36.BÖLÜM

6.9K 509 33
                                    

"Anne!"

Yüzümü yastığa daha çok gömdüm. Sabah hangi ara olmuştu? Yorgunluktan gözlerimi açmak için yine ekstra güç sarf etmem gerekecekti.

"Anne, Liya uyandı!"

Umut'un aksine Liya'nın sesi duyulmuyordu. Kafamı gömdüğüm yastıktan bezgince kaldırdım. Umut yatağın köşesine oturmuş bizi uyandırmaya çalışıyordu. Yanıma horuldayarak uyuyan Azad'ı dürttüm.

"Liya uyanmış baksana!"

Azad sırtını bana döndü, "gece gündüz ben mi bakacağım," Gece gündüz mü? Tamam geceleri bazen uyanamıyorum o bakıyor da bunu yüzüme vurmanın ne anlamı var.

"Bide çocuk doğursan neler olacakmış bilmem, Azad."

Söylenerek kafamı tekrar yastığa gömdüm. Nasıl olsa sesi çıkmıyordu kuzumun,  biraz daha kestirsem ne olurdu?

"Anne! Uyandı diyorum kalksana," Umut üzerimdeki örtüyü çekiştirerek beni kaldırmaya çalışınca sinirle söylendim.

"Oğlum bir dur yedi aylık mısın sen?"

Öfkemi bastırmaya çalışarak yataktan kalktım ve Liya'yı kucağıma aldım. Güzel gözleriyle bana bakıyordu. Yanağına bir öpücük kondurdum.

"Anne hadi odama gidelim biz oyun oynayacağız,"

Şimdi belli olmuştu paşanın neden böyle ısrar ettiği. Başımı sallayarak onu odasına götürdüm. Kızım emeklese de diğer odaya kadar gitmesine izin veremiyordum. Çünkü merdiven olduğu için düşmesinden korkuyordum.

Onlar beraber oturmuş oyun oynamaya başlarken odaya geri döndüm. Azad hala uyuyordu. Yatağa doğru ilerledim. "Hala uyuyacak mısın koca bebek," söylediğime bir şeyler homurdandıktan sonra yatağın diğer tarafina döndü.  Bu evet demekti galiba.

Üzerimi değiştirdikten sonra kahvaltı hazırlamaya koyuldum. Önce yumurtaları haşlamak için ocaga koydum sonra da dolaptan kahvaltılıkları çıkardım.

Güzel bir kahvaltı masası hazırladığım sırada Azad uyku mahmuru bir şekilde kucağının birine Umut'u diğerine de Liya'yı almış bir şekilde mutfağa girdi.

Umut babasının sakallarıyla oynamaya çalışırken Liya babasının boynuna kafasını gömmüş, yeniden uykuya dalma ya çalışıyor gibiydi.

"Baba benim ne zaman sakallarım çıkar?"

Umut'un sorusu gülmeme neden olurken Liyayı, Azad'ın kucağından aldım ve masasına oturttum. Azad da oğlunu yanına oturttuğunda çekirdek ailemiz masaya kurulmuş oldu.

"Kahvaltı hazırlamasam uyanacağınız yok,"

Umut söylediğim cümleyle kıkırdadı. "Babam çok uykucu oldu," Azad onun iyice uzamış olan dalgalı saçlarını karıştırdı. "Yoruluyorum sıpa."

"Ba ba ba!"

Liya'nın baba diye sayıklaması hepimizi güldürdü. Sarı saçlarını elleriyle karıştırdı. "Aferin kızım destek çık babaya," Önüne koyduğum yumurtayı görünce el çırparak didiklemeye başladı.

"Anne demeyecek misin kızım sen," kaşlarımı hafif çatarak kızıma bakmaya devam ettiğimde sanki benim şaka yaptığımı anlıyormuş gibi kıkırdadı.

"Bu bir gelenek haline geldi, ilk kelimeleri baba oluyor," gururla gülümsedi Azad. Umut merakla bize baktı, "Ben de mi baba demiştim?" Huysuz bir şekilde başımı salladım. "Ben bakayım, karnınızı doyurayım, altınızı alayım ama siz baba diyin. Hain evlatlar sizi!"

MUCİZE | BEKLENMEYEN 2 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin