Umarım keyifle okuyacağınız bir bölüm olur. Kaoslu günler kapıda. Bir yere ayrılmayın😉
Medya:Batuhan
Gördükleri not karşısında şaşıp kalan ikili yaklaşık yarım dakika sonunda kendilerine geldiler ve aynı anda kapıya vurarak tehditler savurmaya başladılar. Seslerine karşılık alamayacaklarını anladıkları zaman ise uyumlu bir şekilde kapı önüne çöktüler.
Yaşadıkları farkındalıkla ve adrenalinin vücutlarını terk etmesiyle soğuk hava etkisini giderek hissetmeye başladılar. Montlarını üstlerine geçirseler de yeterli ısıyı elde edemediklerinden kollarını birleştirip ellerini montlarının üstüne sürterek ısı elde etmeye çalıştılar.
Sessizlikten rahatsız olan Koray "Bunu kim yapmış olabilir?" diye sorduğunda Akay'dan aldığı cevap gecikmedi.
"Kim bilir yine kimin canını yaktın da bu duruma düştük."
"He, her şey benim yüzünden yani. Sen sütten çıkma ak kaşıksın çünkü. "
Akay cevap vermeye tenezzül etmeyince Koray da söylenmelerine devam etti.
"Ne belli senin eskilerden biri olmadığı. Şu maviyle çıkmaya başlayınca hırslandılar belki. Hep garip tiplerle çıktığından....."
"Eee devamını getirsene. Hep garip tiplerle çıktığımdan ne oluyormuş."
"Her şey beklerim onlardan. Stilleri değişiktir belki. Mavinin saçını yolmazlar ama belliki garip öç alma teknikleri var. " dedikten sonra ellerini birleştirdi ve sıcak nefesini avuç içine yolladı.
"Hem bu ilk de değil. Bir kere daha olmuştu. Senin o değişik tipli sevgilin senden intikam alacak diye duşlarda bırakmıştı bizi. En azından orada suları açıp ısınmıştık. Burada ne yapacağız acaba. Ocakların olduğu oda da kilitli." deyip ayağa kalktı. 'Bir iki volta atarsam ısınırım' düşüncesiyle hareket ediyordu. Ama buna dayanamayan Akay sonunda isyan etti.
"Lan otur oturduğun yere başım döndü. Bir de gidip gelirken daha çok yel yapıyorsun. Bir boka yaradığı yok." dedikten sonra aklına gelen fikirle tabureyi alıp pencereye yanaştı. Penceredeki perdeyi çıkardıktan sonra masaları birleştirirken Koray'a bakıp "Mal mal bakacağına yardım et istersen." deyince Koray yakasına yapıştı ve " Sen kime mal diyorsun lan. Ağzını topla ,yoksa bir dağıtırım ömrü billaha toparlanamaz." dedi. Kavgadan bıkmış olan Akay ise o sıra sadece ısınmayı düşündüğünden "Tamam Koraycım en akıllı sensin. Şimdi narin totonu kaldırıp bana yardım edebilir misin?" deyince Koray ne kadar sinirlenmiş olsa da masanın bir ucunu tutup masayı iteklemeye başladı.
Masaları duvara yaslayarak birleştirince perdeyi ellerine aldılar ve silktikten sonra iki kat olacak şekilde katladılar. Çantalarını arkalarına koyarak yumuşak bir arkalık elde ettikten sonra Akay "Bunu hiç istemiyorum ama Fizik kurallarından yararlanmalıyız. Ne kadar yakın olursak o kadar iyi ısınırız." dedi ve kolunu yanında duran çocuğun arkasına atarak kendine çekti.
Bunun üzerine Koray'ın itiraz nidası gecikmedi ve "Ooop op neden sen kolunu atıyormuşsun. Ben atarım kolumu." deyince yan taraftan bir üfleme kazandı.
"Çünkü senin kolun benimkinden daha kısa. Ben daha iyi sarabilirim ." diye cevap alan Koray görünen köyün kılavuz istemeyeceği sözüne uyarak sesini çıkartamadı. Akay ise çocuğun görüş alanının dışında kalan dudaklarını bilmiş bir edayla kıvırdı ve Koray'ı kendine doğru çekti.
"Tamam dedik de bu kadar sıkmana gerek yok. Az öteden sarıl" diyen Koray bulundukları durumdan dolayı yeterince sıcaklamıştı.
Sesli bir nefes veren Akay kolunu biraz daha sıktı ve perdeyi kolunun altına aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE LAMBASI
RomanceSırlarla dolu bir geçmiş,hayatın esir aldığı çocuklar. Rüzgar severken karanlığı, Batuhan aşıktı güneşin parlaklığına. İmkansızdılar belki de imkansızlığın imkanına.