★Bölüm 61★

158 19 1
                                    

Red adamın vücudundan bir kül tanesi bile kalmayana kadar özümsedikten sonra sırıttı "Uzun zamandır kendi türümden birini özümsememiştim. Gücümüzün tadı gerçekten harika..." Red dudağını yaladı. Red arkasını döndü ve tek hareketiyle Astrid, Anos, Jasmine ve Red'in ailesi karşısına gelmişti. Red hepsinin zihnindeki anıyı aldıktan sonra geri ışınladı. Red daha sonra yerdeki ölen askerlere ruhlarını geri vererek diriltti ve oturduğu koltuğa geri yaslandı. Red gözlerini kapatmasıyla vücudun sahibi olan Red gözlerini yeniden açtı!!!

*********

Red gözlerini açmasıyla etrafına baktı. Red "N-Neler oluyor?!" Red'in zihninin derinliklerinde bir kıkırdama duydu. Red bağırarak "Kimsin sen?!!" ??? "Ben mi?" Red delirecek gibi kendi kendine konuşurken "Evet sen lanet olası! Daha demin yaptıkların gerçek miydi?!" ??? "Kime göre gerçek? Bana göre mi? Sana göre mi? Yoksa sevdiğin kız Astrid'e göre mi?" Red yumruğunu sıktı "Saçma saçma konuşma.. Demek gerçekti!" ??? kıkırdadı. Red "Kimsin sen?!" ??? "Henüz bilmeye layık değilsin." Red yumruğunu sıktı "Ne istiyorsun?" ??? "AHAHAHAHAH! Ne mi istiyorum? Benim bir şey istediğim yok. Zaten onlar bana layık değiller!" Red "Ne demek istiyorsun?" ??? "Ah ah.. Daha şu kadar bir şeyi anlamıyorsun. Her neyse seninle iletişime geçmemin sebebi ana gücünü kullanmayı öğrenmendi!" Red şok olmuştu "Ana gücüm mü?" ??? "Evet seni boş kafa. Senin hiçlik olarak adlandırdığın element var hani hatırladın mı?" Red "S-Sen.. Nereden biliyorsun?" ??? "Aptal çünkü senin kullandığın gücün asıl sahibi benim! Ve sende bensin. O yüzden kendini kafana göre element yapma!" Red'in iyice aklı karışmıştı ve sersemlemiş gibi sadece tek bir noktaya bakıyordu.

Red "Ben hiçlik miyim? O bir element değil mi?" ??? "Seninle uğraşmak için çok üşengecim.. Zihnine yerleştireceğim bilgileri iyice kavra ve sonra benimle iletişime geçersin." Red "S-Seninle nasıl iletişime geçeceğim?" ??? "Ben hiçliğim! Sen görmesen de ben varım ve her zaman yanındayım." Red kafasını salladığında zihnine bilgi aktarımı başlamıştı. Hiçlik, Red'e bilgi aktarımı yaparken "Acaba bu şekilde verirsem ne olur?" Red dış dünyada acı dolu çığlık attı. Hiçlik "Ops.. Demek böyle olmuyormuş. Üzüldüm şimdi tecrübemi elde edemiyor demek..." Red anlık acıyla ne olduğunu anlamamıştı ve yere düşmüş bağırmadan sonra bayılmıştı.

Red yavaşça gözlerini araladığında bütün bilgiler yavaş yavaş işlenmeye başladı. Red'in zihnindeki kütüphane sadece bir kaç cümleyle binlerce kitap oluşturmuştu. Red hiçliğin gerçek bir bilinmez olduğunu anlamıştı. Sadece bir kaç cümleden binlerce kitap ne demekti?! Red kitabı eline aldı ve tam okuyacakken Hiçlik "Bu arada söylemeyi unuttum. Bundan sonra rahat bir hayatın olmayacak! Ne de olsa tek kuralsız sen değilsin..." Red'in gözleri açıldı "Ne?! Burayı mı gelecekler diyorsun yeniden?" Hiçlik hiçbir cevap vermedi. Aslında umursamamıştı...

Red iç çekti ve gerçek dünyaya döndüğünde bir yandan zihnini bölerek yeni kitaplardaki bilgi birikimini anlamaya çalışıyordu. Ancak her okuyuşunda bir kitap iki kitap oluyordu.. Red "Ne gizemli gücüm varmış. Acaba gerçekte kimim? Hiçliğin Kuralsızı benim ancak nasıl bu duruma düştüm? Ayrıca diğer kuralsızlar nasıl ortaya çıktı?" Red derin derin düşünürken kendini kaç binlerce yıldır yanlış bir şekilde düşündüğünü anlamıştı. Red iki ay boyunca sarayından çıkmadı ve sadece emirler veriyordu. Red iki ayın sonunda sırıttı "Gerçekten hiçliğin dediği gibi ne kadar aptalmışım.." Red ayağa kalktı ve bütün aurası yok olmuştu. Red uzaktaki bir ağaca doğru baktı ve hissederek kendisinin orada olduğunu ve ağacı ortadan ikiye böldüğünü düşündüğünde ağaç kendi kendine ortadan ikiye bölündü.

Red manzarayla birlikte gülümsedi "Demek böyle ha? Ben aslında her yerdeyim. Ben var olmamalıydım ancak vardım.. Nedense bu bana hile gibi geliyor ahahah!" Red kahkaha atarken arkasında birini hissetti. Red sırıttı ve gözlerini kapatarak bütün her şeyi hissetti ve Astrid tam Red'in omzuna dokunduğunda eli içinden geçti ve afalladı. Red'in bedeni parçacıklar halinde kaybolduğunda Astrid omzunda bir el hissetti. Astrid hızla kafasını çevirdiğinde Red'i görmesiyle şaşkınlıkla bakakalmıştı. 

Hiçlik sırıttı "Sanırım artık zihniyle birleşmeliyim." Red, Astrid ile konuşurken Hiçlik "Hey aptal! Güvenli bir bölgeye geç ve kimse seni bulmasın dediğimi anladın mı?" Red duraksadı ve Astrid'e baktı ve bir anda "Ben birazdan geleceğim. Beni kimse aramasın tamam mı?" Astrid kafasını salladı "Tamam. Bu arada nereye?" Red gülümsedi "Sır." Red parçacıklara bölünerek kayboldu. Red uzaklarda önceden gördüğü bir bölgeye geldi ve büyüsüyle büyük bir delik açarak üstünü kapattı. Red "Ne oldu?" Hiçlik "Biraz acı çekeceksin. Ayrıca biraz daha aşağı in." Red iç çekti ve daha derine kazdı. Red "Şimdi?" Hiçlik "Tamam yeter. Şimdi sana ne yapacağımı söyleyeceğim. İçinde bulunan senin gizemli dediğin sarı ışık var ya hani seni farklı bir kişi yapan. İşte o benim %0,01'lik parçam. Onu seninle birleştireceğim ve bu sayede yavaş yavaş zihnimiz birleşecek. Ayrıca içindeki ruhların mührünü kırmana da gerek kalmayacak çünkü hepsi benim kölelerim." Red en son dediğiyle biraz tırsmıştı. Red kafasıyla onayladığında vücudundaki sarı ışık bütün bedenine karışmaya başladı.

Red ışığın her değdiği yerde acı içinde haykırıyordu. Hayatında daha önce hiç bu kadar acı çektiğini hatırlamıyordu. Hatırladığı hayatları birleşse bile bu kadar acı çekmezdi.. Red toplam on gün boyunca durmaksızın bağırdı ve sonunda sesi kesilmişti. Red'in ses telleri hızla iyileşti ve bedeni kendi kendine havalanarak bütün üstündeki taşların içinden geçti ve bulutların üstüne çıktığında Red gözlerini açtı. Red zihninde bir ses daha duydu Hiçlik "Şimdi ise sadece saniyelik acı çekeceksin." Red etrafına baktı ve bıkkınlıkla "Daha bitmedi mi?" Hiçlik sırıttı. Red'in vücudundan gizemli bir şey çıktı ve ne görünüyordu, ne dokunuluyordu ne de hissediliyordu. Red'in bütün vücudu kaskatı kesildi ve büyük bir dalga vücuduna vurdu. Red'in bütün kemikleri kırıldı ve saniyesinde iyileşmesiyle Red anlık olarak bağırmıştı. Red acının etkisiyle bayılmanın eşiğine gelmişti..

Red havada süzülerek yere ayak bastığında zihnine bilgi birikimi yağdı. Red bütün her şeyi tek tek öğrenirken sadece bir kaç dakika sonra bambaşka biri gibi dünyaya bakıyordu. Red daha demin öğrendiği şeyle şok olmuştu ve hızla yüzüğünden bir hançer çıkardı ve bileğini kestiğinde kan akmıyordu. Akan bir şey vardı hissedebiliyordu ancak ne görüyordu, ne de dokunabiliyordu! Red "Ne oldu?!" Hiçlik "Birleştin. Artık bir insan değilsin! Görünüşün bir insana benzeyebilir ancak sen hiçliksin!" Red'in gözünün önünde kesilen yer kendi kendine onarıldı.

Red derin nefes aldığında sanki gücünün arttığını hissetti "Daha demin ne oldu?" Hiçlik gülümsedi "Biliyor musun ben çok üşengeç biriyim. O yüzden kendimi güçlendirmek için sağ solda koşmadım nefes aldığında güçleniyordum." Red yutkundu "Gücümüzü kendimiz mi yarattık diyorsun?" Hiçlik sırıttı "Evet. Aynen öyle! İşte o yüzden bütün kuralsızlar bizden korkar." Red merakla "Kuralsızlar diyoruz ancak aslında bizler neyiz?" Hiçlik sinirli ses tonuyla "Kuralsızlar dediğim kopyalar bizim kopyamızdır! Evrene meydan okuyarak saçma saçma yok kusursuzluğa ulaştım diyerek kuralsız olduğunu söylerler. İşte bu aptallara kuralsız deniyor. Bir de evrenin hükümdarı diye saçma bir şeyde vardı değil mi? Sen olmuştun sanırım.." Red kendinden utanmıştı. Hiçlik "Her neyse hadi yürü artık daha sonra bolca konuşmak için zamanımız olacak şimdilik git kaç gündür bekletiyorsun Astrid'i!" Red'in yüzü kızardı "S-Sen! Öf.. Neyse." Red parçacıklara dönüştü ve sarayın bahçesinde ortaya çıktı.


 Okuduğunuz için teşekkürler...

Seçilmişin İntikamı : Yeniden Doğuş (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin