Oy ve yorumlarınızı merakla bekliyorum. 🌼
Mahşer Midillisi
34. Bölüm
Kalbin Hissetmesi ve İstemesi
Su bulma niyeti mi yoksa tesadüfen kazdığın bir çukurdan mı su çıkınca değerlidir?Aklı başında gençlerin doğru bileceği soru olduğu söylenir. Oysa gençlerin akılları değil gençlikleri başındadır.
Taşlar dizilerek çizilen yolların geçtiği yerler çıkmaz bir sokağa ya da manzarası kötü bir yere çıktığında usta da taşlar da suçludur.
En bilindik olgunluk yaptığı hareketin sonucunu üstlenmektir. Sonuçlar karşınıza geldiğinde kaçmak ve suçu başkasında bulmaya çalışmak yerine çözüme ulaşmaya çalışılır.
Bu olgunluk on dokuz yaşındaki gençler için sadece aptallık olarak görülebilir.
Akif Müdür, elindeki kağıtlar ile hışımla cümbüşhaneye diğer adıyla sonuncular sınıfına girdi. Ceketinin düğmeleri nadir görünür bir şekilde ilikli değildi. O hızlı bir şekilde yürürken ceketi geriye doğru uçuşuyordu.
Kağıtları masanın üzerine atarak sert bir konuşma olacağını belli etti. Yüzündeki ifade de öfkesini ve ciddiyetini belli ediyordu. Sınıftakiler ders arasında onları ziyarete gelen müdüre odaklandılar.
Ayça, arka sırada Enes ile birlikte telefondan video izliyorlar ve bir şey hakkında sohbet ediyorlardı. İkisi de hızlı bir girişle sınıfta gergin hava yaratıp sert rüzgâr estiren müdüre dikkat kesildiler.
Yayıldıkları sıralarında dikleştiler ve kendilerine çeki düzen verdiler. Müdür gözleri ile saniye içinde yerinde oturan Ayça'yı buldu ama gözlerini çevirip tahtaya bakarken konuştu.
"Ayça Anday, tahtaya çık."
Ayça neler olduğunu tahmin edebiliyordu. Ama Enes'in meraklı bakışlarına net bir cevap veremeyeceği için omuzlarını silkti. Arkadaşının neler oluyor bakışına mimikleri ile bilmiyorum demişti.
Enes bacaklarını kenara çekip onun köşeden çıkmasına izin verdi. Olayın seyircisiydi. Ayça yerinden kalkıp tahtaya doğru ilerlerken müdürün yüz ifadesi bile tavırlarını değiştirmeye niyetli olmadığını gösterdi.
Yapmacık bir şekilde gülümsemesi ve sahte hürmet gösterisi içinde konuştu. "Ne oldu müdürüm, orayı silmeyi mi unutmuşum?" En son okulu temizleme cezasında kalmışlardı. Ayça bunun öcünü almadıkça konu burada kalacaktı.
Akif Müdür ellerini belinin iki kenarına siyah deri kemerinin üzerine koydu. Kibar adamdan kabadayı esintisi geliyordu. Onun ilk kez bu yanını gören Ayça şaşırmadan edemezdi.
Fakat her insanın birden çok yöne bölündüğünü biliyordu. Bu taraflarını kişilere ve özel olarak dışa sunarlardı. Bundan dolayı bu farklılıklarla karşılaşsa dahi tepki vermedi.
Akif Müdür suçlamadan çok onu itiraf ettirmek için sordu. "Sen şikayet ettin değil mi?" Milli eğitime kadar giden bir meselenin sadece şaka olmadığını anlamalıydılar.
Onlara yeterince müsamaha göstermişti. Bunlar fazlası ile tepesine çıkıyorlardı. Onları hizaya getirmek için sabırlı davranırken başkalarının da iplerini kopardığını gördü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahşer Midillisi
Roman pour Adolescents"Dünya mahşer meydanına dönse dahi sonunda ben yine gülümseyeceğim. Benim olayım bu." Artık çözülemez bir sorun haline gelen Ayça, anneannesinin yanına kasabaya gönderilir. Antisosyal olan on dokuz yaşındaki kız için kurulan tüm düzenler, planlanan...