Adam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kâseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
Adam masaya
Aklında olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
İşte onu koydu
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
Adam masaya onları da koydu
Üç kere üç dokuz ederdi
Adam koydu masaya dokuzu
Pencere yanındaydı gökyüzü yanında
Uzandı masaya sonsuzu koydu
Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
Masaya biranın dökülüşünü koydu
Uykusunu koydu uyanıklığını koydu
Tokluğunu açlığını koydu.
Masa da masaymış ha
Bana mısın demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandı durdu
Adam ha babam koyuyordu.
EDİP CANSEVER
Batuhan arabada giderken dün akşam uykusu kaçtığı zaman, okuduğu kitaptaki şiiri hatırladı.Peki Batuhan buraya gelirken bavuluna ne koymuştu?Umut,hüzün,özlem,korku,öfke,ihanet,hayal kırıklığı,teslimiyet.....Hangi birisini sığdırabilirdi ki bavuluna.Hangi yükü taşıyabilirdi ve daha hangi zorluğa karşı çıkabilirdi. Bilmiyordu ve bu bilinmezlikti aslında yorucu olan. Karşı koymak değildi yıpratan. Ne olacağını kestirememekti onu bu derde sokan...
O düşünceler denizinde boğulurken, arabanın durmasıyla kendine geldi. "İlk günler her zaman zor olur. Ama ben en kısa zamanda buraya alışacağına eminim. Annen diğer okulunda işlerin pek iyi gitmediğini söyledi. Burada zorluk çekmemen için elimden geleni yapacağım.Şimdi müdürün yanına gidelim."
"Benim için zahmet etmenize gerek yok.Alışmak benim için sorun değil. Böyle şeyleri kafama pek takmıyorum."
"Benimle hala sizli bizli konuşuyorsun.Ben senin teyzen sayılırım.Tamam mı?Bundan sonra siz demek yok!"
Batuhan hafifçe başını salladı ve binanın girişine doğru yürümeye başladılar.
Müdürün yanına geldiklerinde Batuhan sınıfını öğrenip derse gitti. Zira ilk günden derse geç kalmak istemiyordu. Müdür izlenimlerine göre tam bir paragözdü. Para için her şeyini çekinmeden verecek olan tiplerden. Batuhan burslu olduğundan dolayı, Batuhan'ın tabiriyle onu fazla sallamamıştı. Hoş hiç hem de hiç umurunda değildi. Mümkünse bu okulda görünmez olmak istiyordu. Sınıfa geldiğinde kapı kapalıydı ve evet, geç kalmıştı. Kapıyı tıklatarak içeri girdi. Hocadan özür dileyip okula yeni geldiğini ve bu yüzden geç kaldığını söyledi. Tüm sınıf ona bakıyordu.Bu da onu geriyordu. Kendini tanıttıktan sonra pencere kenarındaki sırada tek başına oturan çocuğun yanına geçti. Çalışkan bir öğrenci olması arkaya geçmesine engel değildi.
Öğle tatiline kadar derslere girip çıkmıştı.(Başka ne yapacaksa artık) Arada yanına yeni sınıf arkadaşları gelip onunla tanışmışlardı. Kızlar ağırlıktaydı tabi ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE LAMBASI
RomanceSırlarla dolu bir geçmiş,hayatın esir aldığı çocuklar. Rüzgar severken karanlığı, Batuhan aşıktı güneşin parlaklığına. İmkansızdılar belki de imkansızlığın imkanına.