MAHŞER MİDİLLİSİ
39. Bölüm
Eskiye Çıkan Sevgiliİnsan, insanı sevdikçe külfet dolu bir yük taşıyormuş. Zahmeti sevmek değil, zahmeti sevdiğini korumakmış.
Aslında sudur derya, deniz. Avucuna almadıkça bir kaba koymadıkça gözünde büyütürsün.
Okul bitmiş herkes etüt merkezine gidiyordu. Cümbüşhanenin sınıftan çıkması gerekmiyordu. Zaten hepsi aynı etüt sınıfındaydı. Orada çok ses yapıp diğerlerini rahatsız ettikleri için müdür artık orada etüt yapmalarını söylemişti.
Onlarında canına minnetti.
Ayça okulun çıkışına ilerleyip teyzesini bekledi. Oynadıkları oyun yüzünden saçları kabarmış tel tel uçuyordu. Videonun kapanışını asla böyle yapamazdı.
Ayça güzelliğine takıntılıydı. Her zaman parladığını bilen bir yıldız önüne geçen yıldızları sevmezdi.
Teyzesi ona saç düzleştirici ve saç kremi getirecekti. Bunu yapması için yarım saat dil dökmüştü. Evinde kalmayı bir gün daha ertelemişti.
Teyzesine çok alışmış ve bağlanmıştı Ayça. Bir koruyucuya ihtiyacı yoktu ama kol kanat germesi hoşuna gidiyordu. Onun yanında istemesi hoşuna gidiyordu. Daha önce pek talep gören biri olmadığı için bundan hoşlanmıştı.
Teyzesi ona bez çanta içinde istediklerini getirdi. "Etütten sonra doğru bizim eve." diye tembihlemişti. Ayça onun önünde emredersiniz diyerek eğilirken tepeden topladığı topuzu sallandı.
Ayça, etütün başlama saatine baktı. O zamana kadar kızlar tuvaletinden saçını yıkar. Fönü de artık boş bir sınıfta çekerdi. Kızlar tuvaletinde priz yoktu. Akıllı tahtaların yanındakini kullanması gerekiyordu.
Okula doğru yürürken gün boyu göremediği kişiyi fark etti. Murat elinde kitapları ile onun gelmesini bekliyordu. Ayça onun vücut dilinden anlamak istediğini okuyordu. Zorunlu bir selam verip ders çalışmaya koşacaktı.
Ayça olanın farkındaydı. Sınav bitene kadar Murat, ikisinin bildiği bir ilişkiyi istiyordu. Sonrasında müsait olunca dönecekti. Ama Ayça böyle biri değildi.
Ya hep ya hiç... Ona aşık değildi, her lise birlikteliği gibi çabuk biter hemen unuturdu. Ayça tam da böyle biriydi.
Murat sıcak bir gülümseme ile "Merhaba." dediğinde salağa yatması Ayça'yı sinirlendirdi. Kaşını kaldırıp soğuk tavırları ile baktı.
"Kime göre?"
"Anlamadım."
Ayça sırıtıp, onu küçümseyerek baktı. Herkesi kendi gibi mi zannediyordu? Dünya ve insanlar onun kurguladığı gibi mi oynayacaktı. Ayça'nın hiçbir şey olmamış gibi ona sarılmasını mı bekliyordu?
"Neyi anlamadın? Kime göre merhaba; herhangi bir öğrenciye göre mi sevgiliye göre mi? Ki sevgili olma ihtimali düşük."
Murat konunun üzerine kapatmanın gereksiz olduğunu anladı. Sınava iki ay kalmıştı ve bu zaman dilimi onun nefessiz kalırcasına çalışmaya devam etmesini söylüyordu. Dedesi ve babası başında gardiyandı.
Belki ince ayrıntıları ile anlatsa Ayça onu anlamazdı, küçümser ya da ona acırdı. Kendi yolunu çizen kız, sevgili olduğu oğlanın başkası tarafından çizilen çizgiden çıkamadığını anlarsa bir daha yüzüne bakmazdı.
"Bak haklısın yanına hiç gelemedim ama sende telefonlarımı açmadım."
Ayça histerik bir kahkaha attı. Geceleri arıyordu o da bazen. Mesaj atıyordu. Ayça sosyal medyasından tanımadığı takipçilerinden daha fazla ilgi görmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahşer Midillisi
Teen Fiction"Dünya mahşer meydanına dönse dahi sonunda ben yine gülümseyeceğim. Benim olayım bu." Artık çözülemez bir sorun haline gelen Ayça, anneannesinin yanına kasabaya gönderilir. Antisosyal olan on dokuz yaşındaki kız için kurulan tüm düzenler, planlanan...