18.Bölüm

1K 164 175
                                    

Medya:Koray

Evet arkadaşlar. Bir bölümle daha karşınızdayım. Yorumları yapan elleriniz dert görmesin. Teşekkür ediyorum ve sizi yeni bölümle baş başa bırakıyorum.

Dersten çıktığında çocuklara mesaj atarak buluşacakları yer ve saati bildirdi. Dışarı çıktığında ise arabasının olduğu yere bakıp kendisini bekleyen kızı gördü. Bugünün son olması umuduyla ve hayaliyle yüzüne sahte gülümsemesini yerleştirdi.

Babasının Rüzgar'a verdiği süre bir haftaydı. Bu işi süre bitimine iki gün kala halletmek istemesinin nedeni ise babasından korkması değil,başındakini bir an önce def etmek istemesiydi. Kurduğu planların işlemesi için bugün o kızın evine girmeliydi.

Çocuklarla ve sahte sevgilileriyle bir saat takıldıktan sonra kızın evine geçeceklerdi. Rüzgar eve kızın arkadaşı olarak gireceği için kapıda pek sorun olmayacağını düşünüyordu fakat içeri girince çok hızlı hareket etmesi gerekiyordu.

Daha on yedi yaşında olmasına rağmen aldığı eğitimler sayesinde birçok şeyin üstesinden gelebilecek nitelikteydi. Babasının onu sokmadığı tek yer içinde ölümü de barındıran kafes dövüşleriydi. Bu dövüşler özel olarak düzenleniyordu ve genellikle yurt dışından gelen adamlarla yapılıyordu. Babası en iyi beş adamı hariç diğerlerini bu dövüşlere sokmazdı kısacası adamlarını göz göre göre ölüme göndermezdi. Bu beş adam da hiçbir mağlubiyete sahip değildi. Rüzgar' ın dövüşte iyi olmasının sebebi bu adamların başındaki Selim'di. Yaklaşık on senedir Selim 'in öğrencisiydi ve hocasının ne kadar acımasız biri olduğunu gördükçe rakiplerine acıyordu. Selim'in dediğine göre dövüşte kazanmak ve kaybetmek yoktu. Ya yaşardın ya da ölürdün.

Bugünün de onun için bir sınav olduğunu biliyordu. Eğer bu sınavı geçemezse ağır cezalarla karşı karşıya kalacaktı. Ve bu cezalar bazen psikolojik bazen de fiziksel olabiliyordu. Onun için de her seferinde elinden ne gelirse yapıyordu,yaşamak için incitmek gerekirse gözünü bile kırpmıyordu. Önüne çıkan kişiler masumsa onlar adına üzülüyordu ama yinede yapacağından geri durmuyordu. Rüzgar da böyle zamanlarda kendini telkin etmek adına en benimsediği cümlelerden birini aklına getiriyordu. "Acıma ,yoksa acınacak hale düşersin."

Ama bugün yapacağı şeylerden zerre üzüntü duymayacaktı. Şu iki günde kızın gerçek yüzünü görmüştü bile. Üstünlüğe sahip olmak bu kız için herşeydi ve bu yüzden herkesi gözünü kırpmadan satabilirdi.

Rüzgar da çok iyi biri değildi ama birşey yapacağı zaman kimseye yalakalık etmezdi ve en güvendiği şey olan aklını kullanırdı.

Kızın yanına geldiğinde selam verdi ve arabaya yaslanmış olan kız doğrularak Rüzgar'ın yanağına bir öpücük kondurdu. Pelin bunu yaptıktan sonra etrafına havalı bir bakış atmayı ihmal etmedi. Kız etrafına bakarken Rüzgar öpücükten kalan ıslaklığı eliyle silmeye çalışıyordu.

Kapıyı açıp direksiyonun başına oturduğunda kız bozuntuya vermeden kendi kapısını açıp yerine yerleşti. Rüzgar 'ın kapısını açmasını beklemek gibi ne kadar aptal bir düşünceye sahip olduğunun farkında değildi. Nereye gideceklerini sorduğunda aldığı cevapla sevinen kız heyecanını çok belli etmemeye çalışıyordu. 

Rüzgar hiç beklemeden arabayı çalıştırdı ve mekana sürdü. Yolda da kızın saçma sapan konuşmalarını dinlemek istemediğinden en sevdiği şarkının çıkması bahanesiyle radyonun sesini açtı ve on beş dakikalık yolu buna benzer şeyler uydurarak geçirdikten sonra mekana geldi . Kapıdaki görevliye anahtarı verdikten sonra içeri girdiler.

Burası sosyete çocuklarının çokça uğradığı bir yerdi. Hava atmak isteyen herkes buraya gelirdi ve zamanını boş boş harcardı. Rüzgar 'ın gitmekten hoşlandığı mekanlar ise daha çok canlı müziğin olduğu sakin yerlerdi. Ama kendini göstermek adına böyle yerlere de gelmesi gerekiyordu. Bugün de bir taşla iki kuş vurmuş olacaktı. Hem kızın gözünü boyayacaktı hem de uzun zamandır gelmediği yeri ziyaret etmiş olacaktı.

GECE LAMBASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin