İyi okumalar, bol bol yorum yapın, teşekkürler.
Mahşer Midillisi
Bölüm 52
Her şeyin Tersi
Bazı beyinlerin; aksine olan tüm müdahalelere büyük bir imanla taptığı görülür. Ters olan neyse ona bağlı kalmak gerektiğine emindir.Tüm bu duygular 'yoldan çıkmışların', 'yolunda olanlardan' üstün olabileceği düşüncesi değildir. Aslında yolunda ilerlese bile mutlu olamayacağına emindir.
Mutsuzluğa kefil ve ispat olarak yoldan çıktığını dile getirebilir. Herkes mutlu olmak için neler yapacağını az çok bilir... Fakat çok az kişi mutlu olmak için elinden geleni yapsa da mutsuz olacağını iyi bilir.
Bu insanlar kendilerini mutlu ya da mutsuz kesimlerden ayrı tutmak zorunda olduklarını düşünürler. Sarf edipte elde edememek canlarını fazlasıyla sıkar. Bu yüzden çabalamadan kaybettiklerini göstermeye çalışırlar.
Böylece onlar 'yoldan çıkmışların' ayaklarını sürüterek çizdikleri yeni bir rota belirlerler.
Mutsuzluklarının bir nedeni olmak zorunda değildir. Onlar öylece yaşayıp gidiyorlardır.
Bu insanlar mutsuz ya da mutlu olmaktan da elde edebileceği herhangi bir şey olmadığına emindirler. Bunun aksini düşünmeyi başaramazlar. Yaratılışlarına işlemiş düşüncedir.
Ayça ona belirlenen yolda yürüse ve yetişkinlerin istediğini yapsa bile mutlu olmayacağından emindi. Buna tüm kalbi ile inandı.
Sonrasında yolunda canını vereceği karakterine sahip oldu. Bunun için herkesle savaşabilirdi. Kendine bir gaye edinmişti. Benliğini, herkesin aksi gördüğü kimliğini koruyacaktı. Çünkü mutlu olmaya çalışmanın başarısızlıkla sonuçlanacağına emindi.
Bu doğrusunu kimseyle paylaşmadı, bunu yapamayacağını biliyordu. Çünkü onu kimse anlamazdı.
Küçükken yaramaz olmak, büyüklerin öğütlerini dinlememek ya da en basitinden söylenen hiçbir tavsiyeye uymamak onun elinden gelen en iyi davranıştı.
Onu fazla yormaz ve gereğinden fazla incitmezdi.
En alt benliğinde savaşmadan ve yönetmeden sahip olabileceği bir kişiliğe büründü. Cin şişeleri oradan dolup geliyordu ve tilki çiftliğinin tüm masrafları o alt benlikten karşılanıyordu.
O kötü biriydi, diğer insanlar onu böyle tanımadıktan sonra daha rahat bırakırdı. Biraz şey olmaktan nefret ederken kötü biri olmak onu rahatsız etmiyordu.
Çünkü kötü insanları bile sevenler bulunurdu. Kötü kızları kötü çocuklar severdi. Ama bazen istisnalar olabiliyordu.
Ayça başını çevirip yanında yürürken onun için küçük küreği ve fide olarak meşe ağacından kestikleri dalı taşıyan Tolga'ya baktı.
Onunla olmaktan mutluydu ama içini kemiren bir durum vardı. Tam olarak ne olduğundan haberdar değildi, fakat her hissettiğinde gözlerini kapatıyordu.
Bu içini kemiren his, tilki çiftliğine giren kurt oldu. Daha yavru olduğu için işinde gücünde olan tilkiler onu fark etse bile önemsemediler.
Bu küçük kurdun büyümeden tilki çiftliğini terk edeceğine karar verdiler. Ayça kafasını sallayıp kurdu hissettiği zamanlarda yaptığı gibi derin bir nefes aldı ve kocaman bir gülümseme ile etrafa baktı.
Onu yok sayarak öldürebilirdi. En değerli düşünceler bile ilgi ile beslenmezse kısa zamanda ölürlerdi. Böylesine küçük kuruntu kurdunu önemsizdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahşer Midillisi
Teen Fiction"Dünya mahşer meydanına dönse dahi sonunda ben yine gülümseyeceğim. Benim olayım bu." Artık çözülemez bir sorun haline gelen Ayça, anneannesinin yanına kasabaya gönderilir. Antisosyal olan on dokuz yaşındaki kız için kurulan tüm düzenler, planlanan...