★Bölüm 36★

278 23 10
                                    

Red ile bütün herkes hasret giderdikten sonra Red veda etmek için izin istedi. Herkes üzülmüş olsa da neden gittiğini biliyorlardı. Red karanlığın içinde kaybolduğunda ordunun yanına varmıştı ve gücünü tekrar gösterdiği anda ordular istinasız diz çökmüştü. Karşılarında artık sıradan bir genç yoktu.. Artık bir İMPARATOR vardı!! Red ordu ile işlerini halletti ve geri kıtaya döndüğünde Alice ile biraz konuştular. Alice ile Red bir kaç gün daha birlikte geçirdikten sonra Red evden ayrıldı...

******

Red şu anda bir şehirdeydi ancak bu şehir ana şehir olarak geçiyordu. Red yürürken etrafını izliyordu. Red seslerin bulunduğu alana gitti. Red sokak arasına girdiğinde bir evin duvarına yaslandı ve oturdu. Red "Neredesiniz?" seslerin olduğu yerde kimseyi görememişti. Red yumruğunu sıktı ve ilerlemeye devam etti. Red yürürken sanki iki de bir aynı alana gelmiş gibi hissediyordu.. Red bir süre sonra delirme evresine gelecekti. Red arkasına baktığında Lucy'i görmüştü. Red gülümsedi ve koşarken Lucy'nin arkasından biri belirdi ve kılıcını Lucy'nin kalbine sapladı. Red şok etkisiyle durdu ve boş boş Lucy'e bakıyordu. Red'in arkasından bir el dokunduğunda hızla arkasını döndü ve tam vuracakken Hina olduğunu fark etti. Red tam ağzını açacakken Hina'nın yüzünün kanlar içinde olduğunu fark etti. Red "A-Abla! İyi misin?!" Hina elini Red'in omzuna koyduğunda sıktı "Bizi neden korumadın?" Red'in kalbi titredi. Red "B-Ben ne demek istediğini anlamadım. Sizi her zama--" Hina "Kes sesini! Senin yüzünden annem ve babam öldü!" Red dizlerinin üstüne çöktü ve gözlerinden yaşlar gelirken "B-Ben bir şey yapmadım.." Hina, Red'in yüzüne tokat attı "Senin yüzünden kıtanın imparatoru ailemizi öldürdü!" Red yumruğunu sıktı "İmparator mu?" Red tekrar tokat yedi "Bir de intikam mı alacaksın? Sen buna layık değils--" Hina'nın kafası kesildi Red'in önüne düştüğünde Red'in gözleri açıldı. Red kafasını zar zor kaldırdığında adamın yüzünü göremiyordu ancak giydiği kıyafetten bir soylu olduğunu anlamıştı.. Red ayağa kalktı ve tam yumruğunu sallayacakken kalbine bir mızrak girdi ve yere düştü...

Red gözlerini açtığında terler içindeydi. Red hızla kalbinin bulunduğu yere elini koyduğunda bir yara izi olmadığını fark ettiğinde derin nefes aldı. Red'in zihnine kazılmış bir rüya ile uyanmıştı. Red'in elleri titrerken "Gitmeliyim! Kıtanın tamamını ele geçirmeliyim!" Red yarığın içinden girdi ve Holmes Kıtasındaydı.. Red ordunun başındaydı ve emirler savuruyordu. Bütün ordu Red'in halinden ürkmüştü. Red'in kesin kararları sorgulanamazdı bile. Daha bir kaç saniye önce bir general sırf konuştu diye kafasını koparmıştı ve yerine başka birini atamıştı. Red'in ailesi Red'in geldiğini öğrenmişti ancak meşgul olduğunu anlamıştı. Orduyu topluyordu bu da demekti ki savaşa gidecekti! Red'in ailesi ve tanıdığı bir kaç kişi orduya katıldı. Red ilk başta reddetse bile en sonunda kabul etmek zorunda kaldı..

Red ve ordusu bir haftadır yolculuktalardı ve şu anda imparatorluk kalesinden sadece bir kaç mil uzaktaydılar ve iki ordunun arasında sadece 200 metre vardı.. Red haykırdı "Saldırın!" Red önden hızla ilerledi. Red kalabalığa girdiği anda kılıcıyla bir kaç kişiyi öldürmüştü. Red hızla gelen kişinin boş eliyle kafasını tutarak parçaladı. Red uzun savaşın yarılarında bir çok kez kılıç darbeleri yemişti hatta şu anda vücuduna saplı olan 4 tane mızrak vardı! Bir çoğu karnındayken bir tane kalbini es geçmişti. Red'in gözlerinde kan akıyordu o kadar çok kan kaybediyor ve yeniliyordu ki hesaplanması imkansızdı.. Red ve ordusu, imparatorluğa karşı iki hafta boyunca savaştılar. Kimse durmadı ve usanmadan silahları ile savaşıyordu. Red element güçleri ve Beliah ve Fade'i aynı anda kullanırken bir ölüm meleği gibiydi. Önüne gelen parçalanıyor veya kesiliyordu.. Red son gruba baktı ve saldırdığında bu grup güçlüydü ve bir mızrak omzunu deldi geçtiği anda Red mızrağın içinden süzülürken kılıcını adamın kafasına sapladı. Red'in gözleri diğerleri ile buluştuğu anda Red, Fade'i üstlerine fırlattı ve yıldırımlar eşliğinde hepsinin bedenleri küle dönüştü.. Bu süre boyunca ordusu bir çok kez önlerindeki tek başına bir ordu ile savaşan efendilerini gördüğünde tapınma hisleri artıyordu. Red'in ailesi bir çok kez Red'in bedenindeki saplanan mızrak veya kılıçlar ile ağlama durumlarına gelmişlerdi ancak bu bir savaştı ve en ufak dikkat dağınıklığı ölümdü.. 

Seçilmişin İntikamı : Yeniden Doğuş (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin