Seçilmişin İntikamı : Yeniden Doğuş (2)

★Bölüm 38★2.Kısım★

Red eliyle Hina'yı gösterdi "Sen.. Neyimdin?" Hina'nın gözünden yaşlar gelecekken üstündeki baskı arttı. Hina baskı ile ağlayamamıştı bile.. Hina zorla "A-Ablanınım.." Red baskıyı kaldırdı "Anladım üzgünüm abla." Red, Allen'a baktı "Sen babamdın sanırım." Allen gülümsedi "Evet oğlum." Lucy'e baktığında "Annemsiniz sanırım? Tanıdık bir kokunuz var." Lucy kafasını salladı ve konuşamamıştı bile...

*******

Red ailesiyle uzun bir konuşma yaptı ve yaşadığı durumu anlattı. Scrow hariçti tabi ki.. Red hafızasını mühürler yüzünden kaybettiğini söylemişti. Bu da zaten bir bakıma doğruydu.. Red ailesiyle bir kaç ay geçirdikten sonra eski mutluluğu yaşamıştı ancak geride bıraktığı bir okul vardı.. Red daha fazla durmadı ve okula doğru yarıktan içeri girdi. Red okulun önündeyken bütün herkese baktığında isimleri teker teker zihnine işliyordu. Red gülümsedi ve okula girdi. Red okula girdiğinde Nora ve Jane'i görmüştü. Tabi ki Red'i tanımamışlardı. Red yanlarına oturdu "Ben yokken daha da güzelleşmişsiniz Jane ve Nora." Jane tam bir şey diyecekken Red'in elindeki sözleşmeyi gördüler. Bu kişinin Red olduğunu o zaman anlamıştı. Nora "R-Red!" Red kafasını salladı "Bu kadar özlendim mi?" Nora sarıldığında Red'in zihninde bir anı oluştu..

Red yataktaydı ve koluna sarılmıştı biri vardı. Kadının yüzünü göremiyordu ancak ismini hatırlıyordu! Red "İsabel sana kaç kere dedim yeter diye!" İsabel gözlerini araladığında sırıttı ve Red'i omzundan itti ve üstüne çıktı..

Red sırıttı ve Nora'ya baktı. Red tam itecekken durdu. Red sanki acı çekermiş gibi bir yüzü olmuştu anlık. Red, Nora'nın saçını okşadıktan sonra "Hadi gidelim.. Bu arada bu gün benim son ders günüm." İkili yıkılmıştı. İkisini de uzun zamandır Red'i bekliyordu! Nora "N-Nereye gideceksin?" Red "Ne uzak ne de çok yakın bir yere."  Nora ve Jane ayağa kalktı ve sarıldı.. Red bir süre sonra dersin başlamasıyla dersi işledi ve ilk kez bu kadar bilgi sunmuştu. Red dışarı çıkarken gülümsedi "Artık gidiyorum arkadaşlar.. Ne zaman görüşeceğimize kader karar verir..." Bütün sınıf çökmüştü. Bir daha gelmeyecekti. Red tam çıktığı anda sınıf tek bir ağızdan diz çökmüştü ve bağırdı "Teşekkür ederiz hocam!" Red gülümsedi ve herkese bir hediye bıraktı isimleri yazılıydı...

Red okuldan ayrıldıktan sonra gezerken bir savaş olduğunu fark etti. Açık bir alanda toplam 50bin kişi vardı ve savaşıyorlardı! Red sırıttı "ESKİ SADİST TANRI SAHNEYE ÇIKIŞ YAPMALI ARTIK!" Red koştu ve zıpladı. Red daha havadayken aurası yayılıyordu ve bu gerçekten korkutucuydu! Red orduların tam ortasına indiğinde kıkırdıyordu. Red "GELİN BANA! AHAHAHAHHA!" Red hızla sağdaki orduya saldırdı. Red tek bir kılıç sallayışı ile iki-üç kişi birden öldürüyordu.. Ordular savaşı unuttular bu canavarı öldürmek için birleşmişlerdi! Red yüzüğünden binlerce hançer çıkardığı anda aynı anda bir çok kişiyi öldürmeye başlamıştı. Red'in katliamı akıllara kazanıyordu. Red gözlerindeki mavi ışık artık korkutucuydu! Red askeri tuttu ve boğazını parçalara ayırdıktan sonra ayağından tutarak bir silahmış gibi askerlere saldırdığında sadece bir kişiyi bir ceset ile öldürmüştü. Red savaşırken aurası o kadar korkutucu olmuştu ki artık yeryüzü dayanamıyordu ve çizgiler oluşarak parçalanmaya başlamıştı..

Red halen savaşıyordu delice ve komutan, masum veya şeytan önemsemiyordu. Sadece içinde katletme duygusunu ortaya çıkarmıştı! Red komutanın dibine kadar geldiğinde elini kalbine soktu ve kalbinin bağlı olduğu eti tutarak çektiğinde elinde uzun bir et parçası ve ucunda bir kalp vardı. Red sırıttı ve sıktıktan sonra gelen askere doğru çevirdi ve saldırdı. Red, askerin boğazını et parçası ile yakaladığı anda kendisine çekti. Red askerin kafasını ayağının altında ezdi ve diğer orduya baktı.. Red'in elinde bir hançer belirdiğinde sanki doğuştan kullanıyormuş gibi hissetmişti. Red gülümsedi "Eski ben bana yardım mı ediyor?" Red hançerleri tuttu ve orduya doğru koşarken büyüler fırlatıyordu..