★Bölüm 35★

277 28 9
                                    

Red kafasının yastığa yasladığında elini kapıya doğru tuttuğunda bariyer büyüsü ile odayı kapattı. Red "Artık rahat bir şekilde sende uyuyabilirsin. Bu arada belinde sakladığın hançeri bana ver." Tina'nın gözleri açıldı. Ne zaman fark etmişti diyordu kendi kendine. Tina, Miyayı emzirirken belindeki hançeri çıkartarak Red'in eline koydu. Red hançeri aldıktan sonra yüzüğüne attı ve yattığı kumaşı üstüne çekerek gözlerini kapattı. Tina ise Miya'yı yedirdikten sonra ortaya Miya'yı koydu ve gözlerini kapattı...

******

Red gözlerini araladığında gözlerinin önünde bir bebek gördü. Red içinde garip bir duygu ile gülümsedi "Keşke.." Red yavaşça bebeğin üstündeki ince örtüyü düzeltti ve meditasyon pozisyonuna geçerek durumuna göz geçirdi. Red şu anda bir ay boyunca fazla eğitim yapmadığı için 405.Seviyeydi. Ayrıca 9.mührün zincirleri çok fazla darbe almıştı. Red bundan yola çıkarak en fazla bir ay olduğunu anlamıştı. Red gözlerini açtı ve etrafa tekrar baktıktan sonra ayağa kalktı. Red, Tina ve bebeğin uyuduğunu gördüğünde Tina'nın yanına gitti. Red yavaşça Tina'yı dürttükten sonra Tina gözlerini açtı. Red gülümsedi "Günaydın." Tina'nın gözleri açıldı ve yüzü kızardı. Tina "G-Günaydın efendim." Red "Efendim demene gerek yok. Red demen yeterli." Red arkasını döndü ve yataktaki kumaşı aldı ve Miya'yı sararak sadece kafası açıktı. Red'in hızlı yapışı ve Miya'yı uyandırmamasıyla Tina bakakalmıştı. Neredeyse aynı yaşta olan yaşıtı her yönden kendisinden iyi miydi? Red kollarındaki Miya ile Tina'ya baktı "Hadi gidelim." Red, Miya'yı tutarken Tina ayağa kalktı ve Red'in verdiği pelerini giydikten sonra Red ile dışarı çıktılar. Red hemen kollarındaki Miya'nın etrafına ses bariyeri yaptı. Red ile Tina üç saat sonra bitkileri almışlardı ve hana geri dönüyorlardı. Red ve Tina ilerlerken bir grup muhafız şüphelenip önlerini kesti.  Muhafız "Siz ikiniz durun!" Tina ile Red durdu. Muhafız "İkinizde kapüşonlarınızı açın ve bebeği gösterin." Red eliyle Tina'yı durdurdu. Red "Karımı, çocuğumu ve beni rahatsız etme. Gidin ve işinize bakın." Red sol koluyla Miya'yı tutarken Tina'nın elinden tuttu ve ilerledi..

Red ve Tina tam gideceklerken muhafız Red'i durdurdu. Muhafız "Bebeğe bakmama izin verin ve gidin!" muhafız izin almadan alacağı anda yükselen bir kana susamışlık ardından karanlık bir aura yayıldı. Red "Sizi uyarmama rağmen halen bebeğime dokunmaya mı çalışıyorsunuz?!" muhafız korku ile kafasını kaldırdığı anda Red'in geceden bile karanlık gözleri ve süzülen karanlık duman vardı. Red'in gözleriyle buluştuğu anda kafası patladı. Red diğerler muhafızlara döndüğü anda kafaları kesildi ve yere düştüler. Red ise zihninden görünmez olan ruhlara geri çekilmelerini söylemişti. Red hiçbir şey olmamış gibi Tina'nın elinden tutarak devam etmişti. Uzaktaki bir muhafız grubu ise konuşmaları ve olan katliamı görmüşlerdi ve bu çifte dokunmamaya yemin etmişlerdi. Red ve Tina hana gelene kadar konuşmamışlardı. Handaki odaya girdiklerinde ise Red katliamından beri titreyen Tina'ya döndü "Eğer ki imparator ile uğraşacaksan bunlara alışmalısın!" Red elindeki Miya ile birlikte yatağa geçtiğinde "Yemek yeme zamanı gelmiş gibi. Ağlamaya başladı.." Tina hızla kendine geldikten sonra "T-Teşekkür ederim Efendi Red. Bizi yine kurtardınız!" eğildi. Red gülümsedi "Hadi geç şunları ve Miya'ya yemek ver." gülümsedi. Tina, Red'e karşı artık daha fazla şeyler hissetmeye başlamıştı. Tina hızla yanına geçti ve Miya'yı eline aldı. Red gülümsedi ve biraz uzaklaşarak yatağın ortasına doğru oturduğunda bitkileri çıkardı. Red kollarını sağ sola açtığında bitkiler havaya kalkıyordu. Tina manzara ile birlikte Miya'yı emziriyordu.. 

Red'in avucunun içinden mavi bir ateş çıktı ve tek tek bitkileri yakarak özlerini çıkardı ve kafasının yirmi santim üstünde toplanmaya başladı. Red 15 saniye sonra hepsinin özünü çıkardığında avucunu yukarı döndürdü ve kafasındaki özler iki ayrılarak avucunun içinde dönüyordu. Red'in arkasından simya taşları fırladı ve kollarını sardıktan sonra hapın rengi belirmeye başladı. Mavi bir ışık oluştuktan sonra iki elinde de onlarca küçük haplar oluşmuştu. Red ısıyı düşürerek saflığını düşürmemeye çalıştı. Red en sonunda önündeki şişelere hapları koyduktan sonra şişeleri yüzüğüne koydu. Red zaman akıp geçerken simyasına devam ediyordu. Tina ise Miya ile ilgileniyordu. Ne de olsa yemek sıkıntıları yoktu. Daha bir kaç saat önce hancı yemek getirmişti. Red akşam oldu ve simyasını bitirdi. Red gözlerini açtığında ayağa kalktı ve esnedi..

Seçilmişin İntikamı : Yeniden Doğuş (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin