22.Bölüm

1K 141 189
                                    

Merhabalar arkadaşlar. Çok uzun soluklu bir bölüm oldu.
Bölüm atmadığım günlerin acısını çıkarttığımı düşünüyorum.
Bölüm sonunda yorumlarınızı bekliyorum. Rüzgar' a kızacağınız bir bölüm olacak.
Neyse çok bölümlü bir açıklama oldu.
Keyifli okumalar😉

Medya: Parti Rüzgâr'ı

Her gece sabaha dönerdi belki. Peki her sabah aydınlanır mıydı herkese? Aydınlık sızabilir miydi her kirpiğin altına ve her göz selamlar mıydı sabahı neşeyle?

Bazılarının gözlerindeki orman kımıldarken,bazısının denizinde tek bir dalga olmazdı. Bazılarının toprakları buram buram kokarken bazılarının zeytinleri de kupkuru kalırdı.

"Gece , Gece , Geceeeeeee. Dur gitme Gece. Gitme. Bırakın beni. Bırakın. Ne olur. Gitme . Ne olursun." diye sayıklarken  ışık tüm odayı aydınlatmasına rağmen, onun kirpiklerinin içine sızamıyor ve ruhunu uyandırmaya yetmiyordu.

Annesi oğlunu sarsarak  uyandırmaya çalışırken, tüm ev halkı  başına toplanmıştı Rüzgar'ın. Diğer iki kişi bu duruma alışkınken,  kapının önündeki çocuk ne yapacağını bilemez bir şekilde duruyordu.

"Rüzgar! Oğlum uyan. Geçti artık. Hadi Rüzgarcım. Hadi oğlum. Aç gözlerini." diyen kadın duruma ne kadar alışkın olsa da telaştan titreyen elleri onu ele veriyor, gözlerine hücum eden yaşlar savunma mekanizmasını baltalıyordu.

Derinlerde bir yerlerde annesini duyan Rüzgar yavaş yavaş gördüğü kabustan sıyrıldı ve gözlerini araladı. Kirpiklerinde asılı kalan  belli belirsiz damlalar durumun vahametini ortaya  koyuyordu aslında. Neden mi? Çünkü  en can acıtıcı durumlarda bile Rüzgar'ın gözlerindeki su yolu kupkuru olur, çorak olan teninin susuzluğunu gidermezdi. 

"Anne. Ne oldu?" diye uyanan çocuk rüyayla gerçek arasında bir yerde dolaşırken annesinin neden yanında olduğuna anlam veremiyordu.

"Yok  oğlum. Kabus gördün sadece ." deyince gerçeklik yavaş yavaş galip gelmeye başladı ve gördüğü kabusu hatırlayınca ruhu tekrar titredi. Başını annesinin olduğu taraftan  kapıya doğru yöneltince karşısında gördüğü yüzle daha da kötü oldu. Bir anda kimsenin anlam veremediği bir hiddetle "Herkes dışarı çıksın. Yalnız kalmak istiyorum." dedi. Nefes alışverişi artarken gözlerini kırpmadan karşısındaki çocuğa bakıyordu. Yanında oturan kadın "Bir şey mi oldu oğlum?" deyince kendisini  kontrol etmeye çalışarak "Lütfen. " dedi ve arkasını dönerek başını yastığına bıraktı. Annesi oğlunu biraz daha zorlarsa başına nelerin geleceğini tahmin ettiği için Ayşe'ye ve Batuhan'a baş hareketiyle "Hadi" dedikten sonra hepsi dışarı çıktılar. O sıra Rüzgar sesinin çıkmaması için gözlerini karşıya dikmiş bakıyor ve elini avuç içini kanatacak kadar sıkıyordu.

Dışarı çıktıklarında Batuhan soru dolu gözlerle Sevim'e bakınca, kadın çocuğun merakını "Ayda iki üç kere böyle oluyor. Doktorlara getirdik ama çaresini bulamadılar. " deyip geçiştirmeye çalışırken Batuhan "Peki Gece kim? Gece diye sayıklıyordu." dedi. Ayşe aşağıdan "Sevim hanım sizi arıyorlar. Acilmiş" diye çağırınca kadın "O biraz uzun hikaye. Bir ara anlatırım." diyerek aceleyle merdivenlere yöneldi ve ardında kafası soru işaretleriyle dolu bir çocuk bıraktı.

Batuhan sabah Rüzgar'ın çığlıklarıyla uyanmıştı. Başta eve birinin girdiğini sanarak kapıya doğru koşarken Rüzgar'ın bir adı sayıkladığını duyunca ne yapacağını bilemeyip biraz beklemişti. Merdivenlerden gelen adım sesleriyle beraber  kapıyı yavaşça aralamış ve telaşlı bir şekilde yürüyen Sevim teyzesini görünce o da merakına yenik düşüp kapının önünde bitivermişti ama sağa sola dönüp sayıklayan çocuğu görünce  olduğu yerde kalmıştı. 

GECE LAMBASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin