Mahşer Midillisi
37. Bölüm
KazazedeEn güzeli neymiş şimdi anladım. On dokuz yaşında daha yolun başındayken tüm çiçeklerin güzel kokacağını ve her ağacın size gülümseyeceğini düşünmekmiş. On dokuz yaşında umut dolu ve hayata sevgi dolu bakmak güzelmiş.
Düşebilir ama kalkarız; biraz acır belki birazdan fazla ama sonra geçer.
"Yalandan uyuyorsun, biliyorum. Ama bekleyeceğim. Elbet uyanacaksın."
Ayça gözlerini açmayacaktı, birkaç gün daha kaçabilirdi. Başında ellerini beline koymuş onu bekleyen Naime Sultan'a biraz daha sabretmeliydi. Teyzesi geldiği an uyuma numarasını bırakabilirdi.
Sadece sabretmeliydi.
Naime Sultan evine gizlice kedi sokulmasının hesabını soracaktı. Bunu kızı olduğunda yapamıyordu bu yüzden yalnız kaldıklarında üzerine kara bulut gibi çöküyordu.
Ayça'yı kolundan dürttü, ısrarcı bir şekilde. Daha fazla sabredemeyen Ayça gözlerini açar açmak çemkirdi. Nasıl da inatçı bir kadındı. Gitmek bilmiyordu, bu sefer çok kararlıydı.
"Ya git Azrail gibi çöktün üstüme! "
Onun elbet uyanacağını ve pes edeceğini bilen Naime Sultan sözüne gelen toruna sırıttı. "Ne dedim." Şimdi günlerdir içinde tuttuğunu bir bir dökecekti.
Ayça ise joker kartı olan kazayı kullanıp onu durdurmak istedi. Sonuçta burada isteyerek değil mecbur olduğu için kalıyordu. Ona iyi davranması gerekirdi.
"Ya kazazedeyim ben zalim kadın. Şuraya iki şuraya üç dikiş attılar."
Naime Sultan gözlerini devirdi, daha kaç kişiye bu dikiş yalanını atacaktı. "Hadi oradan. Senin işin gücün yalan dalavere."
"Teyzem pansuman edeceği zaman görürsün." Çok iyi biliyordu ki yaşlı kadın yarasına bakamıyor, içim çekiliyor diyerek hemen kaçıyordu.
Naime Sultan konuyu saptırmasına izin verecek değildi. "O şeyi eve getirdin demek." İsmini bile söyleyemiyordu.
Ayça köşeye sıkışmış hissederken uzandığı koltuğa sindi. Yutkunup kendine kaçış aradı. Cin şişeleri ve tilki çiftliği bir süredir iş yapmadığı için paslanmış ve tembelleşmişti.
Banyonun kapısı açıldığında Ayça'nın gözleri parladı. Teyzesi duşunu almış demekti. Ona sakın şikayet etme der gibi bakan anneannesinin inadına daha fazla bağırdı.
"Teyze! Naime Sultan bana kötü davranıyor. Ben evime gitmek istiyorum!"
Feride üzerine sarılı havlu ile salona gitmek istemedi. Olduğu yerden annesine ikaz dolu bir seslenme yolladı.
"Anne!" Sesinin tınısında biz ne anlaşmıştık seninle dediği anlaşılıyordu.
Naime Sultan tekli koltuğuna gerilerken nefretle baktı torununa. "Hemen ispiyonla, hemen. Fesat seni."
Ayça'nın artık uyuma numarası yapmasına gerek yoktu. Teyzesi bir bağırış uzaklıktaydı. Düşmanı geri püskürttüğü için gayet keyifliydi.
"Kimse çektiysem artık."
"Ee ne yapacaksın? Yatacak mısın böyle?"
Onu eleştiren anneannesini alaya aldı. Kaç gündür bu koltuğa yapışmıştı resmen. Yeri her ne kadar rahat olsa da Ayça için böylesi uygun değildi. O hareket insanıydı. Oturduğu yerde sıkılıyordu.
Hafif sağına doğru dönüp üzerindeki örtüyü düzeltti. "Yok sadece böyle yatmayacağım. Kıçımı biraz sonra da bu tarafa döneceğim. Tek tip yatamıyorum ben." Resmen rahatlığı ile hava atıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahşer Midillisi
Teen Fiction"Dünya mahşer meydanına dönse dahi sonunda ben yine gülümseyeceğim. Benim olayım bu." Artık çözülemez bir sorun haline gelen Ayça, anneannesinin yanına kasabaya gönderilir. Antisosyal olan on dokuz yaşındaki kız için kurulan tüm düzenler, planlanan...