MAHŞER MİDİLLİSİ
11. BÖLÜM Biraz Şey
Olduğu durumlar, her zaman daha güzel olayları çağırır diye umut etmek her insanın harcı değildir. İyimser olmak ve daha fazlasıdır. Hayatı iyi olana sürüklemektir.
Her daim güzel olana yaklaşmak sadece onu hayal edene bağışlanmaz ama... Güzel ve iyi olan ne varsa onu almak istemeli ve ellerini uzatırken ona sahip olabilecek en iyi kişi olduğunu göstermelisin.
Ayça sırtında olduğu Murat'ın boynuna sarılı kollarını gevşetti. Biraz sinirliydi ama konuşarak ona zor adımlar atan Murat'ı geri kaçırmak istemiyordu. Yine de kanı damarda durmadı.
"Dikkat dağıtıcı unsur benim değil mi?" Bu kadar korkulacak bir kişi değildi. Onların gördüğü büyük sorun olması saçmaydı. Murat cevap vermeyip sessiz kalması onaylamış olduğunu gösterirdi.
Ayça hareketlendi, inmek istediği anlaşılınca Murat onu yere bıraktı. Sırtta taşınmanın keyfi kaçmış olunca Ayça'nın canını sıkıldı. Önden yürümeye başlayıp topladığı saçlarını açtı.
"Sessiz kalmak yerine, yok canım falan diyebilirdin." dedi.
Murat sahte tavırla sadece söyledi. "Yok canım falan." Ayça kendini göremiyordu, nelere neden olabileceği bilemiyordu. O sadece eğleniyordu, eğlenmeye vakti olmayan on ikinci sınıf öğrencilerini oyuncak ederek hem de. Babası gibi düşünürken nasıl farklı bir şey söylerdi. Ayça şimdiden Tolga'nın ona bakmasını sağlayıp gözlerini üstüne çekmişti.
Sırf o dedi diye zorundaymış gibi söylemesi Ayça'nın yüzünü buruşturmasına neden oldu. Kendi bile fark etmeden Tolga ile kıyasladı.
"Sen hiç komik değilsin."
Murat bunu duyunca ayakları yere çakılmış gibi durdu, arkasında kaldı.
"Sen de Tolga olamadığım için kusura bakma."Ayça, bilmeden bir derdi deştiğini anladı. Fakat yarayı sarmayı istemiyordu, çünkü Murat ona karşı böyleydi. Arkasını dönüp ona baktığında az önce onun yaptığı gibi yapmacık bir şekilde karşılık verdi.
"Yok canım, falan."
Ayça davranışlarda ayna olmayı seviyordu. Dünya işiydi; ona gelene kendini değil gelindiği şekli göstermek...
Murat bir müddet ona hiçbir şey demeden baktıktan sonra bakışlarını çevirdi. Ayça bugün onun üzerindeki siniri görebiliyordu. Normalde saklamayı başarırdı, Ayça anlasa bile nedenini sorması yersiz gözükecek bir hâlde olurdu.
Ama bugün bu kadar açıkken sordu. "Neden böyle gerginsin Murat?"
Oğlan derin bir nefes aldı. Sakin olmaya çalıştı, içindekileri pek dışarıya gösteremiyordu. Fakat, fark edilince de üstesinden gelebilmeyi iyi biliyordu.
"Derslerin stresi ile başa çıkmakta biraz sorun yaşıyorum."
Ayça onun yanına gitti ve kolundan tutup yürümesi için hareketlendirirken tavsiye verdi.
"O zaman ders çalışma."
Murat adımlarını ona uydurduktan sonra Ayça'nın bu durumu anlamadığını fark etti. Ayça için söylemesi kolaydı, çünkü onun için her şey oyundan ibaretti.
"Senin için demesi kolay. Senin aileni çok merak ediyorum, sana hiçbir mi bir şey söylemiyorlar?"
Ayça kafasını kaldırıp ona baktı. Yorgunluktan koluna biraz fazla asılıyordu. Bunu düşündü ve sonra güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahşer Midillisi
Teen Fiction"Dünya mahşer meydanına dönse dahi sonunda ben yine gülümseyeceğim. Benim olayım bu." Artık çözülemez bir sorun haline gelen Ayça, anneannesinin yanına kasabaya gönderilir. Antisosyal olan on dokuz yaşındaki kız için kurulan tüm düzenler, planlanan...