31.BÖLÜM

8K 586 60
                                    

AZAD

Tam üç hafta...

Bebegimizi kaybetmemizin üzerinden üç hafta geçmişti. Ama hala acısı derin bir yaraydı, hem bende hem de Berçem de... O eskisi kadar duygularını belli etmemeye çalışıyordu. Yüzüne her şey yolunda maskesi takmış, herkesi memnun etmenin derdine düşmüştü. Boyle olunca insanlar onun acısının kabuk bağladıgını düşünüyorlardı. Ama öyle değildi.

Ben karımı tanıyordum.

İçinin nasıl yandığını gözlerinden bile anlıyordum. Derin bir yara vardı kalbinde.

Bunu ona bir kaç defa anlatmaya çalıştım. Herkes için taktığın maskeyi bari bende takma dedim ama nafile.. Bana bile acısını göstermiyordu. Ne yapmalıydım onun için? Ne yapmalıydım da acısını biraz olsun hafifletmeliydim?

Kafamda dönüp duran soruları bir kenara bırakıp dakikalardır çalan telefona yöneldim. Arayanın Çocuk Esirgeme Kurumu'nda ki çalışan olduğunu görünce ne tepki vereceğimi bilemeden yanıtla tuşuna bastım.

"İyi günler Azad Bey. Bir ay önce ailesi olmak amacıyla başvurdugunuz Liya bebek için karar belli oldu. En yakın zamanda evinizi görmek istiyoruz prosedürler uygun düşerse bebeği evlat edinebilirsiniz."

Geçirdiğim kısa şaşkınlıkla telefona cevap verme yetimi kaybettim. Son olanlardan sonra bunu tamamen unutmustum. Bir ay önce Berçem'e sürpriz yapmak için kapımızın önünde bulduğumuz kimsesiz bebek için evlat edinme başvurusu yapmıştım. Karar belli olamadığı için Berçem'e bir şey söylemiştim.

Ama bir ay öncesinden bu yana çok şey değişmişti. Bebeğimizi kaybetmiştik ve Berçem başkasının bebeğine annelik yapabilecek durumda değildi. Ne diyecektim kuruma?

"Alo Azad bey orada mısınız? "

Sesimi bulmaya çalıştım. "Şuan müsait değilim hanim efendi, sizi sonra tekrar arayacağım."

Telefonu kapatıp üzerime ceketimi aldım ve odadan çıktım. Bu konuda ne yapmam gerekiyor bilmiyordum. Bir ay önce buna Bercem'in çok mutlu olacağını düşünerek yapmıştım. Kendi bebeğimizle Liya'yı ikiz gibi büyütecektik. Hem de sevgisiz büyüyecek olan bir çocuğa anne babalık yapacaktık.

O an bu karar o kadar doğru gelmişti ki bana. Biz ikimizde sevgisiz büyümüştük ve bir çocuğu sevgiyle büyütmek... Bizim için olağanüstü bir şeydi.

Ya şimdi?

Bebeğimizi yeni kaybetmişken, Berçem'in acısı henüz dinmemişken nasıl olur da o bebeği evlatlık edinirdik? Berçem buna ne tepki verirdi?

Eskiden olsa hiç düşünmeden kabul eder diye düşünürdüm. Ama üç hafta içerisinde sanki yaşama sevincini de kaybetmişti. Artık onun hakkında kesin konuşamıyordum ve bu durum beni kahrediyordu.

"Ya sen?"

Yerde olan bakışlarımı anneme çevirdim. Kafamdaki sorunları çözmek icin ona gelmiştim. Dikkatlice bana bakıyordu. "Sen istiyor musun bebeği?"

İstiyor muydum?

"Sen ne hissediyorsun oğlum? Tamam berçem acı çekiyor ama sende bebeğini kaybettin. Gözlerindeki hüznü görebiliyorum, Berçem için ayakta kalmaya çalıştığını da. Ama bir kere olsun anlat. Sen ne hissediyorsun? Sen ne yapmak istiyosun?

Dikkatli bir şekilde dinledim annemi. Gözleri dolmuş, bana bakmaya devam ediyordu. Ben mi? Ben ne hissediyordum sahi?

"Benim ne hissettiğimin önemi yok anne. Önemli olan Berçem. O nasıl hissediyorsa bende öyle hissediyorum. Ben onun aynasıyım. Onsuz nefes bile alamam."

MUCİZE | BEKLENMEYEN 2 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin