MAHŞER MİDİLLİSİ
8. BÖLÜM
Tolga ile AnlaşmaHayatın oyun olduğunu düşünenler, karşılarına her çıkan durumda bir numara ararlar. Fakat hayatla oyun oynayanlar karşılaştıklarıyla sadece gülümseyip eğlenir.
Her oyunun bir rolü vardır tabii... Ayça bu sefer tilki çarkından kendine yeni bir kimlik seçmişti. Ona ciddiyet katan bir ceket, resmi kalem bir etekle ilçedeki emlakçılardan birine girmişti.
Adama hâl ve hareketi ile poz keserken çok beklentisi yokmuş gibi davrandı. İşlerden sıkılan ve başını alıp çekip giden biri gibi davranıyordu.
"Ben bir artı bire bile razıyım, beyefendi. Kafa dinlemeye geldim de."
Ev tutmakta bu kadar kararlı ve acele davranan bir müşteri, emlakçı için hazır para demekti. Ona bir ev kiralamayı çok istiyordu. Fakat elinde istediği türden bir ev yoktu. İlçe de genellikle aile evleri tutuluyordu. Stüdyo daire benzeri evler pek yoktu. Olanlarda zaten okul açılınca tutulmuştu.
Emlakçı iyice düşünüp not aldığı ajandasına baktı.
"Aslında tam sizin istediğiniz gibi bir ev var. On beş bilemediniz yirmi güne çıkacaklar."
Ayça rol yapmayı unutup ağzını açarak şaşkın bir şekilde baktı. Kendini toplayıp rolüne devam etse de hemen kiralayacağım dediği adamın on beş yirmi gün süre istemesine bozuldu.
"On beş yirmi güne mi?" Diye sorarak burun kıvırdı. Başka bir emlakçıya gidecekti.
Müşteri kaybetmek istemeyen emlakçı, onu ev konusunda ikna etmeye çalıştı.
"Hem fiyatı kesenize uygun hemde ilçenin en güzel yerinde. İsterseniz gidip gezelim. İnanın bu evi kaçırırsanız üzülürsünüz."
Ayça yarım ağız pekte heveslisi olmadığını belli ederek "Olur bakalım..." dedi. Kendini ağırdan alarak ayağa kalktı.
Emlakçı hemen ayağa kalkıp müşterisini memnun etmek için acele davrandı. Sonradan aklına masadaki zarf gelince çırağına seslendi.
"Oğlum, sen şu Akif Müdür'ün payını götür."
Ayça duyduğu isme kulak kesilip "Akif Müdür mü? Caminin yanında ki lisenin müdürü mü?" diye sordu.
Aynı kişi olduğunu anlaması adamın çekingen tavırlarından belli oldu. Emlakçı gözleriyle tartıp, güvenilir biri mi diye baktı. Genç biriydi, tanıdık değildi buralı olsa tanırdı.
"Siz nereden tanıyorsunuz? Öğrencisi falan mısınız?" Diye sorarken yaşını tahmin etmeye çalışıyordu. Ama Ayça bunu anladıkça daha kıymetle rolüne büründü.
Akif Müdür'ün öğrencilerin ev bulmasına yardımcı olduğunu biliyordu. Emlakçı pay verdiğine göre, iyilik diye bilinen aslında çıkar olmalıydı.
"Yok babamın arkadaşı, yakınlar baya. Akif Müdür için amcam desem yeridir. Neden böyle sorguladınız ki, hiç anlamadım."
Emlakçı rahatladı, elinde anahtar dolu bir cüzdan alıp kapıyı açtı. İlk önce Ayça'nın geçmesi için müsaade etti.
"Yok canım ne paniklemesi. Yanlış anlaşılma falan olur diye."
Ayça kapıdan çıkıp 'yok canım, ne yanlış anlayacağım' der gibi baktı adama. Sonra pek meraklısı değilmiş gibi davrandı. Sadece sohbet etmek için soruyor havasına girdi.
"Ne diye pay gönderiyorsunuz?"
Emlakçı ondan şüphelenmeyince samimiyet oluşsun da belki hatıra gönüle evi tutar diye gerçeği söyledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahşer Midillisi
Teen Fiction"Dünya mahşer meydanına dönse dahi sonunda ben yine gülümseyeceğim. Benim olayım bu." Artık çözülemez bir sorun haline gelen Ayça, anneannesinin yanına kasabaya gönderilir. Antisosyal olan on dokuz yaşındaki kız için kurulan tüm düzenler, planlanan...