MAHŞER MİDİLLİSİ
14. Bölüm
Kırılan Cin ŞişeleriBen insanım...
Kanadım yoksa ve uçamazsam en yüksek dağın zirvesine çıkarım artık uçuyorumdur.
Ben insanım...
İstediğimi almazsam aldığımı isterim, hep onu istemiş sayarım.
Ben insanım...
Koşarken yorulursam yürürüm ama hep ilerlerim.
Ben Mahşer Midillisiyim.
Sonunda dünya, mahşer meydanına dönse bile ben yine gülümserim.
Bazen dilimizin sormak ister, aklımızdan her şey geçse de kalbimiz susturur. Acı çektiğini bildiğimiz birine yine de derdini sormayız. Nedeni nedir?
Yarasını görmezden gelmek değil. Açığa çıkan bir yara her zaman sarılmak ister. İnsan hayatta o kadar sargı varken ona verilebilecek hiçbir ilacın olmadığını söylemek istemez. Bu yüzden acı veren derdi sorulmaz. Öylece bırakılır ve ondan sonraya devam edilir.
Her ne kadar neler olduğunu sormak istese de hiçbir şey yapamayacağını bilen Murat kendi kendini yedi. Bahçe duvarına sırtını vererek oturuyorlardı. Ayça artık kendini toplamıştı. Daha sakin nefes alıyordu ve onların endişelerini yüzlerinde gördükçe gülümsüyordu.
Murat o gülümsemeleri yetersiz ve sahte görünce merak içinde sordu.
"Şimdi iyi misin?" Fazla üsteleyen bir soru değildi. Tolga'da cevabı merak ederek ortalarında oturan kızın yüzüne baktı.Ayça onların endişelerine ve bakışlarına güldü ve durumu sırıtarak küçümsedi.
"Evet, ben hep iyiyim. Unuttunuz mu?"
Artık onun söyleyeceği sözü ezberlemiş olan oğlanların ikisi de o söylemeye kalmadan aynı anda o meşhur cümleyi küçük dokunuşla kurdular.
"Dünya mahşer meydanına dönse bile sonunda yine sen gülümsersin."
Ayça sırıtarak ikisine bakıp başıyla onayladı. "Doğru." Sonra kanayan dizlerini yüzünü buruşturarak kendine doğru çekti. Burada hızlı bir hayat yaşamadığı için ne düşüp yaralanmıştı ne de olaylara karışıp yaralanmıştı. Dizlerinde yaralar kabuk tutacaktı ve Ayça bu yara kabuklarını ilçeye hoş geldin tabelası olarak görecekti.
Tolga, ayağa kalkıp yere oturduğu için tozlanan pantolonun arkasını sonrada ellerini silkti. Üstünün başının çeki düzen içinde ve temiz olmasını önemserdi. Sonra diğer önemsediği konuya odaklandı. Çantasını sırtına takarken ilgisizce Ayça'ya baktı.
"O ki iyisin kalk ders çalışmaya gidiyoruz."
Hiçbir çalışma grubuna katılmayan, hocalardan aldığı derslerde bile yalnız olmak isteyen Tolga her zaman kütüphanenin en boş yerine gider orada ders çalışırdı.
O hep yalnız ders çalışırdı. Fakat şimdilerde sürekli Ayça ile ders çalışıyordu onu kendi sırasına bile oturtmuştu. Bu durum Murat'ın ilgisini çekerken daha sonraya erteledi. Çünkü şimdi, kötü olduğunu söylemese de belli olan Ayça'yı ders çalışmaya zorlaması sorundu.
Murat bu dediğine inanamıyormuş gibi uzun kirpikli gözkapaklarını birkaç kez birbirlerine hızlıca değdirdi.
"Ciddi olamazsın?" diyerek Tolga'ya tepki verdi. Sonra ondan anlayışlı olmasını bekledi. "İyi olduğunu söylemiş olabilir ama yine de biraz zamana ihtiyacı var Tolga. Anlayışlı ol."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahşer Midillisi
Teen Fiction"Dünya mahşer meydanına dönse dahi sonunda ben yine gülümseyeceğim. Benim olayım bu." Artık çözülemez bir sorun haline gelen Ayça, anneannesinin yanına kasabaya gönderilir. Antisosyal olan on dokuz yaşındaki kız için kurulan tüm düzenler, planlanan...