İyi okumalar dilerim 🤍
(Bölüme şarkı bırakabilirsiniz.)~Mahşer Midillisi~
31. BÖLÜM- Maç -
Düzeni sanıldığı gibi güçlü olanlar değil alışamayanlar değiştirir. Sizden önceki tüm oluşumları bozabilmek için onların hiçbirine katılmıyor olmanız gerekir. Çünkü insan benimsediğinde vazgeçemez.Bu yüzden kaide şudur: Yıkmak istediğim dağın taşı değilsindir.
Dağ ne kadar büyük olursa olsun her zaman bir zirvesi en yüksek tepesi vardır. Yıkabilmeniz ve zirveye çıkabilmeniz için cesaretinizin yanı sıra içinizde yeni zirveler yaratmanız gerekir. Yoksa sadece yığıntı toprağınız olur, yenisini yapmadıktan sonra eski dağı anarsınız.
Ayça onu bir süredir izliyordu, Tolga'da izlendiğinin farkındaydı. Yine de okuduğu kitaba odaklanabiliyordu. Mahşer Midillisinin evini yakan bir şeytan gibi aklından geçenlerin içine kendini de katması en azından başına gelebilecek olaylarda onunda bulunacağı ihtimali ile içini biraz rahatlatıyordu.
Oysa ona bakılarak oluşan düşünceler ihtimalin aksine iyi niyete gebe sorgulardı. Ayça kendi ile ölçebilmenin zor olduğu oğlana bakarken düşüncelerini tarttı. Tolga istediği yeri bilen biriydi. Fakat kendi ile ilgili gelecekte bildiği şey her insan gibi bir gün öleceğiydi. Bundan gerisini önemsemek saçma geliyordu. Tolga'nın kötü gelen hırsı yavaşça farklılaştı. Düşüncelerine kılıf giydirmedi onları dönüştürdü.
Herkesin olmak istediği arzuladığı bir hayat vardı. Buna kavuşmak için elinden geleni yapmak, bu yolda geriye bakmadan yürümek gerekirdi.
Zirve tek kişilikti ve aşağı bakmak için değil en yüksekte olmak için çıkılırdı.
Bu yüzden Tolga'nın kibri ve davranışları bu düşünceyle yavaşça şekil değiştirmeye hazırlandı. Hiçbir arkadaşı yoktu yanında ama her zaman çantasının içinde kitapları vardı. Belki yaşıtları arasında kabul görmekte kötüydü fakat geleceği için onu her yere kabul ettirecek iyi notları vardı.
Ayça onunla ortaklaştıkları yönlerin olduğunu iddia edebilirdi. O hayatına değer veriyordu ve o da hikayenin baş karakterinin kendi olduğunu düşünüyordu. Tek fark Ayça'nın hikayesi genç kurgu olabilirdi, Tolga'nın ki başarı hikayesi...
Ayça'yı bozan yine cinnet ve sinir bozukluğunun eşiklerinde hamak kurmuş sallanan Enes oldu. Hamağını sallayıp onu delirtmeye çalışanda kimseyi şaşırtmayacak Berna'ydı. Ona dayanmakta güçlük çeken Enes birlik konuşması ile sınıfı tek yumruk yapan arkadaşına geldi ve sızlandı.
"Mahşer Eşeğim, bu kız beni deli edecek."
Minibüste koltuklarına arasındaki boşluk yerde diz çöküp oturdu. Ayça ona şefkat gösterdi ve çocuk gibi avutmaya çalıştı. Onun yanağını okşarken elindeki telefonu gösterdi.
"Kıyamam gel. Sana da ejderhamı göstereyim."
Fotoğrafları bir bir geçerken Enes beğenmediği belli olan bakışlarını sonunda ona dikti. Yüzünü buruşturdu.
"Çok kötü çekmişsin bu ne be? Böyle mi fenomen olacaksın?"
Ayça hemen telefonun kapatıp kaşlarını çattı. Bunlar çektiği en güzel fotoğraflardı, üstüne üstlük ne kadar zorlandığından bahsetmişti. Kedi değil ejderha çekiyordu, en azından beğenmiş gibi yapıp onun emeğini küçümsememeliydi. Onun omzundan geriye itti, hayal kırıklığı ile küfür etti ona.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahşer Midillisi
Fiksi Remaja"Dünya mahşer meydanına dönse dahi sonunda ben yine gülümseyeceğim. Benim olayım bu." Artık çözülemez bir sorun haline gelen Ayça, anneannesinin yanına kasabaya gönderilir. Antisosyal olan on dokuz yaşındaki kız için kurulan tüm düzenler, planlanan...