Yorumlarınızı bekliyorum 😉
Hatırladığı şey gözlerini sıkmasına neden olurken aklından geçenleri karşısındaki çocuğa nasıl aktarması gerektiğini bilemiyordu. Belki de ilk defa kelimeler dudaklarından zorla dökülüyordu esmere karşı.
"Gece ile çok iyi arkadaş olduğumu söyledim sana. Çokça da kıskandığımı. Yani sonuçta beş yaşındaydım ama. Gece'ye olan yaklaşımımın diğerlerinden daha farklı olduğunu hatırlıyorum. Bunun altında da kıskançlığımın temel sebebi yatıyor." dediğinde göz ucuyla Batuhan'a baktı.
Gözlerini kırpmadan sarışını dinleyen çocuk elbette bu sözlerden sonra neyin geleceğini anlamıştı ve içinde çok az alevlenen kıskançlık duygusuna engel olamadığı için mantıklı iç sesi kendisini bir güzel paylamıştı.
Söylediği sözleri özenle seçen çocuğun o anki sıkıntısı ise söyleyeceği şeyler değil onları tekrar hatırlamasıydı.
İçine oturan sıkıntıyı bir kenara bırakıp konuşmaya devam etti.
"Başkaydı o benim için. O güldüğünde gün daha güzel oluyordu. Gözleri bana parlayarak baktığında heyecanlanıyordum. Sonrasında ise kimseye öyle bakamadım." dedi ama cümlesinin devamı vardı. Ve o yuttuğu kelimeler Batuhan'ın içine oturdu. Rüzgar dökemedi onları ağzından, "Ta ki sana kadar." diyemedi.
"Annem sürekli benim hırçınlığımdan yakınırdı. Bilmezdi bunun sebebini. Aslında kimse bilmez." deyip Batuhan'a kaçamak bir bakış attı. Çocuğun kaşları merakla çatılmıştı elbet.
"Onu da anlatıcam. Ama biraz sabretmen gerekiyor. Herşey sırayla." deyip boğazındaki yumruyu gidermek için yutkundu. Bunları anlatmak hiç kolay değildi.
"Çok psikolog gezdim ben. Annem her doktoru denedi ama pek fayda etmedi. Bir tek Gece ile sakinleşiyordum. " derken yüzünde belli belirsiz bir tebessüm oluştu.
Ve sırası gelen şeyle bakışlarını pencereye çevirdi.
Sıkkın bir nefes verip hikayenin dönüm noktalarından birine geldi.
"O akşam siz gelmiştiniz bize. Hepimiz yine toplanmıştık. Biz oyun oynarken sen su içmeye gitmiştin. O sırada Gece yüzüstü yere düştü. Ben ona yardım ederken o ağlamamak için kendini zor tutuyordu. İnatçılık vardı onda da. Ota boka ağlamayı sevmezdi. Neyse işte. Onu kaldırdıktan sonra dudağının kanadığını gördüm. Ağrısı geçsin diye çocuk aklı işte öpücük kondurdum ard arda dudaklarına. Sonrasında ise pansuman yapmayı bilmediğim için annemi çağırdım. Onlar pansuman yaparken sen yanıma gelip "Öyle öpünce ağyısı geçiyo mu ki?" diye söylediğinde ben senin gördüğünü bilmediğimden panikledim. Sonrasında seni bir kenara çekip kimseye söylememeni tembihledim. Çünkü ben öncesinde Gece'yi dudağından öptüğümde babam görmüş ve bana çok kızmıştı. Çocuk ne anlar ki dudak,yanak. Ben de inada bindirmiştim, onun dediğine uymayacaktım ama yine de bana bir daha o şekilde kızmasını göze alamadım."
Duyduğu şeylerle üzerinden bir ürperti geçen Batuhan bir kez daha uzaklaştı o adamdan. Hiç sevmemişti o herifi. Adını duyduğunda bile soğuk terler kaplıyordu etrafını.
Yüzüne vuran acı gülümsemeyle devam etti sarışın. Acı tek tek hücrelerini ele geçirirken boğazı düğüm düğüm oldu.
"Sonrasında olanlar oldu. Tabi ben çocuk aklı bilemedim ne olmuş. Biraz daha büyüyünce öğrendim. " dedikten sonra karşısındaki çocuğa bakışları sertleşti. Evet , zor da olsa onun suçu olmadığını kabul etmişti ama yine de içindeki kindar tarafın vücut diline engel olamıyordu.
"Babam telefon konuşması yaparken duydum. O bizi şehir dışında zannediyordu. Biz o gün erken geldik. Hayatında dikkatsiz davrandığı nadir zamanlardan biriydi. Yeni bir şirket satın alıyordu. Neyse işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE LAMBASI
RomanceSırlarla dolu bir geçmiş,hayatın esir aldığı çocuklar. Rüzgar severken karanlığı, Batuhan aşıktı güneşin parlaklığına. İmkansızdılar belki de imkansızlığın imkanına.