Seçilmişin İntikamı : Yeniden Doğuş (2)

★Bölüm 26★

Red gördüğü canavar ile zıpladı ve tepesinden doğru indiğinde kafasına yumruğu ile vurduğu sırada eli demire benzer bir yapıya dönüşmüştü. Yumruk canavara çarpmasıyla eli içine girdi. Red, canavarın beynini elleriyle tuttuğunda çekti. Red hızla diğer canavara koştu ve onunda üstüne zıpladığında havada döndüğünde yıldırımlar bedeninde oluştu ve Red sağ ve sol elini birleştirdikten sonra avucunun içinde yıldırımın oluşmasıyla canavarın üstüne fırlattı. Canavara çarpan yıldırım ile birlikte değdiği yer tamamen simsiyah olmuştu. Red hızla elini yere koydu ve canavarın altından dev bir kılıç çıkarak canavarı ortadan ikiye bölmüştü. Gaia ise büyüsü ile Red'i izlerken yüzü buruştu "Red... Acaba Kötü Tanrı Ares ile savaştığında umarım kazanırsın.." Red her şeyden habersiz güçleniyordu...

******

Red bir kaç canavar daha öldürdükten sonra ormanın derinliklerinde oturuyordu. Red gelişmiş hisleri ile birlikte 2 kişinin kendisine doğru geldiğini hissetti. Red gelen kişilerin kim olduğunu anladığında sırıttı ve gölgenin içine girdi. Allen ve Leo, Red'in en son durduğu noktaya geldiler. Leo "Kimdi o?" Allen "Bilmiyorum ancak hareketleri kesinlikle deneyimsiz birini benzemiyordu. Ağaçların arasından kıvrak bir yılan gibi geçmesini düşünüyorum halen.." Leo kendince tekrar düşündüğünde bu kişinin kim olduğunu sorgulamak istiyordu. İkili sağa sola bakarken Allen yıldız ışığında olan sadece gölge bulunan bölgeye yaklaştığında gözleri açıldı. Sanki bir iblis onun gözlerine bakıyordu! Allen korku ile gölgenin bulunduğu yerden geri adım atarken sırtında bir soğukluk hissetti. Allen'ın sanki bir iblisin kanlı elleri kalbini tutuyormuş ve her an öldürebilirmiş gibi hissediyordu. Allen taş kesilmişti adeta kafasını çevirmeye ne gücü nede iradesi yetmiyordu. Hiç bir zaman yaşamadığı bir korkuyu yaşıyordu. Belki de kimsenin yaşamadığı bir korkuydu!

Leo hiç bir şeyden habersiz ağaçların dallarına bakarken hissettiği aura ile dizleri titremişti. Bütün evren susmuştu adeta ve bir fırtına kopmasını bekliyordu. Bu fırtına öncesi sessizlik gerçek anlamı olmalıydı.. Leo gücünden dolayı bir umut auranın yayıldığı bölgeye baktığında bir gölgenin Allen'ın omzunu eliyle tuttuğunu gördü. Leo gözlerine inanamıyordu bir gölge. Bir gölge nasıl bir insanın formunda olabilirdi? Red her şeyi ağaçların üstünde gizlenmiş bir şekilde izliyordu. Red tanıdığı güçlü kişilerin böyle bir korku yaşadığını gördüğünde sırıtıyordu. Allen en sonunda gözlerini çevirdiğinde karanlığın içindeki kıpkırmızı parlayan gözlerle buldu kendini. Adeta bir mitolojik bir yaratığın gözlerine baktığını hissediyordu. Leo, Allen'ın korkudan tir tir titrediğini gördüğünde bir hışımla bütün hızıyla ilerledi gölgeye yumruğunu savurdu. Leo'nun eli gölgenin içinden geçmesiyle sersemlemişti. Leo "Allen toparlan!" Allen o anda hissettiği korku ve zayıflık iliklerine kadar işlemişti. Allen, Leo'nun sözü ile sanki dünyaya varmıştı. Daha demin başka boyutta olduğuna inanmıştı. Allen "T-Tamam. Kim bu kişi?" Leo tedirgin bir şekilde "Bilmiyorum ancak buradan gitmezsek eğer bizi öldüreceğine eminim." Red yaklaşık 200 yıldır insan yüzü görmüyordu. Kendisinin bir insan olduğunu unutmuştu adeta. Her saat başı durmadan gelen canavarları öldürüyor ve kanları üstüne dökülünce su niyetine ağzını açıp içiyordu. Red 200 yıl boyunca çip et yediğinden çiğ etin tadını sevmeye başlamıştı. Red'in pişirecek kadar zamanı bile olmuyordu..

Red, Leo ve Allen'ın ağaçların arasından dikkatli ve biraz hızlı adımlarla yürümesiyle sadist bir gülümse yüzünde belirdi. Red'in gerçek amacı onları korkutmak değildi. Güçlenmeleri için onlara ne kadar zayıf olduklarını hissettirmekti. Bu planı ise yaramıştı. İkili artık daha dikkatli hatta güçlenme isteği ile parlayan gözleri adeta parlıyordu. Red daha fazla durmadan ağaçtan aşağı atladığında bilerek ses çıkardı. Allen ve Leo aynı anda sesin geldiği noktaya baktıklarında gözlerine inanamıyorlardı. Red yavaşça onlara ilerlerken hissettirdi aura, bir çok vahşi ve cani bir auraydı. Sanki bebekken bile birilerini öldürmüş ve işkence görmüş biriydi. Allen tereddütle "R-Red?" Red gülümsedi "Efendim baba?" Allen ve Leo aynı anda taş kesildiler. Allen "B-Bu şeyleri sen mi yapmıştın?" Red kafasını salladı ve önlerine geçerek faytona hızla ilerledi. Allen ve Leo, Red'in gücüne yakından hissetmişlerdi. Ancak bilmedikleri şey Red'in 200 yıldan sonra kana susamışlığı zaten bütün canlıları aşmıştı. Red sadece kana susamışlığını yaysa bile bir kişinin kalbini titretebilir. Eğer korkağın birisi ise zaten dayanamaz ve kalp krizi geçirerek ölürdü.