Seçilmişin İntikamı : Yeniden Doğuş (2)

★Bölüm 20★

Lala, Red kollarının arasında kaybolduğu sırada hızla koşarak odasından çıkarak babasının yanına gitti. Lala, Daiki'nin yanına vardığında soluklandı. Daiki "Ne oldu kızım neden bu kadar nefes nefesesin?" Lala "R-Red! Red gitti baba." Daiki aniden ayaklandı "Ne demek gitti?!" Lala "Baba Red'in ustası, Red'i alarak ceza vermeye götürdü." Daiki aniden kahkaha attı "Aahha! Şu çocuk ne gibi bir şey yaptı acaba?" Lala, Daiki'nin rahat halini fark ettiğinde ustasını bildiğini sanmıştı. Lala "B-Bir şey olmaz değil mi baba?" Daiki kızının endişeli halini gördüğünde yanına gitti ve sarıldı "Bir şey olmaz kızım. Red gibi bir güçlü bir gencin elbet bir ustası vardır. Yoksa bu kadar gelişemezdi değil mi?" Lala gülümsedi "Evet baba." Lala odadan çıktıktan sonra Red'in odasının camını yaptırdı...

1 Ay Sonra...

Red bir ay boyunca kan loncasının izini sürmüş ve onlarca lonca üyesini öldürmüştü. Eski adıyla Kızıl Katil olarak anılan Red bundan sonra Kan Şeytanı olarak dünyaya ismini yaymıştı. Red'in bir çok kez kan loncası üyelerini öldürmesi yüzünden. Kan Loncasının en büyük düşmanı olarak nitelendirildi. Red bu bir ayda yeni bir büyülenmiş bir zırh almıştı. Red bir kaç saat önce 2 üyeyi daha öldürmesiyle giderken imzasını bırakmıştı. 

Red her öldürdüğü üyenin üstüne bu solmuş halk çiçeğini atıyordu. Bu sayede Halk Kahramanı olarak anılsa bile bu sadece bir kesimin dediği unvandı! Herkes bu kişileri bir grup sansa da kimsenin bilmediği şey ise bu 3 unvanın sahibi de sadece bir kişideydi..

Red şehrin ara sokaklarında dolaşırken bir küçük el onun elini tuttu. Red göz ucuyla baktığında bir çocuğun ağladığını gördü. Red eğildi "Neden ağlıyorsun genç adam?" Çocuk "E-Efendim lütfen ablamı kurtarın. Ne isterseniz yaparım!" Red saçını okşadı "İsmin ne genç adam?" Ulus "İsmim Ulus efendim." Red gülümsedi "Peki ablan neden tehlikede?" Ulus sinirlendi "O siyah cübbeli pislikler ailemi bir kaç gündür bırakmıyorlar! Yardım istediğim herkes korkarak kaçıyor yada beni tekmeliyor." Red yumruğunu sıktı "Pekala evini göster bakalım Ulus." Ulus, Red'in elini tutarak eve giderken sebepsiz bir güven hissi oluşmuştu Red'e karşı. Ulus "Efendim. Siz güçlü müsünüz?" Red gülümsedi "Bilmem bakacağız Ulus. Güçlüyüm diyenler kibrine yenik düşen aptallardan başka kişiler değildir unutma! Öyleyse Ulus benim kim olduğumu merak ediyor musun?" Ulus'un gözleri parladı "Kimsiniz efendim?" Red gülümsedi "Şu tehlikeli durumunu çözelim söyleyeceğim. Sen de bir kahraman gibi aileni kurtaracaksın tamam mı?" Ulus kafasını salladı.

Red ve Ulus, Ulus'un evine vardığında Red hemen güçlerini ölçtü. Red gülümsedi "Ulus bak şimdi ben dikkatlerini dağıttığım anda eve gireceksin ve içerideki 2 kişiyi alıp buraya geri geleceksin anladın mı beni?" Ulus kafasını salladı ve eve baktığında oldukça ciddiydi. Red 3'e kadar saydı ve birlikte ortaya çıktılar. Red "Arkadan dolaş Ulus!" Ulus "Tamam efendim." Red kan loncası olan 3 kişiye baktı. Red "Hey! Siz 3 aptal buraya bakın bakalım!" Kan Loncası üyeleri aniden kapıdan dışarı çıktılar ve Red'e doğru koştular. Red sol tarafına baktı ve Ulus'un tahta eve 20 metre uzaklıkta olduğunu fark etti. Red gülümsedi yüzüğünden kılıcını çıkardı. Red "Eğer hançerlerimi kullandırmayı başarırsanız acısız bir ölüm yaşarsınız!" Red kılıcını çektiği anda büyük bir baskı oluşmuştu. Üç üyede dalga geçtiği sandılar ve kan büyülerini üstüne doğru attılar. Red tek tek büyülerden sıyrılıyor yada eliyle yönünü saptırıyordu. Red bir kaç dakika böyle devam ederken Ulus sonunda annesi ve ablası ile evden çıkmış ve Red'in dediği yere gidiyorlardı. Red biraz daha bekledikten sonra vardıklarını anladığında kanasusamışlık aurasını tamamen yaymıştı. Üyeler aniden duraksadılar. Biri öne çıktı "S-Sen kimsin!?" Red sırıttı "Öğrenmek istiyorsan göstereyim." Red yüzüğüne iki kez vurduğunda yeni kıyafetlerini giydi. Red "Savaşçı Alanı!" mirasını kullandığı anda zırh şekillenmeye başladı...