★Bölüm 57★

158 19 2
                                    

Red kendisini açıkladıktan sonra Aurora tam bir şey diyecekken bir kaç gösterişli kıyafet giymiş iki kişi yanlarına geldi. Prens Daryus "Benim hizmetçilerimi sen mi öldürdün?!" Red göz ucuyla baktı ve ufak kıkırdadıktan sonra takmadı. Prens Daryus ve yanındaki koruması sinirle Red'e bakarken Daryus ilk kez takılmamasıyla o kadar sinirlenmişti ki parti umurunda bile değildi "Öldür şu avamı Yvis." Red kafasını çevirdi ve korumanın gözlerinin içine bakmasıyla birlikte koruma dizlerinin üstüne çökmüş ve altına yapmıştı. Red elini burnunda sallayarak "Off.. Burası tuvalet değil biliyorsun değil mi?" Red, Aurora'nın kolundan tuttu ve ilerlerken "Lütfen önden buyurun Prensesim. Bu kadar görgüsüz insanlarla konuşmanıza bile gerek yok." Red, Aurora'nın belinden ittirerek zorla yürütürken bir masanın yanına kadar gelmişlerdi. Bu sırada Daryus sinirle korumasına bağırıyordu ancak Yvis sanki dünyadan kopmuştu.

********

Red masadan bir kaç mendil aldıktan sonra elindeki kanı sildi. Red, Aurora'ya baktığında gülümsedi ve masadaki iki şarap dolu bardağı aldı ve Aurora'ya bir tanesi uzattı "İç iyi gelir." Aurora, Red'in uzattığı bardağı aldı ve elindeki tutarken duvara doğru yaslandı. Red sağ soluna baktı ve bir hizmetçi görmesiyle elini havaya kaldırarak yanına çağırdı. Hizmetçi "İ-İsteğiniz nedir efendim?" Red gülümsedi "Bana iki şişe bu şaraptan getir misin?" Hizmetçi kafası eğdi "E-Elbette efendim." Hizmetçi kız daha deminki olayı unutmuştu sanki daha deminki yakışıklılık ve o gülümsemeyle tamamen aşık olmuştu..

Red, Aurora'nın elindeki bardağı boş olduğunu fark edince sırıttı "İyi bir içicisin demek ki. Yarışmaya ne dersin?" Aurora, Red'e baktı "P-Partideyiz şu anda ama.." Red eliyle partiyi gösterdi "Bu mu parti? Ben sadece bir sürü aptalın kendini göstermek için geldiği bir alan sanıyordum. Böyle şeyleri takmana gerek yok. Ayrıca benimleyken rahat ol kimse sana bir şey yapamaz." Aurora uzun zaman sonra birine güvenmeye başlamıştı..

Red ve Aurora uzun bir süre daha partide durduktan sonra hiçbir sorun çıkmamıştı. Red sarhoş olan Prenses Aurora'yı evine götürdükten sonra yatağına yatırdı ve kapıdan geri çıktı. Red kapıdan çıktığında geçirdiği yıllardaki sorunu aklına geldi. Red iç çekti "Gücüm mü beni kontrol ediyor, ben mi gücümü kontrol ediyorum anlamıyorum." yavaş adımlarla mutfağa gitti ve  su içtikten sonra odaya geri döndü. Bu gün bir suikast olabilirdi!

Red tekli bir koltuğa oturdu ve beklemeye başladı. Sabaha kadar uyanık kalan Red saldırı olmayınca biraz sinirlenmişti. Ne de olsa o kadar bir hiç için mi beklemişti. Aurora'nın uyanmasıyla birlikte ikili küçük saraydan çıktılar ve ana saraya gittiler. Red üstüne her zamanki gibi savaşa giderken giydiği sıfır kollu bir kıyafet giymişti. Red, Aurora ile birlikte saraya girmeleriyle konuşmalar çoktan başlamıştı. Aurora bakışlardan ezilmesiyle kafasını eğeceği sırada Red elini beline koydu "Dik dur." Aurora kafasını çevirdi ve Red'e baktığında samimi bir gülümseme attıktan sonra derin nefes aldı ve ilerledi..

Red ve Aurora büyük bir kapıdan geçtiklerinde Red hızla ortada bulunan masanın baş köşesindeki sandalyeyi çekti ve Aurora'ya oturmasını işaret etti. Aurora sandalyeye oturmasıyla Red biraz ittirdi ve sol arkasına atarak "Ne isterdiniz Prenses Aurora?" Red arkasından kısık sesle "Üzüm şarabı ve orta kahvaltı iste." Aurora "Üzüm şarabı ve orta düzeyde bir kahvaltı getir." Red sırıttı "Elbette." Red arkasını döndü ve hizmetçiye baktığında aurasını üstüne yaydığı sırada hizmetçi korkuyla Red'e baktığı sırada "Prensesin dediğini duymadın mı?!" Hizmetçi "E-Evet efendim. Hemen getiriyorum." Red, Aurora'nın yanındaki sandalyeyi çekti ve kendisi de oturdu..

Seçilmişin İntikamı : Yeniden Doğuş (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin