Mahşer Midillisi
16. Bölüm
Evini Yakan Şeytan-Ayça Anday
Herkesin karşısına çıkaracağı sorun onun için fazla hafif geliyordu. Göletin yanındaki sıralı parklardan birine oturmuş renkli ışıklandırmayla gecede gökkuşağına benzeyen göleti seyrediyordu.
Telefonu çaldığında düşüncelerinden koparan zil sesi irkilmesine neden oldu. Hava biraz soğumuştu ve kararmıştı. Arayan Mustafa'ydı, bugün için heyecanlıydı. Oysa sadece güzellik yarışmasındaki birinci açıklanacak sanıyordu. Sadece bunun için bile bu kadar heyecanlıydı eğer Ayça'nın gerçek planını bilse nasıl olurdu diye düşünmek Ayça'yı güldürdü.
Mustafa merak içinde sordu. "Neredesin?"
Sakin bir şekilde "Gölette." dediğinde Mustafa açıklamayı unutmuş olabileceği korkusu sardı.
"Ne yapıyorsun? Bugün liseler arası hesabından yarışmanın kazananı açıklanacak. Unutmadın değil mi?"
"Yok unutmadım. Sen animasyonlu bir gönderi hazırlamışsın, güzel olmuş."
Mustafa her zaman ailesi tarafından denetleniyor, bu yüzden kısıtlı zamanlarda telefon ile uğraşabiliyordu. Animasyonlu gönderiyi güzel yapmak onu da şaşırttı, böyle şeyleri becerebileceğini bilmiyordu.
"Bende beklemiyordum ama baya güzel oldu."
Ayça sık boğaz edilmemek için konuşmayı bitirdi, düşünmeye geri dönmek istiyordu.
"Tamam o zaman. Ben açıklayacağımı açıklayacağım. Sen bekle." deyip kapattı. Çok düşündü çünkü geri dönüşü olmayacaktı ve kendine hesap verirken çok düşündüm diyebilmeliydi.
Telefonunu karıştırıp kendi hazırladığı gönderiyi buldu. Emin olmak için tekrar okudu, çünkü bunu yaparsa popülerliği artan ve takipçisi çok olan hesapta geri vites yapamazdı.
"Game Of Highschool Sırları Fısıldıyor: Ahmet Haşim Anadolu Lisesi'nin Müdürü Akif Yazgı'nın küçük sırrı. Herkesin çok sevdiği Akif Yazgı öğrencileri ile yakından ilgilenen herkesin gözde müdürü olarak bilinir. Hatta ilçe dışından olanlara ev bile ayarlar. Peki o evler için emlakçıdan komisyon aldığını biliyor muydunuz? Artık biliyorsunuz, küçük şeytanlar. Şimdi Akif Yazgı'ya cehennem olabilirsiniz."
İyice düşündü... Bildiği bir şey vardı. Şeytan evini yakıyordu ve cehennem yok olmuyor, her yerde oluyordu.
___
-Murat Yazgı
Sessiz adımların bir manası yoktu. Apartmana girmeden önce dedesinin pencerede görmüştü. Ayça'ya söylediği gibi pencerede bekliyordu. Acaba Ayça'nın söylediği gibide gölete doğru kaçmalı mıydı diye düşündü. Kendi haline acıyarak güldü ve eve girdi.
Girer girmez, bastonun üstüne öfke ile basarak yürüyen dedesi bağırdı. "Çabuk buraya gel!" Daha fazla sinirlenirse kötü olurdu. Çantasını yere bırakıp yanına gitti.
Öfkeden parlayan kırışık yüzdeki gözler onu çocukluğundan beri korkutuyordu. Gözlerini kaçırırken "Merhaba dede." diye mırıldandı.
Bir şeyler söylemek, bu konunun üstünden atlayıp hemencecik geçmek istiyordu. Fakat o an cesaretle attığı yumruk şimdi korkudan sıkılmış parmakları arasındaydı. Dedesi korktuğu kadar vardı.
Ona göre torununun konuşmaya bile hakkı yoktu. Birde selam vermesini alaycı buldu. "Merhaba dede? Serseri!"
Öfkenin gücü ve adrenalin kaslardaki kuvveti ile elindeki bastonu kaldırıp torunun koluna vurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahşer Midillisi
Roman pour Adolescents"Dünya mahşer meydanına dönse dahi sonunda ben yine gülümseyeceğim. Benim olayım bu." Artık çözülemez bir sorun haline gelen Ayça, anneannesinin yanına kasabaya gönderilir. Antisosyal olan on dokuz yaşındaki kız için kurulan tüm düzenler, planlanan...