Kapı büyük bir gürültüyle sarsılırken tedirgin adımlarla ilerledim. Karanlık iyice çökmüştü. Bu saatte kim gelebilirdi? Kapıyı yavaşça açtığımda karşımdaki adam beni umursamadan kapıyı geriye doğru ittirdi ve içeriye girdi. Bakışlarından ateş fışkırıyordu.
Korkuyla arkasından koştum. Kimdi bu delirmiş adam?
Deli danalar gibi etrafa bakınıp yerde sevinçle oyun oynayan Liya'ya cevirdi bakışlarını. Sonra da seri adımlarla ona doğru ilerleyip bir anda kucağına aldı.
Liya bu kötü adamın niyetini sezmişçesine çığlık çığlığa ağlarken adam onu umursamadan kapıya doğru ilerledi. Onu durdurmaya çalıştım. "Bırak! " dedim büyük bir çığlıkla. "Bırak kızımı!"
Adam bana dönüp çirkin bir şekilde güldü. Ve kucağında ağlamaktan kıpkırmızı olan Liyayı işaret etti. "O benim kızım anlıyor musun? Sen onun annesi değilsin! O artık benimle kalacak!"
Sanki ayaklarımın altına yapıştırıcı sürmüş gibi yerimden kıpırdayamadım. Adam benden gittikçe uzaklaşıyordu ve ben bir şey yapamıyordum. Elimden gelen tek şey ağlamak oldu.
Arkamda Liya ya el sallayan Azada şaşkınlıkla baktım. Kızı gidiyordu ve o el sallıyordu öyle mi?
"Kızımız gidiyor Azad bir şeyler yapsana!"
Beni kendine çekip sarıldı. Öfkeyle ondan uzaklaşmaya çalıştım. Nasıl bu kadar sorumsuz bir adam olmuştu?
"Yapacak bir şey yok güzelim, Liyayı gerçek babasına vermek zorundayız."
"Hayır! Hayır bu olamaz!"
Nefes nefese yatakta doğruldum. Hemen ayağa kalkıp kızımın odasına ilerlerken ne ara ağlamaya başladığımı bilmiyordum. Yatağına baktığımda mışıl mışıl uyduğunu görmem rahatlamamı sağladı.
"Şükür Allahım," diye mırıldandım, göz yaşlarımı silerken. "Çok şükür!"
Kabustu. Kötü bir kabus görmüştüm yine. Derin derin nefes alırken ellerimi iyice belirginleşen karnıma doladım. Sakin olmam gerekiyordu.
"Güzelim," Belime dolanan ellerle derin bir nefes aldım. Fısıltısı kulaklarımı tekrar dolduruncaya kadar konuşmadım. "Sen yine mi kabus gördün?"
Başımı olumlu anlamda sallayıp, küçük bir çocuk gibi burnumu çektim. "Onu bizden alıyorlardı ve sen buna razı gelmiştin." Hıçkırdım," çok korktum."
Ellerini beni sakinleştirmek ister gibi karnımda gezdirdi. "Geçti bebeğim," diye mırıldandı. Liya yatağında diğer tarafa dönerken Azad beni odadan çıkardı.
Yavaşça yatağa yattıgımda kafamı göğsüne yasladım. Her gün aynı rüyayı görmekten bıkmıştım. Stresten uyuyamaz hale gelmiştim. Şiş olan karnıma baktım. Hamile halimle yaşadıklarıma bakın!
"Onu bizden ya alırsa Azad?"
Saçlarımı okşamaya devam etti. "İzin vermem," diye mırıldandı. "Hem onun ailesi biziz. Bu davayı kazanacagız, merak etme. "
Bir kaç hafta önce babası bize dava açmıştı. Azad her ne kadar Liya'nın bizde kalacağını söylese de kesinleşmeden asla rahatlamayacaktım. Korkuyordum bebegimizi bizden almasından.
"Biraz daha dinlenmelisin," diye mırıldandı Azad, saçlarımı okşamaya devam ediyordu. Başımı sallayarak biraz daha sokuldum ona.
"Bunlar daha da mı büyüdü?"
Çıplak göğsüne yaslanan göğüslerimi işaret ettiğinde ona sinirle baktım. Ben ne diyordum, o neyden bahsediyordu?
Yüz ifademden ne demek istediğimi anlamış olmalı ki güldü, "tamam tamam," diyerek yeniden kafamı göğsüne yasladı. "Sadece kafan dağılsın diye şaka yaptım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUCİZE | BEKLENMEYEN 2 (TAMAMLANDI)
RomanceAzad ve Berçem. Beklenmeyen bir anda birlikte olmuşlar ve yine beklenmeyen bir anda hayatlarını birleştirmişlerdi. İkisi de hiç bilmedikleri ama deli gibi öğrenmek istedikleri o aile ortamına kavuşmuşlardı. Peki bu bilgisiz ama birbirlerine deli gib...