45.BÖLÜM

6K 503 62
                                    

"Hayır yemeyecegim!"

Kollarımı göğsüme bağladım ve küskünlükle pencereden bakmaya devam ettim. Azad sinirle ya sabır çekerken hala ona bakmamakta ısrar ediyordum.

"Ya kadın manyak mısın sen? Biliyorum canının çektiğini ye işte."

Koltuktan bana doğru uzanarak elindeki çikolatalı küçük pastayı dudaklarıma doğru uzattığında dudaklarımı birbirine kenetledim ve başımı olumsuz anlamda salladım. "Bana ne yemeyecegim! Hem sen değil miydin bana sürekli bir şeyler yiyorsun diyen,şimdi neden bu bir şeyler yedirme çabası? "

Pasta hala gözümün önündeyken nefes almamaya çalıştım. Çünkü çok güzel kokuyordu! Daha fazla nefes almadan kalamayacağımı fark edince yeniden çemkirdim. "Ya çeksene şunu gözümün önünden!"

Arabanın kapısına resmen pusmuş onun pastayı gözümün önünden çekmesini bekliyordum. Beni deli etmeye bayılıyordu. Madem bir şeyler yememi çok istiyordu o zaman sözlerine dikkat edecekti! Geçen gün Batıların yanında bana fil gibi olacaksın gene demişti ya!

Fil gibi olmak ve ben? Ya ne yiyorum zaten şunun şurasında? Azıcık şeyler.

"Yemeyeceksin yani?"

Bana tehdit dolu gözlerle bakarken canımın ne kadar çektiğini fark etmesi sinirimi bozdu. Evet, deli gibi yemek istiyordum. Çok canım çekmişti, hatta gözümün önüne getirince daha çok yeme isteğiyle doluyordum. Ama inat etmiştim yemeyecektim işte!

Başımı olumsuz anlamda salladım. Kafasını sağa tarafa yatırarak bana kısa bir bakış attı. Daha sonra da bana uzattığı pastayı tek seferde ağzına attı ve keyifle mırıldandı. "Mmmh bu sefer daha mı güzel olmuş ne?"

Cevap vermeden küskünce bakışlarımı cama çevirdim. Elindeki paketi kucağıma bırakarak arabayi çalıştırdı. Bilerek yapıyordu işte!  Neden kucağıma koyarsın ki o paketi? Gıcık adam ne olacak? Ama inat değil mi yemeyecegim işte.

Ama eve yaklaştıkça kokusu daha çok mu belli oluyor ne? Neden bu kadar güzel kokuyorlar? Aman Berçem sanki hiç çikolatalı bir şeyler yemedin, ne bu tatlı merakın?

Araba durduğunda bakışlarımı ona çevirdim. Henüz eve gelmemiştik ki. Kapıyı açarak mırıldandı. "Bir işim var hemen  dönerim."

Arabadan inip gittiğinde dayanamadım ve pakete şöyle bir göz attım. Uff en sevdiğim pastalardandı, üzerinde vişne olanlardan! Bakışlarımı etrafta gezdirdim. Ortalarda gözükmüyordu. Bir tane yesem nerden anlayacaktı sanki? Hem daha bir sürü vardı.

Sanki biri her an beni görebilecekmiş gibi temkinli hareketlerle paketten bir tanesini çıkardım ve küçük bir ısırık aldım. Çok güzeldi.

Bakışlarımı karnıma çevirdim. "Beğendin değil mi bebeğim?" Başımı salladım. "Bence de harika tatları var."

Azad kapıyı açıp arabaya bindiğinde telaşla elimdeki paketi itelemeye çalıştım. Nasıl ya? Paket ne ara boşalmıştı?

Şaşkın bir şekilde pakete bakarken Azad güldü.  "Biri pastalarını yemiş galiba," Sinirle ona baktım. "Hep senin yüzünden. Neden gittin, dayanamadım işte, gördün mü yedim!"

Keyifle arabayi yeniden çalıştırdı. "Yiyeceksin tabi, ihtiyacın var." Omuz silktiğinde az önceki hırçınlığımı umursamayarak mırıldandım. "Evet, bende zaten bebiş istedi diye yedim. Yoksa canım istemiyordu."

Azad alayla başını salladı. "Tabi canım, kesin öyledir."

-

Aksam çocuklar uyuyana kadar birlikte oyunlar oynadık. Azad yine odasına kapanmış, bize eşlik etmemişti. Ne işi vardı bu kadar anlamıyordum. Yeni bir dava almıştı, bundan dolayıydı galiba. Böyle zamanlardan nefret ediyordum.

MUCİZE | BEKLENMEYEN 2 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin