Merhabalar otuza bir kala adlı bölümümüze hoş geldiniz:)
Bol,bol,bol yorum bekliyorum. Ben dedikçe yorum yapmaz oldunuz. Ne yapıyorsunuz sevgili okurlarım???
Biraz teşvik lütfen.Keyifli okumalar diliyorum ☺️
Bazen bir şeylere sığınmak istersiniz. Kimileri yalnızlığa, kimileri uykuya, kimileri insana, kimisi de bir bakışa sığınabilir. Kendini en güvende hissettiği yerde tutmak ister. Ama bazıları ise güvenmediği bir yerde hiç bilmediği ya da hiç tanımadığı o sıcaklık hissini yaşayabilir. Ve sırf bunun için oraya bağımlı hale gelir. Sanki etrafını çevreleyen bir ip tarafından o yöne doğru çekilir. İstemedikçe o ip daha da sıkılaşır. Ayak ucundan kafa tasına kadar çevreler onu. İttikçe daha da çekilir. İşte Batuhan da kendini o ip tarafından sarmalanmış hissediyordu. Onun ipi ise vücudunu saran çocuğun kollarıydı belki de. Akşam o kollardan çıkmak için ne kadar debelense de tüm uğraşları sonuçsuz kalınca pes etmiş ve huzursuz bir uykunun kollarına bırakmıştı kendisini. Şimdi ise akşamın tersi bir rahatlıkta o kolların sıcaklığıyla sarmalanıyordu.
Gözlerini açmadan bilinci ağır ağır uyanan Batuhan, sabahın da verdiği sersemlikle ne olduğunu anlayamadı ilk başta. Yavaş yavaş bilinci yerine geldiğinde parmaklarının neye dokunduğunu anlamak için onları bulunduğu yere biraz daha bastırınca sert bir şeyle karşılaştı daha sonrasında ise parmaklarının ıslandığını hissetti. Bu arada elinin altındaki şeyden itirazvari bir mırıltı çıkıyordu. Başını hareket ettirmek istediğinde boynuna dokunan şeyler tenini gıdıklayınca huylandı. Gözlerine vuran güneşten dolayı göz kapaklarını kaldırmakta zorluk çekerken gıdıklanma hissinden kurtulmak için kafasını geri çekmeye çalıştı ama boynundaki şey onun kıpırdanışlarına karşılık boynuna huysuz nefesini üfledi. Bulunduğu yerden ayrılmak istemediğini de bu hareketiyle fazlasıyla belli ediyordu.
Batuhan sonunda göz kapaklarına söz geçirip onları yukarı kaldırdığında karşılaştığı sarı tüylerle yabancılık çekmedi. Akşamın özeti gözlerinin önünden geçerken ellerini bulunduğu konumdan çekip ona sıkıca sarılmış olan çocuğu itekledi. Koynundaki çocuğun ise onu bırakmaya niyeti yokmuş gibi duruyordu.
"Ya bıraksana beni." diyen Batuhan onu çevreleyen mengeneden kurtulamayınca eliyle sarışının omzunu dürttü. Karşılığında aldığı cevap ise ağzından dolu dolu küfrü dışarı bırakmasına sebep oldu.
"Hey sana diyorum. Bıraksana beni." diyen çocuğa aldırmayan Rüzgar çocuğun belinde olan elini usulca aşağı doğru sürükledi. Bu arada başını da Batuhan'ın boynundan kulak hizasına getirerek sıcak nefesini bulunduğu yere üfledi. Hassas noktalarından birine saldırı düzenlenen Batuhan içinin titremesine engel olamadı. Sonunda bu şekilde bir yere varamayacağını anlayıp ayağının topuğuyla sarışının poposuna bir tekme geçirdi.
Rüzgar nefes nefese "Ne , ne oluyor?" diye kalktığında Batuhan kendini tutamayıp, ağız dolusu kahkahayla güldü. Yanında sırıtan ifadeyi gören Rüzgar'ın şaşkın bakışları sinirli bakışa evrildiğinde Batuhan 'ın gülümsemesi bir miktar soldu.
"Ne yaptığını zannediyorsun sen?" diyen çocuğun sesi sabahın bir başka getirisi olarak boğuk çıkmıştı.
"Asıl sen ne yapıyorsun? Irzıma geçiyordun sabah sabah."
Rüzgar duyduğu sözler karşısında hemen inkarcı moduna geçti ve "Hadi oradan. Ben mi senin ırzına geçicem. Ne yapayım seni. Girmişsin dibime zaten."dedi.
"Akşam beni sardığını unutuyorsun galiba. Dibine girmişmişim." diyen Batuhan'a bahane bulamayan Rüzgar "Sen kaçma diye yaptım ben onu. Ama maşallah sen de hemen yararlanmışsın benden. Tabi okulun en popüler çocuğuyla uyuyorsun. Kimseye nasip olmaz bu." diyerek üste çıkmaya çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE LAMBASI
RomanceSırlarla dolu bir geçmiş,hayatın esir aldığı çocuklar. Rüzgar severken karanlığı, Batuhan aşıktı güneşin parlaklığına. İmkansızdılar belki de imkansızlığın imkanına.