Aldığı nefesler ciğerlerinin hücra köşelerine çarpıyor lügatındaki kelimeler dilinde düğümleniyordu. Sözcükler ağzından dökülmek için ızdırap çekiyor, dudakları hislerini derin bir sükuta sürüklüyordu .Ellerini biri görse hasta zannederdi.Vücudunun hiçbir uzvuna söz geçiremiyordu o an. Tek hissedebildiği ya da daha doğrusu görebildiği sarışının alaycı sırıtışıydı.
"Çocuklar ne oldu,birden kaldınız öyle?"
"Yok önemli bir şey değil. Yıllardır görmediğim çocukluk arkadaşımı karşımda bulunca biraz şaşırdım.Küçükken sapsarıydı, bu kadar değişeceğini tahmin etmemiştim."
Batuhan duyduklarını anlamlandırmaya sıkıntı çektiği için istemsiz bir şekilde "Hı?" demişti."Batuhan da seni görünce bayağı şaşırdı."
"Öyle,neredeyse küçük dilini yutacak."
"Şey evet.Biraz şaşırdım doğrusu.Tanıştığımıza memnun oldum" derken tüm memnuniyetsizliği yüzünden açık bir kitap sayfası gibi okunmaktaydı.
Sarışın elini uzatırken " Ben de memnun oldum." demeyi ihmal etmemişti. Rüzgar,Batuhan'ın beklemediği bir hamleyle uzattığı elini kendine çekti ve kemiklerini kırmak istercesine sarıldı.Öyle sıkıyordu ki gören de birbirlerini çok seven iki dost sanırdı onları, fakat hayatta her şey göründüğü gibi değildi.
Batuhan'ın kırmızı olan yüzü tonunu birkaç kat daha arttırmaya başladığında annesi "Dur oğlum boğacaksın çocuğu!" deyip çocuğu son anda gerçekten de boğulmaktan kurtarmıştı.
"Yıllar sonra çocukluk arkadaşımı görünce bayağı heyecanlandım"
Kadın çocuğa su doldururken Rüzgar da kendi yerine geçmişti.Batuhan suyunu içerken kadın "Doğrusu Batuhan'ı bu kadar iyi karşılayacağını ummuyordum. Habersiz olduğundan dolayı biraz kızacağını bile düşünmüştüm"dedi.
"Niye kızayım ki evde canım sıkılıyordu zaten.Hem daha Batuhan'ı ilk gördüğüm anda kanım ısındı. Bence çok iyi anlaşacağız."
Batuhan ise o arada nasıl bir belayla karşı karşıya olduğunu düşünüyordu.Daha önce birçok kez zorbalarla uğraşmıştı. Ama içinden bir ses bu seferkinin çok değişik olacağını söylüyordu.Karşısındaki tam bir profesyoneldi. Yo hayır, psikopat mı demeliydi yoksa. Bugün kendisine tehdit dolu sözler sarf eden, beş dakika önce onu nazik bir şekilde boğmaya çalışan kendisi değilmiş gibi ona kanının çok ısındığını söylüyordu bir de.
Eskiden birileri ona zarar vermeye kalktığında karşılık verir .En azından öbür güne kadar plan yapmaya vakti olurdu.Diğerlerinde en azından kendine ait bir alanı vardı.Okulda olsaydı bir şekilde işin içinden sıyrılmanın yollarını bulurdu.Ama adamla aynı evde yaşayacaktı, üstelik odaları yan yanaydı. Kim bilir ayaküstü ne hinlikler planlıyordu. Sırıtışında meymenet yoktu bir kere. Ama şimdilik oynanan oyunu devam ettirmeliydi. Bir yol bulana kadar en azından."Kusura bakma ben biraz şaşkınım ve açıkçası seni hatırlayamadım. Bizde de hiç fotoğrafın yoktu." Bunları söylerken yüzündeki yalancı tebessüm yerleştirip bunu olabildiğince korumaya çalışıyordu.
"Neyse canım bundan sonra bol bol vaktiniz var. "diyerek araya girdi kadın.
"Aslında haberim olsaydı ilk gün yanında olmak isterdim.Yalnızlık çekmezdin böylece. Annem sınıfını söyledi. Oradaki arkadaşlarımla tanıştırırdım seni. Yardımcı olurlardı."
Ağzından çıkan kelimelerle mimikleri aynı şeyi söylemiyordu.Daha çok dur sana neler edeceğim der gibi bakıyordu. Acaba çok mu abartıyordu.Ama yok, bu bakışları kimin gözlerinde görse tanırdı .Elime düştün diyordu.Batuhan sudan bir yudum aldı. Öncelikle karşındaki basit bir insan değildi, ölçüp tartması gerekiyordu sözcükleri.
"Keşke. Ama en nihayetinde tanışmış olduk. Arkadaşlarınla yarın da tanışabiliriz. Önümüzde uzun zaman var nasıl olsa." deyip hafifçe gülümsedi. Sarışın bu sözler üzerine huzursuz bir şekilde kıpırdadı. Çocuk resmen ona meydan okur gibi konuşuyordu.
Sevim "Böyle kaynaşmanız beni çok mutlu etti" dedi ve sohbetin başından beri yüzünde asılı kalan gülümsemeyi daha da genişleterek yemekleri istedi. Yemek için özel bir menü seçmişti. Yemek boyunca ikili birbirine gayet dostane görünen ama altında yatan manaları bir tek birbirlerinin anlayacağı tarzda bir sohbete tutuldular. Rüzgara göre karşısındaki ne durumda olduğunu bilmeyen bir aptaldı. Evet tam anlamıyla bir aptal. Kim olduğunu bilse,başına nelerin geleceğini bilse burada bir dakika durmaz hatta hemen eşyalarını toplar kendine kalacak bir yer ve gidecek bir okul bulurdu. Zira burada kaldığı sürece hayat onun için hiç kolay olmayacaktı. İlk önce bugünkü meseleyi halletmesi gerekiyordu. Diğer hesabı zamanla görecekti.Batuhan Açar şimdi hesaplaşma vaktiydi.
Yemek bittikten sonra Rüzgar bu akşam da babasından kalacağını sonra eve geleceğini söyledi.Ona kalırsa bu akşamdan eve gelirdi ama hem babasının yanında olması gerekiyordu hem de iyi bir plan yapmalıydı. Plansız hiçbir zaman hareket etmezdi.Bir anlık hataya düşemeyecek kadar önemli bir mevzu vardı önünde. Annesi onu onayladıktan sonra sarıldı ve arabasına doğru ilerlemeye başladı. Arkada kalan Batuhan da tokalaşmak için elini uzattı Rüzgar elini tuttuğunda annesinin duymayacağı bir biçimde çocuğa yaklaşarak "Huzurlu geçireceğin son akşamın ve yalnızlığının keyfini çıkar . Zira bundan sonra aldığın her nefeste yakınında olacağım. " dedikten sonra hızla elini çekip arabasına doğru yürümeye başladı. Ayakta dikilen Batuhan, Sevim teyzesinin sesiyle kendine geldi.Arabaya yürürken arada bir arka tarafa kaçamak bakışlar atıyordu.Kendinden emin, diğer tabirle özgüven bombası olan yürüyen ego ile ne yapacağını bilmiyordu.
Arabaya bindikten sonra Sevim teyzesinin şüphelenmemesi için mutlu rolü yapmaya devam etti. Zira kadının oğlunun hakkında bilmediği çok şey olduğunu düşünüyordu. Ona bazı şeyleri söylerken kötü özelliklerinden bahsetmişti. Fakat bu çok başka bir boyuttu. Adam resmen bir çocuğa işkence çektirmekten zevk alıyordu. Kadının yüreğine inmemesi için susması gerekiyordu. Kadınla eve gidene kadar tamamen yalandan ibaret olan muhabbete devam etti. Eve vardıklarında ise çok yorgun olduğunu ve bir an önce uyumak istediğini söyledi.
Odaya geldikten sonra üstünü değiştirip duşunu aldı. Arkadaşını aramak için telefonu eline aldı ve o anda aklına bugünkü fotoğraflar geldi.En iyisi bir kopyasını Seyhan'a atmaktı.Bu piç ondaki videoları silerse en azından yedeğinin bulunması iyi olurdu.Telefon arama tuşuna basıp arkadaşını aradı. Biraz bekledikten sonra karşı taraftan Seyhan'ın sesini duyunca içi biraz rahatlamıştı.
Seyhan'a bu iki günde yaşadıklarını anlattıktan sonra videoları ona yollayacağını ve onlara gözü gibi bakmasını söyledi.Arkadaşı ona fotoğraflar hakkında sorular sorarken bir yandan da endişeleniyordu. Daha ilk günden böyle bir durumla karşılaşması hiç normal değildi.En azından biraz huzur bulsaydı orada. Buradaki insan müsveddelerinin ona yaptığı şeylerden sonra açıkçası onun için sevinmişti bile. Ama ne yazık ki bu da bir günlük heves olarak yüzlerini güldürmeye yetmemişti.
Batuhan yaklaşık bir saatlik konuşmanın ardından telefonu kapatıp kendini yatağına attı.Ne yapacağını düşündü bir süre. Hepsinin zayıf noktasını öğrenmeliydi. Hepsi insandı sonuçta, bir yerden açık verirlerdi elbet. Ama o psikopat. Yakınında olmasına rağmen en zoru o olacaktı.
"Off bunca dert yetmezmiş gibi bir de bu çıktı." diye kendi kendine söylendi.
Aslında uykusu vardı ama uyuyamıyordu. Gözlerini kapatıp uyumaya çalıştı aklındaki bir sürü düşünceyle. Niye bu kadar yalnızdı, yalnızlık onun kaderi miydi? Ne zaman bitecekti,kim bitirecekti.......Bilmezler yalnız yaşamayanlar,
Nasıl korku verir sessizlik insana;
İnsan nasıl konuşur kendisiyle;
Nasıl koşar aynalara,
Bir cana hasret,
Bilmezler.
ORHAN VELİ KANIK
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE LAMBASI
RomanceSırlarla dolu bir geçmiş,hayatın esir aldığı çocuklar. Rüzgar severken karanlığı, Batuhan aşıktı güneşin parlaklığına. İmkansızdılar belki de imkansızlığın imkanına.