Mahşer Midillisi
Bölüm 55: Yan Sön, Yanlış Yön🕸music 🕸
Kurtuluş Kuş& Burak Bulut- Sargı
Tarkan- Yap bi GüzellikDünyanın döngüsünü anlamak
ve buna bir kılıf uydurmak için
çok çabalamak gerekir.On dokuz yaşında, zayıf olmama rağmen kendimi dünyanın en güçlüsü
sandığım yaşımdaydım.Sanmaktan yandı benim başım,
gerçeği bilmeden ihtimalleri
kabul ederek boğuldu
on dokuz yaşım.İhtimalleri görmek ve sezmek korkakların cesurlardan daha iyi yaptığı bir iştir. Onlar işin sonunda tüm kötü sonuçları bilirler. Fakat cesurlar sadece ne istediklerine odaklandığı için peşinden oldukları sonuçla ilgilenirler. Hiç akıllarına gelmeyen ihtimal başına bile gelebilir.
Ayça hafta sonunda bu işi bitirmeye kararlıydı. Artık yola koyulup öcünü almaya ve kar elde etmeye başlayacaktı. Elindeki koz onun tek gücündü. Fakat videoyu olduğundan fazla güç olarak görmemesi gerektiğini kendine hatırlattı.
Elini paraşüt kumaşlı yürürken haşır huşur eden kargo pantolonun cebine soktu. Telefonunda açılmayı hazırda bekleyen videoya uzanmak için can atıyordu. Fakat yüzünde hissizliği belirten soğukkanlı ifadesine yer vermişti.
Merkeze gelmek için okul çıkışı Yol Kafe'de çalışıp bulaşık yıkamıştı. Ama eline verilen para sadece elli liraydı. Eski kahve parası şimdi saatlerce çalışıp, yorulduğu, terini akıtıp eline mide bulandırıcı yemek artıklarını değdirdiği işin tutarıydı.
Bu para sadece merkeze gidiş dönüşte otobüs parası yapmaya yeterliydi. Bunu iyi değerlendirmeliydi. Parasızlıktan nefret etmişti. Her neyi istese kollarını ikiye açıp geçit vermeyen bir sorundu.
Bunu da halledecekti. Sadece kendini kontrol etmeyi başarmalı ve bunu tek bir görüşmede kesin bir hükme bağlamalıydı.
Eniştesinin onu ciddiye almasını sağlamalı ve gözünü sağlam korkutmalıydı. Çalıştığı bara geldi, orada güvenlikten sorumlu müdür olarak çalışıyordu. Ama Ayça bunun paravan olduğunu düşünüyordu.
Yavaş yavaş dolmaya başlamış barın kapısına ulaştığında kapısındaki irikıyım, kaba, hafif göbekli ve orta boylu adam onu süzdü.
Ayça elini pantolonunun cebinden çıkarıp büstiyerinin üstüne soğuk olur diye gittiğini ceketinin cebine soktu. Önünü kapatır gibi ellerini yakınlaştırdı. Yerine göre giyinmişti ama yaşının küçük olmasından şüphe edecek adamdan bakışlarını kaçırmadı.
Eğer aksini iddia ederse her an kanıtlayabileceğini gösterecek kadar cesurdu. Herhangi bir çekincesi olmadığını belli ediyordu.
İçeriye girip uzun aynalı koridorda adım atarken git gide yükselen sesi kulaklarına baskı yapıyordu. İnsan sesleri boğuk geliyordu.
Hareketli şarkının ritimleri ile çılgınca dans eden insanlar mekanın ortasındaydı. İçmek isteyenlerse kenardaki masalarda durmuş birbirlerini duyabilmek için yakınlaşarak konuşuyorlardı.
Ortam ve enerji Ayça'yı içine çekiyordu. Etraftaki renkli ışıklar dans eden insanların delice bağırmaları onu çağırıyordu.
Yavaşça elini cebinden çıkarıp dört açtığı gözlerini etrafta gezdirdi. Herkesi aynı anda görmek tüm her şeyi keşfetmek istiyordu.
Ortamın sıcaklığı onu da etkiledi. Ceketini yavaşça omuzlarından indirip çıkardı. Bazı komik adamların dans edişini görünce güldü.
Arkadan gelen bir kişi onun omzuna çarpıp öne doğru sendelemesine neden olduğunda mekanın ortasına doğru atıldığını fark etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahşer Midillisi
Teen Fiction"Dünya mahşer meydanına dönse dahi sonunda ben yine gülümseyeceğim. Benim olayım bu." Artık çözülemez bir sorun haline gelen Ayça, anneannesinin yanına kasabaya gönderilir. Antisosyal olan on dokuz yaşındaki kız için kurulan tüm düzenler, planlanan...