Seçilmişin İntikamı : Yeniden Doğuş (2)

★Bölüm 43★2.Kısım★

Lane ve Mia hızla masaya geçtiler. Lane bir anda yemek yerken "Baba bizi de yanında götürür müsün? Yarın işe gideceksin ya.." Red düşündü yarın bir kaç yarı-tanrı ile konuşacaktı. Red "Pekala ancak benden uzaklaşmayacaksınız. Hatta Ra, Wa, Ta buraya yanıma gelin." Üç ruh Red'in arkasında belirdi "Emredin efendim!" Red "Yarın çocuklarımla birlikte şu yarı-tanrılarla konuşacağız. Onları kucağınızda koruyun anlaşıldı mı?!" Üç ruh diz çöktü "Emredersiniz efendim!" Üçlü kaybolduktan sonra yemek yendikten sonra uyudular..

*******

Sabah olduğunda Red ile birlikte dışarı çıkan Lane ve Mia annelerinin giydirdiği kıyafetler ile Mia tatlı, Lane ise yakışıklı biri olmuştu.. Red ise evrenleri bile kıskandıracak karizması ve yakışıklılığı ile birlikte uzay yarığından girdiler. Lane ve Mia, Ra ve Ta'nın kucağındayken Wa sağa sola bakarak kolaçan ediyordu. Red ise oturduğu yerde sakince bekliyordu. Bir süre sonra 3 yarı-tanrı önünde belirdi. Üçlünün arasından biri öne çıktı "Red daha bir kaç yıl önce yaptığımız anlaşmadan dolayı seni koruyorduk ancak senin bize sağladığın hiçbir şey yok! O yüzden bu barış anlaşmasını bitirmek istiyoruz." Red sırıttı "Öyle mi? O zaman bu benim düşmanımsınız demek olur!" Red'in aurası patlamasıyla üçü aynı anda diz çökmüştü. Gökyüzünde haddi hesabı olmayan kadar çok yıldızlar görüldüğünde gökyüzü tamamen kapılıyorlardı. Red elini havaya kaldırdığında bir çok yıldız canlı formunda indiğinde Red "Yakalayın şunları!" Yıldızlar sadece saniyeler içinde hepsini bağlamış ve Red'in önünde yere yatırmıştı. Red ayağıyla daha demin konuşan kadının kafasına bastı "Sizlere bir şey sağlıyorum.. O da canınız! Ancak sizin onlara ihtiyacınız yokmuş sanırım.." Red ayağını ittirdiğinde kadının kafasına girerken acıyla haykırıyordu. Sanki üstünde milyarlarca dağ vardı! Kadın acıyla haykırırken en sonunda kafası ezildi ve öldüğünde büyük bir sesle gökyüzü patladığında bir yarı-tanrı ölmüştü. Ayrıca ölmesiyle arkasından yeni bir tane doğmuş ve Red'in hemen arkasında diz çökmüştü!

Red diğer ikisine baktığında bütün sahip olduğu silahlar insan formuna girdiğinde milyarlarca insan formunda hançer, kılıç, ağır kılıç, çekiç.. vardı. Red tek parmağını oynatmasıyla hepsi üstlerine ilerledi ve kendi silahlarını kullanarak çeşitli yerleri kesiyorlardı. Yarı-Tanrılar acı içinde ölürken gökyüzünden iki sesten sonra yeni yarı-tanrılar doğduğunda Red'in arkasında diz çöktüler. Red "Emirlerime karşılık vermeniz için bu güveni nereden buluyorsunuz?! Size merhamet ettim ve hatalarınızı affederek canınızı almadım. Ancak size üç kural söylemiştim ve onları aşanlar öldürdüm.." Red arkasını döndü ve yeni yarı-tanrılara baktı "Eğer bana baş kaldırırsanız bu üç salaktan daha acı verici ölürsünüz!" Red üç yarı-tanrının gücünü emdikten sonra çocuklarıyla birlikte kayboldu. Yeni doğan üç yarı-tanrı korku içinde titriyorlardı. Sadece aurasından bile diz çöktükleri kişi onları öldürse ne olacaktı ki? Daha demin altlarına yapmışlardı Red konuşurken!!

Red şu anda en sevdiği şehirlerden birindeydi. Bu şehrin ismi Alcaste idi. Lane "Baba burası çok güzel.." Red gülümsedi "Evet oğlum burası gerçekten güzel." Mia kafasını kaşıyarak "Baba yarı-tanrılar çok mu güçsüz?" Red kendini tutamadı ve kahkaha atmaya başladı. Red "Ahahahah! Gerçekten.. Kızım-oğlum yarı tanrılar güçlüdür. Hatta güçlerini hayal bile edemezsiniz. Ancak sadece güçlü olan bu evrenlerin tepesindedir. Ve babanız evrenleri yönetmek için atanan tek kişi!" Lane ve Mia duydukları karşısında şok olmuşlardı. Red'in güçlü olduğunu biliyorlardı ancak evrenleri yönetmek için ne kadar güçlü olunmalıydı?!

Lane ve Mia bir süre düşünürken Red yol boyunca kıkırdıyordu.. Red bir kaç yol pazarlarından kızarmış et ve ekmek aldıktan sonra çocuklarına uzattı. Red ve çocukları bir bankta otururken yemek yiyorlardı. Mia yemeğini yerken "Baba.. Bizden başka bütün elementleri kullanabilen var mı?" Red ciddi bir ifade ile "Bizden başka elbette vardır. Ancak kimse benim kadar yükselememiştir. Ayrıca sizlerde benim çocuklarım olduğunuz için benim yolumdan gidecek ve güçlü olacağınızı biliyorum. Size tek tavsiyem arkanıza değil kendinize güvenin! Ben ilk baştan beri her şeyi kendim yaptım ve zorlukların üstesinden gelerek buralara kadar tırmandım." Lane ve Mia kafalarını salladıktan sonra ekmek arası kızarmış etten bir dilim aldılar. Lane "Baba peki bazen bir sürü kişinin canavarları olduğunu görüyorum. Senin var mı?" Red sırıttı "Aslında var ancak bir süredir eğitimdeler. İlkinin ismi Deliy ve bir ejderhadır kendisi diğeri ise asil bir phoenix olan Cyrus. Tanışmak ister misiniz?" Lane ve Mia aynı anda gözleri parlarken kafalarını salladılar. Red kıkırdadı ve ikiliyi tutarak eve ışınlandı.