★Bölüm 51★

179 17 6
                                    

Red'in gözlerinin rengi yavaşça değişirken Red sallana sallana odalardan geçerek alt kata indi ve kimsenin gelmeyeceğine emin olduğunda kendisini yere attı. Red yerde kıvranıyordu ve sarı ışık daha da parlarken Red'in gözleri kıpkırmızı olmuştu. Red içindeki anlamsız kin ve öfkeyi tutmaya çalışırken dışarıya verdiği kana susamışlıktan haberi bile yoktu. Red sol göğsünün olduğu bölgeyi sıkarken kalbinin ağrısıyla haykırmak istiyordu. Ancak yakalanmak istemiyordu! Red gözlerini yavaşça tekrar açtığında vücudundaki her bir damarın sarı bir şekilde parladığını fark etti. Red zorla ayağa kalktı ve dayanamıyordu artık! Red hızla merdivenleri çıktı ve ana salonda acıyla haykırdı. Birilerinin onu duymasını istiyordu!!!

******

Red'in yavaşça gözleri kapandığında içindeki sarı ışık dışarı çıktığında bütün zaman durmuştu. Sarı ışığın içinden bir genç yaşlarda biri çıktı. Gencin uzun saçları arkada bağlanmıştı ve yüzünde hiçbir ifade yokken bile Red'e bakarken şefkat duyguları hissediliyordu. Genç elini yavaşça kaldırdığında yanında bir kadın belirdi. Kadın ilerledi ve Red'in kafasına dokunduğunda bütün yaraları tamamen iyileşmişti..

Red tam gözleri kapanacakken bir anda yaraları ve acısı gitmesiyle ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Red rüya gördüğünü sanmıştı ancak arkasına baktığında bir kan şeridi vardı. Red yavaşça ayağa kalktığında gözünde taze bir kan süzüldü. Red ne kadar düşünse de bir sonuca varamayınca arkasını döndü ve banyoya gidecekken kapıdan bir çığlık sesi geldi. Bu Astrid'in çığlığıydı.. Astrid ve Jasmine bir kaç dakika boyunca konuştuktan sonra Astrid kan kokusu burnuna gelmesiyle biraz hızlı bir şekilde kapıya yaklaştığında Red'in gözünden damlayan kanı görmüştü. Gözlerinin yalan söylediği sandı ve biraz daha yakınlaştığında gerçek olduğunu anladığında ne yapacağını bilemedi ve çığlık atmıştı.

Red çığlığın etkisiyle kafasını çevirdi. Red, Astrid'i görmesiyle "B-Bir şeyim yok. Sadece.. Yanlış bir metot kullandım." Astrid'in çığlığından sonra Jasmine anında oraya gelmişti. Jasmine manzaraya baktığında kesin bir şey olduğunu anlamıştı. Jasmine, Red'in yanına geldiğinde yakasından tutarak birlikte kayboldular. Astrid, Jasmine'nin ne zaman o yüzü yapsa kötü bir şey olduğunu biliyordu..

Jasmine ciddi bir ifadeyle Red'i kendine çekti "Ne oldu?!" Red "Y-Yok bir şey usta." Jasmine sesini ilk kez yükseltti "SANA NE OLDU DEDİM!!" Red'in gözlerinde kırmızı bir ışık parlamasıyla birlikte Jasmine'nin üstünde inanılmaz bir baskı çökmüştü. Jasmine baskıyla dizlerinin üstüne çöktüğünde Red'den gelen korkutucu sesle "Bize sesini mi yükselttin sen böcek?!" Jasmine kafasını bile kaldıramıyordu anlamsız baskıdan dolayı. Eğer kafasını kaldırsaydı Red'in damarlarının açıkça sarı bir şekilde parladığını fark edecekti. Hatta o vahşi kırmızı gözlerini.. 

Red'in vücudunun içinden bir kırılma sesi duyulmasıyla Red kan kustuğunda bütün sarı ışık ve gözündeki renk gitmişti ve Jasmine'nin üstüne yığıldı. Jasmine refleksle gözü kapanan Red'i tuttuğunda Red'in gizlediği bir sırrı olduğunu anlamıştı. Jasmine bir şey demeden Red ile geri döndü ve odasına götürdüğünde Astrid görüşmek istese de Jasmine asla izin vermedi..

Red gözleri kapandığında bir sarayın içindeydi. Red sarayın tahtında oturan ve yanında bir kadın olan kişiye baktığında içinde bir his vardı ancak bunu bilmiyordu. Red "S-Sen kimsin?" Genç sırıttı "Bilmem. Sence kimim Red?" Red karamsarlıkla yandaki kadına baktı "Sen kimsin?" Kadın "Bilmem sence kimiz Red?" Genç adam ayağa kalktı "Buraya istediğin zaman gelebileceksin. Ancak buraya değil oraya.." Genç adam eliyle bir kapıyı gösterdi. Red kapıya baktığında bir sürü canlı varlığı hissetmişti. Bunlar insan değildi.. Bunlar canavardı!!!

Red korkuyla geri adım attığı anda dış dünyada gözlerini açmıştı. Red nefes nefeseyken "B-Bu da. Neydi?!" Red kendisine gelmeye çalışırken vücudunun hafiflediğini hissediyordu. Red yavaşça yataktan kalktığında anlamıştı. Fiziksel zincirleri kırılmıştı! Red'in gücü 280 kilo çıkmıştı! Red o günden sonra bir hafta boyunca rol yaparak yatağından kalkmadı ve gücünü dengeledi. Red en sonunda dışarı çıkmasıyla artık Ruh Gücü 78 olmuştu! Red dışarı çıktığın yanına ilk gelen kişi Astrid olmuştu. Astrid ne kadar belli etmek istemese de endişeli olduğu belliydi. Red ise Astrid ile normal bir şekilde konuşmuştu. Red ve Astrid birlikte alt kata indiklerinde Jasmine ile biraz konuştuktan sonra Red kendi eğitim yapmak istedi. Jasmine o günden sonra kırmadı ve kabul etti..

Red kendi eğitim yaparken bir hafta sonrasında Astrid ile eğitime başlamışlardı. Astrid ve Red ara sıra savaşıyorlardı ve Red her zaman yeniliyordu. Red ve Astrid iyice kaynaşmışlardı ve Jasmine'nin yanına indiler. Jasmine her  zamanki gibi küçük bir ısınma yapıyordu. Jasmine, Red'i ayakta görmesiyle antrenmanını bırakarak yanına geldi. Red'den büyük umutları vardı. Astrid ile aynı güçtelerdi..

Red ve Astrid bu gün açık dünya eğitimine başlayacaklardı. Astrid'in tecrübesi az çok olsa bile Red'in hiç yoktu. Aslında bu dünyadaki canavarlara karşı tecrübesi yoktu.. Red eğitimi boyunca sarayın içinde o kapıdan bir kaç kez girmişti ve girmesiyle savaşması bir olmuştu. Red ölmeye yakınken tekrar sarayın ortasında oluyordu. Red uzun zaman boyunca savaşmıştı ve Astrid'e yavaşça yaklaşmıştı..

Red ve Astrid boyunlarına bir kolye taktıklarında birbirlerinin yerlerini hissedebiliyorlardı. Bu sayede ikili asla kaybolmayacaklardı. Red ve Astrid son günüde geçirdikten sonra Jasmine Hiçlik Ormanına ikiliyi attı. Red ve Astrid yere düşmeleriyle ayağa kalktılar ve üstlerini silkelediler. Red "Bundan sonra birlikteyiz. Birimiz odun diğeri yemek bulsun." Astrid "Ben odun toplayayım bu ağaçları kırmak sıkıntı olur senin için." Red "Anladım o zaman bende yemek arayayım." Red ve Astrid ayrıldıktan sonra bir kaç saat geçmişti..

Red ve Astrid tekrar buluşmalarıyla birlikte Astrid küçük bir çadır yapmıştı ve ateş yakmıştı. Red getirdiği mantarları ve bir kaç patatesi pişirdikten sonra yediler. İkili geceye doğru çadırın üstüne bir bitki yaprağı ile kaplayarak kokularının çıkmasını engellediler. Red içeri girdiğinde Astrid halen maskesini çıkarmamıştı ve arkasını dönmüştü. Red ise alanın sıkışıklığıyla elini Astrid'in omzuna doğru atmıştı. Astrid bir şey dememesiyle Red gözlerini kapattı..

Red gözlerini açmasıyla birlikte Astrid'in karnına doğru yaslandığını gördü. Red'in yüzünde hafif bir sırıtma olmuştu. Red gözlerini tekrar kapattığında ruhsal gücüyle etrafı kontrol etmesiyle geri çekmesi aynı anda olmuştu. Tam çadırın solunda bir canavar vardı. Bu canavar ikiliden aşırı güçlüydü. Yenmeleri imkansızdı!! Red bitkileri topladığı için bir kaç kez kendini övmüştü.

Red, Astrid'e baktığında gülümsemesine karşı duramadı. Her baktığında içinde güzel bir duygu oluşuyordu. Red yavaşça doğrulduğunda kafalarının üstündeki çantadan eşyalara baktı. Red getirdiği hatırladığı eşyayı bulduğunda rahatlamıştı. Bu bir bıçaktı! Bu bıçak körelmişti ancak vereceği hasar güçlü oluyordu. Ayrıca bununla yeri kazabilirdi! Red bıçağı zemine saplarken Astrid'in uyanmamasına dikkat ediyordu...


Okuduğunuz için teşekkürler...


Seçilmişin İntikamı : Yeniden Doğuş (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin