Erkenden uyandım. Kısa bir duşun ardından üzerime kalın bir kazak giydim. Altıma dizimin üzerine gelen siyah bir etek geçirdim.
Bugün dönem kaydı için okula gitmem gerekiyordu. Aslında bunu sistemden yapabiliyorduk ama çok sevdiğim bir hocam beni yanına çağırmıştı. Yaklaşık bir yıldır okula gitmediğim için kendimi biraz tuhaf hissediyordum. Bir de tabiki enerjik.
"Hazırlanmadın mi hala? Derse geç kalacağım."
Azad söylenerek odaya girdiğinde kaşlarını çatarak bana baktı. Bugün uzun zamandır ilk kez okula gidiyordum biraz olsun kendime dikkat etmeliydim öyle değil mi? Üstelik geçen yıl ki halimden eser kalmamıştı. En azından ben öyle hissediyordum.
"Hava soğuk diyorum Berçem çıkar şunu."
Yeniden omuz silktim. Tartışmak istemiyordum. "İnsan gibi söylersen çıkaracağım," diyerek güldüm. O benim aksime sabır sınama diye bakıyordu.
"Güzelim, çıkarır mısın şu elbiseyi," Derin bir nefes aldı. "Yoksa yırtarım." Yanına doğru yaklaştım ve ağzını avcumun işiyle kapattım. "O bir kere olur yiğidim. Ben etekle gidiyorum."
Koşarak odadan çıktığımda Azad arkamdan homurdanıyordu.
İlk önce Umutu anneme bıraktık. Sonra Azad beni okula kadar getirdi. Ne kadar da kalabalıktı. Özlemiş mıydım burayı? Sanırım pek özlediğim söylenemezdi. Doğru dürüst arkadaşım bile yoktu. Neden özleyecektim ki? Azada gulumsedikten sonra yavaşça arabadan indim.
İlk kez geliyormuşum gibi hissediyordum nedense. Yavaş adımlarla okula giderken arkamdan Azadın seslendiğini duydum ve duraksadım.
"Çantanı unutmuşsun,"
Gulumsedim ve elindeki çantamı aldım. "Farkında değilim hiç, " diye mırıldandım. "Görüşürüz," Tam arkamı dönecektim ki bir anda beni kendisine doğru çekti ve dudağıma yapıştı.
Ben öyle bir hamle beklemedigim için şaşkına uğrarken Azad gülümseyerek benden ayrıldı. "Dersim bir saate biter. Seni almaya geleceğim."
Başımı olumlu anlamda salladım, şaşkınlığımı üzerimden atarak. Bende ona küçük bir öpücük verdikten sonra okula doğru ilerledim. Sanki babası tarafından okula bırakılan küçük bir çocuk gibi hissetmiştim kendimi.
Okula girince beni çağıran hocanın odasını buldum. Yavaşça kapıyı çalıp içeriye girdim.
"Berçem," gülümsemeye çalıştım. "Bir an tanıyamadım seni canım. Geç otur şöyle."
Yavaşça karşısındaki koltuğa oturdum. "Nasılsın?" Başımı salladım memnuniyetle. "Teşekkür ederim, siz nasılsınız?"
Başını salladı. "Biliyorsun ki dönem kaydını internetten de yapabiliyorsun. Ama ben seninle görüşmek istedim. Yani sevdiğim bir öğrencisin ve yaklaşık bir yıldır senden haber alamıyoruz." Gözlüklerini çıkarıp dikkatle bana baktı. "Merak ettik seni, nerelerdeydin?"
Parmagımdaki alyansla oynamaya devam ettim, "Evlendim hocam," bakışlarımı hocaya çevirerek gülümsedim. Hoca bir an şaka yapıyormuşum gibi bana baktı. Ciddi olduğumu belli edercesine gülümsemeye çalıştım. "Araya bebek girince okula bir süre ara vermek zorunda kaldım."
"Demek anne oldun. Çok sevindim kızım. Evlenince okulu bırakanlar çok fazla, sen en iyisini yapmışsın. "
Saygıyla başımı salladım ve ayağa kalktım. "Teşekkür ederim hocam. Görüşmek üzere," diyerek odadan çıktım.
Sırf beni görmek için hocanın okula çağırdığına mi yanayım? Yoksa benimle gurur duyduğuna mı sevineyim?
Yavaşça kafeteryaya ilerledim ve kendime bir kahve alıp Azadı beklemeye koyuldum. Sanki yıllar sonra okulumu ziyarete gelmiş eski mezunlar gibi hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUCİZE | BEKLENMEYEN 2 (TAMAMLANDI)
RomansaAzad ve Berçem. Beklenmeyen bir anda birlikte olmuşlar ve yine beklenmeyen bir anda hayatlarını birleştirmişlerdi. İkisi de hiç bilmedikleri ama deli gibi öğrenmek istedikleri o aile ortamına kavuşmuşlardı. Peki bu bilgisiz ama birbirlerine deli gib...