Yeni bölümü yazdığım gibi bırakıyorum. Yeterince oy veya yorum gelmezse yazacağım bölümü maalesef yayınlamayacağım.
Keyifli okumalar
"Hay Allah! Bu çocuk hiç böyle yapmazdı. Arıyorum açmıyor." diye evin icinde bir sağa bir sola doğru gidip gelen Sevim meraktan delirmek üzereydi.
Bu telaşı tüm ev halkını etkilemiş olacak ki hepsinin yüzünde duydukları endişe açık bir şekilde okunmaktaydı.
"Bana da okulda sonra işi olduğunu birkaç saate geleceğini söyledi. " diyen Selin de oturduğu koltukta endişeden ayaklarını titretiyordu.
"Rüzgar'ın da telefonu kapalı. Beraber olabilirler mi ki?" diye soru soran genç kıza dönen Sevim "Yok. Rüzgar'ın nerede olduğunu biliyorum ben. Telefonunun kapalı olması normal." dedi.
O anda kapının açılmasıyla endişeli gözler kapıya dönerken görünen sarışınla herkes umutsuzlukla yerlerine çöktü.
İçeri giren Rüzgar endişeli suratları görünce "Ne oldu size?" diye sorunca Sevim ağrıyan başını ovalayarak "Batuhan'a ulaşamıyorum bir türlü." dedi ve Rüzgar buna karşılık kaşlarını çattı.
"Ne demek..." diyeceği sırada telefonuna gelen mesajla susmak zorunda kaldı. Gelen mesaj babasındandı ve acilen onu yanına çağırıyordu. Mesajda bir de yanında ufak bir misafiri olduğunu ve kimseye çaktırmadan yanına gitmesini söylemişti.
"Müzik kulübüyle ilgili bir toplantı olacaktı bugün. Telefonun şarjı azalmıştı. Bana söyledi ama ben sana söylemeyi unuttum. Üzgünüm." diyerek annesine attığı suçlu bakışlardan sonra "Beni de babam çağırdı. Gitmem gerekiyor." dedikten sonra arkasına bile bakmadan dışarı çıktı. Annesinin ne söylediğini duymayacak kadar aklı gitmişti.
Babasının evine geldiğinde nefes nefeseydi. Kapıyı çalarken kalbinin gümbürtüsü her yeri inletecek nitelikteydi.
Açılan kapıyla beraber karşısında çıkan adama"Neredeler?" dediğinde adam yukarısını işaret etti.
Merdivenlere yönelen çocuk saniyeler içinde onları tırmandı ve olduğunu düşündükleri yere,salona, yöneldi.
Salona girdiğinde karşısına çıkan yüzle rahat bir nefes alan çocuk yan taraftaki koltukta, elindeki içkiyi rahat bir şekilde yudumlayan babasını gördü.
"Hoşgeldin." diyen adam yüzündeki sinsi gülümsemeyle beraber oğluna eliyle oturacağı yeri gösterdi.
"Bir dakika daha geç bekliyordum seni. Gerçekten hızlısın." derken yüzündeki gülümseme yavaş yavaş ciddiyete evriliyordu.
Elindeki içkiyi bir kenara bırakan adam bir bacağını diğerinin üzerine attıktan sonra konuşmaya devam etti.
"Biz de Batuhan ile biraz sohbet ettik. Sağolsun, davetimi geri çevirmedi." derken Rüzgar Batuhan'a bakıyordu.
Elbette karşısındaki çocuğun buraya zorla getirildiğinin farkındaydı. Ama oyunu kuralına göre oynaması gerektiğinin de gayet farkındaydı.
"Peki bu davetini neye borçluyuz." dediğinde adamın suratında hafifte olsa bir şaşkınlık belirdi.
"Çoğul eki öyle mi? Senin ağzından bunu duymayalı yıllar oldu. Seni tekil olana alıştırdığımı zannetmekle yanıldığımı görüyorum."
"Bu hayatta yanıldığın şeyleri görme vaktinin geldiğini düşünüyorum. Özellikle benim hakkımda." diye meydan okuyan sarışına, karşısındaki adam ufak çaplı bir kahkaha attı. Sonrasında ise küçümser bir tonda devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE LAMBASI
RomanceSırlarla dolu bir geçmiş,hayatın esir aldığı çocuklar. Rüzgar severken karanlığı, Batuhan aşıktı güneşin parlaklığına. İmkansızdılar belki de imkansızlığın imkanına.