Merhaba arkadaşlar. Yeni bölümle karşınızdayım.
O kadar şeyi nasıl yazarım deyip başladığım hikaye de yirminci bölüme gelmişiz. Ayrıca okunma sayımız da 1K'yı geçmiş. Okuyan gözleriniz,oy veren parmaklarınız ve yorumlarınızı oluşturan düşünceleriniz dert görmesin. 20. bölüm şerefine yorumlarınızı belirtirseniz çok mutlu olurum.Keyifli okumalar....
Hayatta kazanılması gereken ve kaybedilen birçok şey vardır. Kimi ne pahasına olursa olsun kazanmayı kimi de değer verdikleri şeyler için kaybetmeyi seçer.
Rüzgar bu yaşına kadar bir kez dahi bir taraftan diğer tarafa geçmemişti. Ondan zaman zaman alınan şeyler vardı elbette. Belki de bunların en ağırı masumiyeti olmuştu. Ama o da Rüzgar'ı terk ettiğinde geriye safi bir karanlık kalmıştı.
Ona kafasına vura vura öğretilen yegane şey ne olursa olsun kazanmak olmuştu. Elinde tuttuğu flash bellek de bunun kanıtlarından biriydi.
O gün evden çıktıklarında Seyhan onu babasıyla yaptığı konuşma hakkında bir güzel azarlamış ve ona asıl amacının ne olduğunu sormuştu. Rüzgar da oraya giderken uydurduğu bahaneyi hiç bekletmeden kızın önüne sermişti.
Batuhan uzakta olduğu için yanına gidemediğini,vicdanının rahat etmediğini dolayısıyla bunun için bir şeyler yapması gerektiğini söylemiş ve bombayı en sona saklamıştı. Kız Rüzgar' ı dinlediğinde "Sen çıldırmışsın böyle bir şey yapamayız. Bunların hepsini nasıl öğrendin?" diye karşılık vermişti.Rüzgar da hiç beklemeden " Sana dün söylediğim sırrını nasıl öğrendiysem öyle. Telefonundaki tehdit mesajlarının hepsini gördüm. Hiçbirini silmemiş. Büyük ihtimal hesap sormak için saklıyordu. O burada olmadığına göre görevi ben devralmalıyım." deyip kızı can evinden vurmaya çalışmıştı.
Rüzgâr , Seyhan'ın tüm itirazlarını teker teker savuşturup kıza kabul etmekten başka çare bırakmayınca tüm gün uygulamaya hiçbir zaman sokulamayacak olan planı yapmışlardı. Rüzgar işte o zaman kız hakkında duyduğu birçok şeyin boşa olmadığını anlamıştı ama maalesef Seyhan onun yanında olamayacak birisiydi.
Eve gelince yemek yemişler ve film izleme bahanesiyle yukarı çıkmışlardı. Bu süre zarfında aralarındaki gerginlik de hissedilir derecede azalmıştı. Dinginlik içindeki atmosferde Rüzgar'ın dinlettiği ses kaydı ve Rüzgarla Batuhan'ın aynı karedeki fotoşoplu fotoğrafının etkisi yadsınamazdı.
Rüzgar yukarı çıktıktan sonra duş alması gerektiğini söyleyince Seyhan ortak kullandıkları banyoyu gösterip temiz havlu getirmeye gitmişti. Çabucak soyunup sadece boxer ile kaldığında suyu açmış ve kızın gelmesini beklemişti. Seyhan Rüzgar 'ın soyunmadığını düşünerek kapıyı açtığında gördüğü manzarayla şok olmuş ve hemen arkasını dönmüştü. Rüzgar yüzünde sinsi sırıtışla havluyu almak için tam arkasında durmuş ve sıcak nefesini kızın ensesine doğru üflemişti.
Seyhan bir an ne yaptığının farkına vararak kapattığı gözlerini açmış ve ağzında bir özür geveleyerek dışarı çıkmıştı. Ondan sonra da Rüzgar duşta kopyanın nerede olabileceğine dair fikirler yürütmüştü. O akşam ve ertesi akşam bu planları devreye sokup Seyhan' a belli etmeden odasının altını üstüne getirerek belleği bulmuştu. Yine de Seyhan 'a gerçeği söylememiş ve bunu büyük bir partide açıklamaya karar verdiği için oyunu devam ettirmişti.
Eve geldiğinde Ayşe ablası onu kapıda karşıladı ve evde kimsenin olmadığını söyledi. Rüzgâr da bunu fırsat bilerek odasına çıkıp çantasını bir köşeye bıraktı ve arkadaşlarına akşam buluşacaklarına dair mesaj atıp yorgunluğunu atmak için banyoya girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE LAMBASI
RomanceSırlarla dolu bir geçmiş,hayatın esir aldığı çocuklar. Rüzgar severken karanlığı, Batuhan aşıktı güneşin parlaklığına. İmkansızdılar belki de imkansızlığın imkanına.