Keyifli okumalar.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum"'''Antik çağın ilk tarihçilerinden Herodot (MÖ 490-420) yazdığı Herodot Tarihi isimli kitabında Uludağ, "Olympos" olarak geçer ve Olympos'ta Lydia kralı Kroisos'un oğlu Atys'in yaşadığı trajediyi anlatır. Herodot'tan 400 yıl sonra Amasya doğumlu coğrafyacı Strabon(MÖ 64-MS 21) yazdığı 17 kitaptan oluşan Coğrafya isimli kitabında Uludağ, Olympos ve Mysia Olympos'u olarak geçer. Strabon; "Mysia" isminin aslının Lydia'lılarda gürgen ağacı anlamına gelmekte olduğunu belirtir. Roma İmparatorluğu'nda resmi din hristiyanlık olduktan sonra Uludağ'da 3. yüzyıldan sonra keşişlerin yaşadığı ilk manastırlar kurulmaya başlanmış ve manastırlar 8. yüzyılda sayıca en üst seviyeye çıkmıştır. Uludağ'da Nilüfer çayı ile Deliçay arasındaki vadi ve tepelerde 28 manastır kurulmuştur. Orhan Gazi Bursa'yı uzun bir kuşatmadan sonra teslim almış ve dağdaki keşişlerin yaşadığı manastırların bir kısmı terk edilirken, bazılarının yerlerine Doğlu Baba, Geyikli Baba, Abdal Murat gibi müslüman dervişlerin inziva yerleri olmuştur. Bursa'nın fethinden sonra Türkler dağa "Keşiş Dağı" ismini vermişlerdir. 16. yüzyılda Bursa'ya gelen Alman seyyah Reinhold Lubenau Uludağ'ın Türklerin eline geçtikten sonra keşişlerin sadece gündüzleri ibadet için dağa çıktıkları ve manastırların harç kullanılmadan taş duvarlarla yapıldığını belirtir. "Olympos Mysios" veya "Keşiş dağı", 1925 yılında Bursa Vilayeti Coğrafya Cemiyeti'nin girişimleri ve Osman Şevki Bey'in önerisi ile "Uludağ" adını almıştır."''
"Yeter artık. Beynimin içine ettin şu yolda." diye kuzenine söylenen Rüzgar unuttuğu kulaklıkları için içinden kendine sövdü.
"Burada sana bedava bilgi veriyorum."
"Almayayım ben. Elinde telefon açmışsın Vikipedi'yi vik vik ötüyorsun orada." deyince annesi önde "Rüzgar lütfen." diye oğlunu uyardı.
"Hem sen niye öne oturuyorsun. Çek azıcık şu koltuğunu ileri ayaklarım sıkıştı." diye söylenirken bir yandan da yan tarafta kulaklıklarla müzik dinleyen gözleri kapalı çocuğu kesiyordu.
"Tamam be. Sen niye diğer tarafa oturmadın? Önce ben bindim ayrıca. Erken kalkan yol alır." deyince arkadaki çocuk elini öne attı.
Önden tiz bir çığlık sesi yükselirken "Görmemişim pardon." diyerek saçlara geçirdiği elini geri çekti.
İkilinin tartışmasına dayanamayan Sevim arabayı kenara çekerek Rüzgar'ın kapısını açtı ve "Geç öne. Biraz da sen sür arabayı. Belki mızmızlanman da geçer." dedikten sonra kalkan çocuğun yerine oturdu. O sırada yan tarafta yarım dakika önceki çığlıkla uyanan Batuhan kendine gelmekle meşguldü.
Gözlerini bir anlığına dikiz aynasına çevirince onu dikizleyen çocuğu yakaladı fakat bakışlarını anında başka yere çevirdi. Döndüğü yerde kalarak gözlerini kapadı ve kulaklarını tekrar kulağına yerleştirdi.
En son duyduğu şey ise Sevim teyzesinin "Bir daha sesinizi duyarsam ikinizi birden arabadan atarım. Ona göre." diye söylenmesiydi.
★★★★★★★
"Gerçekten mi? Nasıl olmaz ya!" diye söylenen çocuğa dönen sarışın "Ne demek nasıl olmaz. Kayak sezonundayız oğlum. Tabi dolu olur her yer. Neden önceden rezervasyon yaptırmıyorsunuz." diye söylendi.
"Ne bilelim oğlum ya. Her zaman buluyorduk yer. İnsanlar resmen kara susamışlar." derken Sunay ve Giray'ı gören Sevim "Aa çocuklar. Siz de mi geldiniz?" dedi.
"Evet. Sevim teyze ama yer bulamadık. Bugün de çıkış yapacak kimse yokmuş. Döneriz herhalde." deyince Sevim kaşlarını çatıp "Olur mu öyle şey. Ben dört oda tutmuştum. Rüzgarla Batuhan bir odada kalır. Siz de Rüzgar'ın odasına yerleşirsiniz" deyip elindeki anahtarlardan birini karşısındaki ikiliye verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE LAMBASI
RomanceSırlarla dolu bir geçmiş,hayatın esir aldığı çocuklar. Rüzgar severken karanlığı, Batuhan aşıktı güneşin parlaklığına. İmkansızdılar belki de imkansızlığın imkanına.