35. Bölüm

989 121 65
                                    

Keyifli okumalar

Kapıdan çıktığında arkasından koşarak gelen Selin, nihayet Batuhan'a yetiştiğinde elini önündeki çocuğun omzuna koydu.

Selin  "Bu ne hız birader. Atlılar mı kovalıyor seni. " derken elini beline koyup ağzından nefes aldığı için kuruyan boğazının acısını yutkunarak gidermeye çalışıyordu.

Batuhan hafif bir gülümsemeyle Selin'e karşılık vererek " Biraz işim var da merkezde. Otobüse yetişmeye çalışıyorum. Seslendiğini duymamışım." dedi.

Selin "Nereye gideceksin? " dedikten sonra çocuğun ona attığı "Hayırdır?" anlamına gelen bakışı görünce lafını "Yani halam sorarsa diye dedim." diye devam ettirdi.

"Ben Sevim teyzeye haber verdim. Akşam görüşürüz." deyip elini "Hoşçakal." manasında kaldırdıktan sonra aynı şekilde karşılık bulunca hiç beklemeden çıkış kapısına yöneldi. İlk otobüsün gittiğini düşünüyordu. İkincisini de kaçırırsa diğeri için yarım saat beklemek istemiyordu. Özel okul olduğu için birçoğu özel araçla eve bırakılıyordu ve bunun için de okul çıkışına fazla otobüs gelmiyordu. Tam kapıdan çıkacağı sırada çalan telefonuyla gözlerini devirdi ve telefonu cebinden çıkarıp arayan kişiyi görünce ellerini sinirli bir şekilde saçlarından geçirdi.
Açana kadar arayacağını bildiği için telefonu hemen yanıtlayıp "Ne var?" dedi.

Karşıdaki kişi "Nereye gidiyorsun?" deyince normalde sanane diye cevap vereceğine acelesi olduğu için ve uğraşmak istemediğinden "İşim var. Annenin de haberi var." dedi.

"Ne işin var? " sorusuna karşılık "Sanane." diye cevap veren Batuhan bir anlık daldığı konuşmadan dolayı kalkan otobüsü maalesef çok geç fark edebildi. Zaten erken görseydi de içi dolu olduğundan binmesi çok zor olurdu.

"Senin yüzünden otobüsü kaçırdım. Her şeye burnunu sokmak zorunda mısın sen?" diye söylenirken hemen yan taraftaki durağa doğru yürüyordu.

"Atar yapma lan bana." diye karşılık veren Rüzgar arabayı çoktan Batuhan'ın olduğu tarafa sürmüştü bile. Yanından geçen Koray'a kornayla selam verdikten sonra camını açıp Batuhan'a seslendi.

"Şşt atla hadi."

Batuhan gelen sese hiç pas vermeyip telefonuna bakınca Rüzgar kendi kendine "Ya sabır." diye söylendi.

Durakta olan bir iki kişi arabayı ezbere bildiklerinden içindeki çocuğa dikkat kesildiler.

"Lan eşek mi anırıyor burada. Baksana yüzüme." deyince Batuhan karşılık vermek için ağzını açacaktı ki  Rüzgar "Sakın!" manasında elini kaldırınca dudaklarını birbirine kapadı sonrasında ise "Otobüsle giderim ben. Siz gidin." deyip  üşüyen ellerini cebine soktu.

"Götün donacak inat yapayım derken."

Rüzgar Batuhan'ın hala onu tınlamamasından ve duraktakilerin onlara meraklı bakışlarından dolayı "Sen şimdi anneme ispiyonlarsın beni. Rüzgar yüzünden otobüsü kaçırdım dersin. Uğraşamam senle. Bir de üstüne hasta olursan iyice suçlu ben olurum. Onun için bin şu arabaya!" derken son kısmı uyarıcı bir şekilde yükseltip kaşlarını çattı. Kimsenin Batuhan'ı düşünmesi gibi yanlış bir fikre kapılmasını istemiyordu. İster hasta olsun ister başka bir şey. Umurunda bile değildi fakat annesiyle  arasını yeni düzeltmişken bir de bununla uğraşmak istemiyordu.

Batuhan, Rüzgar 'ın söylediği sözlerden değil de iyiden iyiye üşümesinden dolayı arabaya binmenin mantıklı olduğuna kanaat getirip ayaklarını harekete geçirdi. Arabaya bindikten sonra Selin'in "Oğlum şunu süründürücem diye beni de dondurdun içerde." diye söylemelerini kulak ardı ederek çantasını çıkarıp önüne aldı.

GECE LAMBASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin