Eve girdiğimiz saniye sinirle üzerindeki kazagı çıkarıp fırlattı Azad. Agzının içinde öfkeyle bir şeyler homurdanıyordu. Ceketimi şifonyere asıp yanına ilerledim. Yine mi atlet giymemişti? Beni çıldırtacaktı bu adam cidden.
Yanına yaklaştım ve çok hafif belli olan göbeğinde parmaklarımı gezdirdim. "Gittikçe göbekleniyorsun farkettin mi?"
Ben gülerken o sinirli bir şekilde bakmaya devam ediyordu bana. Omuz silktim. Yalan değildi sonuçta. Hem sınırını başka türlü nasıl dağıtacaktım ki? "Ne var göbeklisin işte. Göbekli Azad!"
Gülmeme devam ederek merdivene koştum. Ben odaya ulaşmaya çalışırken Azad peşimden geliyordu. O kadar uzun bacaları vardı ki beni merdiveni çıkar çıkmaz yakalamıştı.
Elleri belimi kavrayıp beni tutarken debelenmeye devam ettim. "Yaa Azad bırak beni!" Dudaklarından olumsuz anlamda bir mırıltı çıktı ve beni havaya kaldırarak öyle odaya taşıdı.
"Demek göbekli Azad, " gülmemi bastırmaya çalışırak başımı olumlu anlamda salladım. Bunda alınacak ne vardı ki?
Beni yatağa bıraktıktan sonra üzerimden kalktı. "Üzerini değiştir beni bekle, lafının bedelini ödeyeceksin," diyerek banyoya ilerledi.
Ona dil çıkarmadan edemedim. Bedel ödetecekmiş. Hah!Ben sana ödeteyim de gör! Hışımla ayağa kalktım ve gardroba doğru ilerledim. Üzerimdeki kıyafetlerden hızla kurtulduktan sonra elime aldığım siyah tül geceliğe baktım. Altına küçük bir parça tangası vardı ve diger gibi her yer açıkta kalıyordu.
Mantığımı duymazdan gelerek içimdeki dişiliği meydana çıkarmaya çalıştım ve geceligi üzerime geçirdim. Saçlarımı taramam son bulurken banyodan şu sesi kesilmişti. Çıkmasına az kalmıştı. Makyaj masasından aldığım -Azad'ın çok sevdigi- parfümü alelacele sıktım.
O sırada banyonun kapısı açıldı.
Azad altında siyah bir boxerle çıktı. Saçlarındaki ıslaklık göğsüne doğru ilerlerken gözlerim su damlasını takip etti. Sertçe yutkunarak kendimi toplamaya çalışarak bakışlarımı ona çevirdim.
Biçimli dudakları kızarmış mıydı?
"Oo bu kadar hazırlanacağını beklemiyordum?"
Azad tek kaşını kaldırmış dikkatle bana bakıyordu. Onu umursamadan omuz silktim ve yanına doğru yaklaştım. Parmaklarımı hala ıslak olan göğsünde gezdirdim. Bu hamlem onu tahrik etmiş olmalı ki, yutkundu.
"Asıl sen bedel ödeyeceksin," sinsice güldüğümde o da gülümsedi. "Nereye gitti senin utangaçlığı-" cümlesini bitirmesine izin vermeden parmaklarimla ağzını kapattım. "Anın büyüsünü bozma istersen kocacığım,"
Usulca başını salladı ve dudaklarını örttüğüm parmaklarıma öpücük kondurdu ve yavaş hareketlerle çekti. Üzerimdeki geceliğin yeni farkına varmış gibi gözleri vücudumda gezindi. "Bu gecelikten niye haberim yok benim," parmaklarıyla kalçamı kavradı ve beni kendine doğru çekti. Göğsüm sert göğsüne çarptığında arsızca gülümsüyordu. "Siyah sana çok yakışıyor," diye mırıldandı.
Gözlerimi devirdim, "kırmızı değil miydi o?"
Omuz silkti ve dudaklarıma kapanmadan şu cümleyi kurdu. "Herşey en çok sana yakışıyor."
Yatağa sırtım değdiğinde Azad yavaş hareketlerle üzerime doğru geliyordu. Yavaşça üzerime kapandığında dudaklarımı ondan yavaşça çektim. Azad bunu bekliyormuş gibi göğsüme doğru ilerlerken saçlarını okşadım. Her şeyi onunla yaşamak... muhteşemdi.
Belimi kavrayıp beni iyice kendine çektiğinde dudaklarım yeniden dudaklarını örttü. İçimde hiç kaybolmayan o kelebekler uçuşurken parmaklarımı ensesine götürdüm. Yavaşça beni üzerine bırakıp kendi sırt üstü uzandığında şimdi sıranın bende olduğunu anlamak zor değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUCİZE | BEKLENMEYEN 2 (TAMAMLANDI)
RomantizmAzad ve Berçem. Beklenmeyen bir anda birlikte olmuşlar ve yine beklenmeyen bir anda hayatlarını birleştirmişlerdi. İkisi de hiç bilmedikleri ama deli gibi öğrenmek istedikleri o aile ortamına kavuşmuşlardı. Peki bu bilgisiz ama birbirlerine deli gib...