Multi:Kerem
Ve bu fotoğraftan sonra yazar öldü...
------------------
Salı gününde sonuna gelmemizle Selis'in hazırlanmasını beklemeden fırladım sınıftan. Kimse kusuruma bakmasın 8 dersin 8 taneside farklıydı ve başım felaket derecede ağrıyordu.
Kendimi okul bahçesine attığımda Çisem'in arabasının başına yöneldim hemen. Arabanın arkasına yaslanarak bizimkileri beklemeye başladım. Gözüm okul kapısındayken Kerem çıkınca istemsiz olarak nefesimi tuttum. Gözleri beni bulduğunda çarpık bir gülüş atarak bana doğru gelmeye başladı.
Elinde bir defteri yuvarlamış olarak tutuyordu ve kalemide defterin tellerinin içine sokmuştu. Okul pantolonu yerine giydiği siyah pantolonu, pantolonun içine sokmadığı aksine yeterince dağınık bir şekilde duran beyaz gömleği ve ne kadar da aşağı çekilebileceği belli olmayan siyah kravatlı haline bakarken istemsizce büyük bir nefes aldım. Bu çocuk şuan benim yanıma geliyordu. Benim!
"Beni bu kadar beğendiğini bilmiyordum" diyerek güldüğünde istemsizce kaşlarım çatıldı.
"Ne alakası var?"
"Titrek titrek nefes alıyorsun, elin ayağın birbirine karıştı sana doğru gelirken gözlerin parladı resmen"
Kocaman bir kahkaha attığımda o da bana sırıtarak bakıyordu.
"Ah! Şimdi de inkar edeceksin ve bu haklı olduğumu bir kere daha kanıtlıyor" diyerek yanağımdan bir makas aldı.
"Egoist'in tekisin" dedikten sonra her zaman ki gibi gözlerimi devirdim.
"Şu okulda istediğim an altıma girecek bu kadar kız varken sence de çok doğal değil mi?" diyerek her zaman ki o kendini bilmiş, pislik ama bir o kadarda güzel gülüşünü gözlerim önüne serdi.
Onun gülüşüne bakarken ister istemez bende gülümsemiştim. Daha sonra söylediği cümle basınca bakışlarımı dudaklarından çekerek gözlerine çıkardım. Bu hareketimi kahretsin ki farkettiği için bilmiş bakışları kendini gösterdi.
"İğrençsin" diyerek dikkatimi çevreye verdim. Bu Çisemler neredeydi?!
"Kağan'la takılıyorsun ama iğrenç olan benim ha?" dedikten sonra gözlerini kıstı. Sanki "Saçmalama tabiki Kağan daha iğrenç" dememi istermiş gibi bir süre bekledi. Ben ise devam etmesini bekledim.
"Şaka gibisin" diyerek kendi arabasına doğru yürümeye başladı. Sinirle arkasından bağırdım.
"Yağmur'la takılıyorsun ama şaka gibi olan benim ha?" diyerek lafını ona çevirdim. Gür kahkahasıyla bana doğru döndü ve tekrardan yanıma yöneldi. Bense sinirle etrafa bakmaya başlamıştım.
Cidden kahkahası çok güzeldi ve bunu herkesin duymasına gerek yoktu. Yalnız olduğumuz bir anda da atabilirdi bunu. Ben zevkle dinler ve bir yandan da izlerdim!
Tam dibime geldiğinde "Gıcık" diye fısıldadım. Evet duyabileceği gerçeğini unuttum!
"Yağmur'u kıskanıyorsun demek" dediğinde kocaman "Hah" ladım. Ama bu sadece onun daha fazla gülmesine neden oldu. Normalde Kerem bu kadar gülmezdi. Ne boklar dönüyordu burada?
"Daha fazla Yağmur'la takılacağım artık" diyerek geri çekildi biraz. Beni resmen dalgaya almıştı. Resmen dalga geçiyordu. Sinirle gözlerimi çevirdim ve etrafa bakınmaya başladım.
"Bu akşam hazır ol" dedikten sonra yürümeye başlamıştı. "Güzel yemekler bekliyorum senden"
"Ne yemeği? Neeey?" diye salakça bir tepki verdiğimde kahkahası tekrardan kulağıma geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENDEKİ SEN
ChickLitBir insanı her şeyden çok sevip aynı anda nasıl nefret edebilirsiniz?