Mahşer Midillisi
25. Bölüm
Baba Kız Sohbeti🎼birileri - yürü🎼
İnsanlara durak lazım sakin ve sessiz alınan bir nefesin dinlendirmesi. Bu duraklar genelde kişinin kendi evi olur. Genel dışındakilerin duracak yeri yoktur bu yüzden yürürler. Yorulur, devam eder ve yürürlerdi. Belki bir denizden geçerken nefes alır belki bir ağacın altından geçerken soluklanırlardı.Sabah olmuştu, eski perdelerin arasından güneşin ışıkları halsizce geliyordu. Onunda odasına giren ışıklar gibi cansızlığı vardı. Tavana bakarak saatin dolmasını bekliyordu. Kalkıp okula gitmek için hazırlanacaktı. Fakat daha vakit vardı. Başı yastıktan düşmüş, yatağın kenarına doğru gelmişti. Uzun saçları yere sarkarken yavru kedi için oyuncak hâline gelmişti.
Patilerini saçlara vurup çekiyordu. Bu biraz canını acıtıyordu, tepki vermeden tavanla olan bakışmasını sürdürdü. Dakikalar geçtikten sonra kolunu kaldırıp saate baktı. İç çekerek tavana son kez baktı.
"Ben okula gidiyorum tavan, bir şey diyor musun?" diye sordu ve yorganı tekmeleyerek üzerinden attı.
Doğrulurken saçlarını yukarı çektiğinde yavru kedi son bir kez atıldı. Oyuncağı elinden gitmişti. Ayça doğrulup saçlarını tepeden at kuyruğu toplamaya başladı. Sallanan saçlar yine ilgisini çekince yavru kedi yatağa zıpladı. Tırnaklarını saçlara ulaşmaya çalışırken Ayça'nın sırtına geçirdi.
Ayça sızlanarak ona döndü. Ayıbını bilen yavru kedi yavaşça geri çekildi. Artık ona zarar vermesinden fazla ile sıkılmış olan Ayça ona yalvarmak başka çare olmadığını düşündü.
Ellerini birleştirip parmakları arasına parmaklarını geçirerek onun önünde eğildi. Yüzünü yatağa değdirdi. "Yalvarırım, artık bana acı. Ben sefil bir insanım, bana acı."
Onun ne yaptığını bilmesede yavru kedi ulaşmak için zıpladığı saçların önüne gelmesine sevinerek patisini Ayça'nın kafasına vurdu.
Ayça pes ederek kalktı, bu kedi onu anlamıyordu. Kediler sahiplerinin hislerini anlıyor yalanı ortaya çıktı. Kalkıp okul için hazırlandı. Yeni bir eziyet günü ve sabrın düşük kalite anlarını geçirecekti.
Telefonunu şarjdan çıkarıp, kedi için yiyecek bir şey verdikten sonra çantasını alıp çıktı. Telefonuna bakarak asansöre giderken babasından gelen mesajı gördü.
"Aşağıdayım, okuldan önce bana biraz vakit ayır. Olur mu?"
Olur muydu? Kafa karışıklığı içinde asansöre bindiğinde aynadaki yüzüne baktı. Değişen görünürde bir şey yok gibiydi oysa Ayça babasından uzaklara düştünü hissettikçe farklılaştığını düşünmüştü. Yüzüne ve gözüne bulaşan bir büyümek olmalıydı.
Büyümek olmalıydı fakat o yeni gençti. Çocukluğu bırakıp hayatın içine heyecanla dalan bir gençlik içindeydi.
Apartmandan çıktığında babasının bir arabanın kaputuna yaslanmış esnerken buldu. Onun yanına gittiğinde selamsız sabahsız bir bakışın baskısını yolladı.
Cem "Benimle bir yere gelmeni istiyorum."
dediğinde Ayça diktiği gözlerini kırpıştırdı. Nereye götürebiliceğini düşündüğünde aklına gelen tahminlerden biri ağır basmıstı. Meraklanmadı arabaya geçmek için ilerledi. Ön yolcu koltuğunu açtığında babası onun tepkisizliğine şaşırdı."Nereye diye sormayacak mısın?"
Ayça hayır demek için başını iki yana sallayacakken arabanın içindeki sarı çiçek buketini gördü. Annesinin en sevdiği çiçekler sarı renkte olanlardı. Babasına döndü ve cevap verdi.
![](https://img.wattpad.com/cover/260014930-288-k170748.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahşer Midillisi
Teen Fiction"Dünya mahşer meydanına dönse dahi sonunda ben yine gülümseyeceğim. Benim olayım bu." Artık çözülemez bir sorun haline gelen Ayça, anneannesinin yanına kasabaya gönderilir. Antisosyal olan on dokuz yaşındaki kız için kurulan tüm düzenler, planlanan...