1. Bölüm: Bardağı Taşıran Damla

2.1K 190 358
                                    

MAHŞER MİDİLLİSİ
*

Bardağı Taşıran Damla

"Dünya mahşere dönse dahi sonunda yine ben gülümserim."

Hayatın bize öğretmek istediklerini bazen bizim kafamız basmaz. Kendi bildiğimizi okurken daha önce hiç karşılaşmadığımız harflerle rastlaşırız. On dokuz yaşında genç bir kız olarak daha doğrusu Mahşer Midillisi olarak şunu söyleyebilirim.

"Dünya mahşer meydanına dönse dahi sonunda yine ben gülümserim."

Şunu da söylemeliyim ki...

"Kendi bildiğini kimseyi umursamadan cesurca okumalısın. Ama bazen yeni şeyler öğrenmenin de zararı yoktur."

Her şey herkesin sabrının aynı damla ile taşırmamla başlamıştı...

Ben olmaktan vazgeçmediğim kişiliğimle her yerde fark ediliyordum ve herkesin sinirlerini alt üst ediyordum. Sorun şu ki benim sorunlara fobim var. Bu yüzden her seferinden çığırtkan bir tavırla üste çıkmaktansa yalanla problemleri sükûta erdirmek isterdim. Üzerlerini nazlı bir bebek gibi usta oyunlara cebimden ya da böbreğimden fark etmeksizin taş çıkartan rollerimle örterdim.

Önümde birleştirdiğim ellerime bakarken sesimdeki en pişman tonla tekrarladım. Yüzümde acı ve zamanı geri almak isteyişimin büyük arzusu dolanıyordu.

Rol yapıyordum.

Yavru bir ceylan ürkekliği ile boynumu büktüm avcıma ve onun elinde gelecek kaderime razı göründüm.

"Özür dilerim, Müdür Bey."

Bakışlarındaki yumuşamayı zapt ediyor ve bana inanmamak için elinden geleni yapıyordu. Fakat sonunda duygusallığıma diz çökecekti, bu her zaman böyle olmuştu.

Ben bu işte net iyiyim. Rakip varsa tekte geçerim. Eğer cemiyet yalanla toplandıysa ben oranın, net üstadı olurdum.

Yalan üstadı, dalavere birincisi Ayça Anday.

Sonra silkelenip gözünün önünden sicilimi geçirmiş gibi geçmişi hatırladı. Sanki ben haksızlığımı kabul edince, beni daha fazla fırçalaması için imkan vermişim gibi oldu. Ağır ve öğretmenlikle terbiye olmuş kel başını bilgisayardan kaldırdı. Sabrının dibini sıyırıp kendini zor tutuyormuş gibi sıktığı dişlerini açtı.

"Ben seni anlayamıyorum kızım. Sen tam olarak ne yapmaya çalışıyorsun?"

Başımı kaldırıp kendimi açıklamak istedim. Sanki her şey ben elimi vurmadan önce toz pembeliğinde yaşıyordu da ben yok etmiştim. Kusura bakmayın ama okulun ismini Google'a yazınca ilk yorumda şeytan yuvası olduğunu okuyabilirdiniz. Buna rağmen sadece suçlu ben miydim?

Şimdi hatırladım da, o yorumu ben yazmıştım. Haklıyım ve kendimle bir kez daha gurur duyuyorum.

Mahzun bir ifade ile duygu sömürü yapmaya çalıştım. "Hocam şaka yapmak istemiştim."

Müdür durdu, bu savunmayı daha önce benden defalarca duymuştu. Bu sefer de bana inanmış olabilirdi. Tam sevinecekken yukarı kıvrılmaya hazır dudaklarım yarıda kaldı. Müdür öyle bir bağırdı ki gök gürültüsünün oda servisi yaptığını sandım. Sadece müdürün odası için geçerli büyük bir gürültü olmuştu.

Mahşer MidillisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin