmuşlar ve yine beklenmeyen bir anda hayatlarını birleştirmişlerdi. İkisi de hiç bilmedikleri ama deli gibi öğrenmek istedikleri o aile ortamına kavuşmuşlardı. Peki bu bilgisiz ama birbirlerine deli gib...