Selam herkese. Mevcut sıralamalarda yükseliyoruz. Oy ve yorum yaparak destekler misiniz? Emoji bile olur bence. Sıralamalarda yüksekte olmak beni mutlu ediyor. Şu an mizahta #252'yiz. Allah #1 olmayı nasip etsin diyelim ne diyelim. Umarım bizim ailenin hallerini beğenirsiniz. İyi okumalar.
Mahşer Midillisi
46. Bölüm
Eski Aile Günlerinden"Bundan almaz mısınız Göktuğ Bey?" diyerek masanın ortasındaki içi patlıcan kebabı dolu servis tabağını uzattı.
Feride yemekte ağırladığı misafirlerine hürmet ediyordu. En güzel şekilde ağırlamak istiyordu. Uzattığı patlıcan kebabını yeniden servis ediyordu.
Geri çevirmenin kabalık olacağını düşünen Göktuğ servis tabağından kendi tabağına bir tane aldı. "Teşekkür ederim." Yemekler güzel olmuştu ve fazlaca yemişti. Daha şimdiden doymuş gibiydi.
O gün ki kavgalarından dolayı hınç çıkarmak isteyen Naime Sultan geldiğinden beridir Ayça'ya bulaşıyordu. Ona kızdığı ya da küstüğü yoktu. Aslında nazlı ve sinsi bir oyun gibi birbirlerini sinir ediyorlardı.
"Mahşer Midillisi şu tuzu uzat." diye emir verdi.
Masanın kurulmasına bile yardım eden Ayça sürekli iş buyuran ninesine çıkıştı. Masanın ortasındaki tuzu alıp onun önüne koyarken söylendi.
"Babanın işçisi yok." Daha sonra ister diye ekmek sepetini de uzattı. "Şunları yanına al bir daha isteme benden."
Cem kızının böyle yapmasına utandı. Kaba davranmasından ve büyüğünü karşı saygısız olmasından rahatsız oldu. Zaten kızını dikkat ve özenle yetiştirmediği için yaşlı kadın sürekli kızıyordu.
Masanın üzerine hafifçe eğilip kısık sesle konuşurken garip bir tebessümle uyardı. Kızdığını belli etmemeye çalışıyordu. Öğüt veriyormuş gibi görünürse belki kızı tarafından ters tepilmezdi.
"Kızım. Neden saygısızlık yapıyorsun? Kadıncağız bir şey istedi sadece."
Ayça ağzındaki lokmayı yutmak için acele etti. Onun her zamanki haliydi. Babası sırf Naime Sultan'ın gözüne girebilmek için terbiye veren baba rolünü yapıyordu.
Ayça sırtından bıçaklanmış, satılmıştı. Babasına laf yetiştirecekti ama ondan önce Naime ayıplar gibi dilini şaklattı.
"Terbiye vermek yeni mi aklına geldi?"
Ayça, ninesinden beğenisi yerine azarını alan babasına sırıtarak baktı. Elini göğsüne sürüp dudaklarını oynatarak babasının anlayacağı şekilde konuştu.
"Oh canıma değsin!"
Cem bozularak önüne döndüğünde araya girmemenin iyi olacağını anladı. Ne söylese yaşlı kadın onu kendinden taraf görmeyecekti.
Feride çaktırmadan gözlerini büyütüp kaşlarını kaldırarak annesini uyardı. "Anne." dedi hafif uyarıcı tonda. Sakin bir yemek yemek bu kadar zor olmamalıydı.
Ortamın nabzı tutulmaya çalışılırken Ayça ağzındaki büyük lokmayı yutup amcasının tabağına göz dikti.
"Amca yemiyorsan ben alayım mı?" Göktuğ formuna dikkat eden pek yağlı şeyler yemeyen sportif biriydi. Zaten zorla yediği için severek kabul edecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahşer Midillisi
Novela Juvenil"Dünya mahşer meydanına dönse dahi sonunda ben yine gülümseyeceğim. Benim olayım bu." Artık çözülemez bir sorun haline gelen Ayça, anneannesinin yanına kasabaya gönderilir. Antisosyal olan on dokuz yaşındaki kız için kurulan tüm düzenler, planlanan...