★Bölüm 63★

153 21 3
                                    

Hestia "B-Benim ismim Hestia. Acaba bende sizinle gelebilir miyim?" Red düşündü "Tabi bir mahsuru yok." Hestia hızla arabasının anahtarını çıkardığında Red "O ne?" Hestia "Araba anahtarı daha hızlı oluruz." Red gülümsedi "Onu yerine koy. Ayrıca yaklaş biraz." Hestia anahtarı cebine koyduktan sonra Red'in yanına yaklaştı. Red, Hestia'nın omzuna bir kez dokunduktan sonra Hestia bir anda havalandı. Red korkuyla çığlık atan Hestia'ya dönerek gülümsedi "Gözlerini kapat senin için baya hızlı gideceğiz." Hestia hızla gözlerini kapattıktan bir saniye sonra Red "Artık açabilirsin." Hestia şaşkınlıkla gözlerini açtığında şehirde olduğunu görmesiyle ağzı açık kalmıştı...

************

Red şehre gelmesiyle birlikte etrafına bakındı. Şehirdeki herkes saygıyla bakıyorlardı. Red'in yüzünü gören Hestia "Sizi büyük bir usta olarak görüyorlar efendim." Red kafasını salladı. Red, Hestia'ya baktı "Biraz gezmemiz gerek." Hestia ile birlikte Red gezerken zaman su gibi akıp geçti ve çoktan gece yarısı olmuştu. Red bir sürü bilgi aldıktan sonra Markus ???? ile ilgili bir mafyanın başı olduğunu öğrenmişti. Kirli işlerin çoğunu yapan ancak hiçbir kanıt olmadığı için hapishaneye gidemediğini de öğrenmişti. Red ve Hestia villaya geri dönmeleriyle Hestia "İyi geceler efendim." Red sadece kafası biraz eğdi ve parçacıklara ayrılarak çatının üstünde belirdi.

Hiçlik "Markus öldükten sonra bir hafta gibi bir süre kendi dünyana döneceksin. Ne kadar kendini Astrid için iki parçaya bölerek korumaya alsan bile kuralsızları unutmamalıyız." Red iç çekti "Biliyorum. Zaten Astrid'i görmeye gideceğim hem de şu karıncayı hallederiz." Hiçlik sırıttı "Kuralsızlar artık karınca mı oldu?" Red gülümsedi "Öyle değil mi sence de?" Hiçlik "Ahahaha! Karınca bile onlar için iltifat! Kopyadan başka bir şey değiller.." Red ayağa kalktı "O zaman ilk katliam ve intikam başlasın!" Hiçlik gülümsedi "Hadi gidelim biraz tavşan avlayalım!" Red gökyüzüne doğru baktı. Red bir kaç bir şey fısıldamasıyla Hiçlik gülümsemişti. Red çatıdan kaybolduğunda büyük bir malikanenin önünde ortaya çıktı.

Hiçlik "Bu biraz hızlı olmadı mı? Eğlencesi kalmayacak.." Red sırıttı "Sadece izle! Bu dünyada havai fişekler güzel bir manzara yaratıyormuş.." Red biraz uzaklaştı ve elini sallamasıyla bir ateş parçası havada süzülerek binanın altına gitti. Bir kaç saniye sonra bina alt taraftan yavaş yavaş yanmaya başladığında dışarı çıkanlar zehir bulutuyla yavaş yavaş ölüyorlardı. Red uzaktan izlerken parmağını şıklattı ve büyük bir patlama ortaya çıkmasıyla bina paramparça oldu. Bina tamamen patlamasıyla birlikte kimsenin canlı çıkması imkansızdı. Red gene de manzara bozulduğu için avucunun içiyle binayı eline almış gibi yapmasıyla avucunda siyah ve grimsi bir duman çıktı ve bina hiçliğe karıştı..

Red hiçbir şey olmamış gibi kayboldu ve başka bir malikanenin önünde belirdiğinde bu sefer herkesi canlı canlı yaktı. Diğerine gitti ve herkesi zehirledi. Başka birinde ise bütün binayı bariyer ile kaplayarak içini su doldurdu ve herkesin boğulmasını bekledi.. Şu anda işte son yerdeydi!

Red'in iki elinde de hançer vardı. Red "Sıra kan banyosunda!!" Red saray gibi olan binanın demir kapısının içinden geçmesiyle önüne gelen iki kişinin boğazını kesti. Durmak bilmeyen Red hızla binanın içine girdi ve önüne gelen her şeyi parçalara ayırıyordu. Bir kaç dakika içinde sonunda istediği kişi ortaya çıkmıştı. Markus gökyüzünden inerek Red'e baktı "Sen! Dünyanın kurallarını bozuyorsun!" Red kıkırdadı "Hadi ya gerçekten mi? Ahahaha!!" Markus sinirden yüzündeki damarlar ortaya çıkmasıyla "Seni yok edeceğim!!" Red bir anda ciddileşti ve Markus'a baktığında "Sende bana ait bir şey var MARKUS!" Markus durmadı ve saldırdı. Red kafasını iki yana salladı "Bu kadar istekli olduğunu bilmiyordum.." Markus, Red'e yaklaştığında yumruğunu savurduğunda bina güce dayanamadı ve ikiye ayrıldı. Markus ağzından kan gelirken "N-Nasıl.. Sen ölmüştün." Red'in gözleri adeta bir iblisi andırırken "Ölü birinin bilmesine gerek yok. Ayrıca zahmetsin verdiğin için ödülde verdim değil mi? ACISIZ BİR ÖLÜM!" Red, Markus'un sırtından elini sokarak karnının içinden kendisinden çaldığı çekirdeği aldı.

Red çekirdeği dışarı çıkarmasıyla çekirdek titredi ve küllere dönüşerek Red'in bedenine girdiğinde Red'in zihnine bilgi aktarımı başlamıştı. Dış dünya için bir saniye olan durum Red için 10 gündü. Red bütün giren bilgileri tek tek ayrıştırdı ve gücüne güç kattı. Red bu çekirdekle birlikte eski gücünün %1'ini daha kazanmıştı! Red, Markus'u öldürmesiyle sırıttı "Özümse!" Red, Markus'un gücünü özümsemesiyle tekrar güçlenmişti. Hiçlik "Ne kadar güzel.. Ben bu güç için kaç kere nefes aldım biliyor musun?!" Red kahkaha atmaya başladı. Hiçlikte kendini tutamadı ve kahkahaya eşlik etti.

Red bu dünyadaki işini bitirmesiyle kendi dünyasına geri döndü. Red geri dönmesiyle büyük bir aura tekrar dünyaya yayılmıştı! Diğer dünyada sadece bir gün olmuştu ancak burada bir hafta geçmişti.. Red hızla Astrid'in bulunduğu yere gitmesiyle uyuduğunu gördüğünde gülümsedi. Red göz ucuyla yarattığı kopyaya baktı. Kopya diz çöktü ve Red'in bedenine geri döndü. Red yatağın ucuna oturdu ve Astrid'in saçını okşayarak sabaha kadar uyanık kaldı. Astrid sabaha karşı uyanmasıyla yavaşça gözlerini açtığında Red'i gördüğünde hızla kendisine geldi ve sarıldı. Red gülümsedi "Ahahah! Sakin ol. Ahahah!" Astrid bir anda Red'i ittirdi "İnsan bir haber verir giderken! Mektup bırakmak nedir?!" Red iç çekti "Ne diyeceğimi bilemediğim için mektup yazdım. Yüz yüze ayrılmazdım değil mi?" Astrid uzatmadı ve gülümseyerek "Peki.. Ama bir dahakine!" Red tehlikeyi hissetmesiyle "Tamam tamam!" Astrid ve Red yataktan kalktıktan sonra yemek masasına geçtiler.

Anos ve Jasmine, Red'i görmesiyle bir kaç konuştular. Red sinirle, Anos'a baktı "Başka biri mi yoktu?" Anos "N-Nasıl anladın?!" Red "Ustamızın davranışlarından tabi ki.." Anos biraz korkuyla tam konuşacakken Red sırıttı "Dikkat et ölme. Jasmine biraz hırçındır ahahah!" Anos kahkaha attı "Korkuttun beni kardeşim! Bana işkence edeceksin sandım bir an.." Red, Anos'un gözünün önünde kayboldu ve Anos'un arkasında bir karaltı oluşurken kulağına bir ses fısıldadı "Belki yaparım." Anos zorla yutkundu. Red kıkırdamasıyla Anos daha da korkmuştu. Red en sonunda tekrar birleşti ve Anos'un önünde belirdi. Red "Şaka şaka! Ahahah!" Red elini sallayarak uzaklaştı. Red ve Astrid yemeklerini yedikten sonra dışarı çıktılar. 

Red ve Astrid bir gölün kenarına varmalarıyla bir taşın üstüne oturdular. Red arkaya yaslandı ve sağ elini sağa doğru uzattı. Astrid maskesini çıkartarak arkaya uzandı ve Red'in koluna kafasını koydu. Red "Yeni bir düşman gelecek." Astrid "Ne zaman?" Red "Yarın büyük ihtimalle. O yüzden bu gün biraz yoğun olacağız." Astrid "N-Nasıl yani?" Red sırıttı "O anlamda değil ahahah! Güvenli bir üssü dizayn edeceksin." gülümsedi. Red ve Astrid bir anda kayboldular ve yer altında bir yerde ortaya çıktılar. Red parmağını şıklattı ve etraf aydınlandı. Red "Hadi bakalım. Ne kadar iyi bir moda anlayışın var.." Astrid sırayla komut vermeye başladı. İkili bir yandan gülerken bir yandan iş yapıyorlardı. İkilinin mutlu vakti Hiçliğin bile yüzünü güldürmüştü...


Okuduğunuz için teşekkürler...



Seçilmişin İntikamı : Yeniden Doğuş (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin