★Bölüm 38★1.Kısım★

244 24 11
                                    

İsabel gülümsedi ancak dirseği ile Red'in karnına vurdu. İsabel "Kendin terk ettin o rahatlığı.." Red sinirle "İstediğimi yapamıyordum.. Hep sizinleydim ve bir ara hangi tanrı olduğumu unutmuştum.." İsabel kafasını çevirdi ve öpücük gönderdi "Bekliyor olacağım sevgili oyuncağım.." Red gülümsedi "Ben geleceğim yakında rahat ol.. Örtüyü iyi temizle ama!" İsabel kahkaha attı "Ahahah! Önce gel.." Red ciddi bir tavırla "Bu yeni model sadist tanrı ne yapıyor?" İsabel "Saçma saçma oturuyor ve ara sıra odasından çıkıyor yemek yiyor.. Rahatlığına düşkün bir aptal.." İsabel kayboldu. Emily'de arkasından gitti. Red yere indiğinde Noe'yi gördüğünde yanına gitti ve alnına dokundu. Sonra aynısını kızlara yaptıktan sonra etrafına aurasını saldı ve kimsenin olmadığını doğruladı. Red eski bedenine geri döndü. Şimdilik fark edilmemeliydi.. Red sırıttı "Şimdi ise.. Bilgilerimi alacağım!" Red, dört kişiyi de mağaraya geri götürdükten sonra uzay boşluğu içinden kayboldu...

******

2 Ay Sonra...

Red eski benliğini ve bilgilerini aramak için yolculuğa çıkmıştı. Red ilk günlerde bir çok kez katliam çıkarmıştı ve zevk aldığını hissettiğinde gerçekten zihnindeki o kişilik olduğunu anlamıştı. Red'in aklında bir kaç hafta boyunca "Scrow" kelimesi yankılanıyordu. Red şehir şehir gezdikten sonra antik kitaplardan bile bilgi edinemedi.. Red son bir ay kala artık çeşitli yer altında gizli zindanları inceliyor ve hafızasını yenilemeye çalışıyordu. Red bir kaç yeri gezdikten sonra hatırlamaya başladığında zihninde akıl almaz ağrılar ve karanlık yüzler görüyordu. Konuşmalarda "***** Scrow. *******..." Scrow'dan başka hiçbir şey anlamıyordu.. Red'in aklına Emily geldi "Nasıl oluyordu biri hem dantian'a hem de manaya sahip olabilir?" Red kafası karışmıştı. Red gülümsedi "Acaba? Bende yapabilir miyim?" Red biraz düşündükten sonra bir sonuca ulaşamamıştı. Red oturduğu yerden kalktı "Bu gün 22.Yaşıma girdim.." Red odasından çıktığında hanın alt katına indi ve yemek sipariş ettikten sonra yedi ve handan çıktı. Red'in aklına bir anda bir sürü isim geldi "Allen? Lucy? Hina? Cyrus? Bunlar kim?" Red tanıdık bir duygu hissediyordu ancak çıkaramıyordu..

Red handan çıktığında her zamanki gibi şehirden çıktı dün şans eseri hissettiği zindana doğru ilerledi. Red bir kaç gün boyunca seyahat ettikten sonra zindanın önündeydi. Red kapının ortasındaki 11 noktadan oluşan küçük dairelerin ortasına elini koydu ve elementlerini yaydığı anda her bir daire parladıktan sonra kapının kilidi açıldı. Red ilerledi ve zindandan aşağı doğru indi. Red merdivenlerden inerken tanıdık bir hisse kapılmıştı. Red bir kaç kapı daha gördükten sonra kendini en yakın hissettiği kapıdan girdi ve bu şekilde yarım saat boyunca dolaştıktan sonra garip bir atmosferi olan odaya girdi. Red bir çok hançerin duvarda asılı durduğunu fark etti. Red göz kamaştırıcı hançerlerin yanına gittiğinde hançerler titremeye başladı. On iki hançer aynı ada havalandı ve Red'in kafasının yanında dönmeye başladılar. Red nostaljik hissetmişti "S-Siz? Nesiniz böyle? Benim için önemli olmalısınız ancak ne zaman?" Red anlamsızca elini kesti ve yukarı kaldırdıktan sonra hançerler tek tek Red'in kanına yaklaştı ve sürtündükten sonra ışık süzmesi olduktan sonra Red'in boynunda 12 tane küçük farklı dövme oluşmuştu..

Red'in zihnine anılar girerken dizlerinin üstüne çöktü. Red yumruğunu sıktı ve yere vurduğu anda zindan sarsılmamıştı bile.. Red acı içinde bağırırken acısı yavaşça indiğinde gözleri masmavi parladı ve zihnini dinginleştirdi. Red hançerlere bakmaktan masadaki notu daha sonra görmüştü. Red ayağa kalktı ve notu eline aldığında eli titredi "B-Bu benim yazım.." Red şu anda bile tıpatıp aynı yazıyordu! Aslında üç hayatında da aynıydı! Red notu okumaya başladı..

Seçilmişin İntikamı : Yeniden Doğuş (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin