Bu bölüm biraz içime sinmedi ama olsun. İnşallah siz beğenirsiniz. Ama buna rağmen tüm günümü buna ayırarak yazdım ve çok uzun olduğunu düşünüyorum. Lütfen sizde bana biraz yardımcı olun.
Multi:Çisem
------------
Olmadığım edebiyat sınavını olmuş, üstüne birde biyoloji sınavına girmiştim. Edebiyata çalışmama zaten gerek kalmadığı için memnumdum. Zamanımı alan biyoloji olmuştu. Aslında tam tm'lik öğrenciyimde coğrafya ve tarih yüzünden sayısal seçtim. Zaten geriye ders kalmadı. Neyse...
Sonunda zil çaldığında ohlayarak sıranın üstündeki kalem ve defterimi çantama tıktım ve kalçamla Selis'i ittirdim.
"Çabuk çık şu sıradan" dediğimde "Aman çatladın" diye karşılık verdi hemen. Yaptığımız saçmalıkların farkında vardığımızdan direk eskiye dönmüştük.
Onu bir kez daha ittirince sonunda sıradan çıkabildi ve bende çıktım. Yan yana ilerlerken direk Giray aramıza girerek kollarını omuzlarımıza attı.
"Ee yarın ki fizik sınavına beraber çalışıyor muyuz?" diyince bir kahkaha attım.
"Sen ve çalışmak mı? Güldürüyorsun beni"
"Fizik kızım bu, adı bile 'Sıkıyorsa çalışma' diye bağırıyor" dediğinde "Seninde genel olarak sıkıyor" diye karşılık verdi Selis. Sınav haftaları genel olarak agresif olmasına alışkındım zaten. Eve gidip sınav çalışması bitince rahatlardı anca. Giray onu takmadan bana bakmaya başladı.
"Nerede çalışıyoruz?" diyip gülümsedim. Fiziği tek başıma halledemezdim ya canım. Fizik bu fizik! Boru değil. Hocası zaten manyaktı. Zaten denk geldiğim tüm fizikçilerde manyaktı ya.
"Bende" diye arkadan bir ses duyunca Çisem yanımıza gelmişti çoktan. "Yarın bizimde sizden ayrı gördüğümüz edebiyat sınavımız var. Hakan'la Kerem gelicekler"
"Kerem bana söylemedi" diyip tek kaşımı kaldırmaya çalıştığımda beceremeyip her zaman ki gibi Selis'in kafasına geçirdim.
"Sevgilim şunu döver misin?" dediğinde Giray'da kafama bir tane geçirdi. Ona kızgın gözlerle bakarken Giray'ın kafa şak diye 2 metre öne uçtu. Tabi bu sert vuruştan sonra Giray'ın kolu omzumdan düşmüştü. Yerini başka bir kol alınca yanıma gelip Giray'ın kafasına geçiren kişiye baktım ve hiç şaşırmadım.
"Sanırım şimdi benimde sana vurmam lazım Kerem" diyip şöyle bir süzdü Selis. "Ama sevdiceğinin yanında rezil etmeyeceğim seni. Şanslısın"
Kerem kulağıma doğru eğildiğinde bir anda nefeslerim hızlandı. Yavrum sen benden az uzak dursan da şu kalp krizi geçirme riskim ortadan kalksa?
"Korktum diyemiyorda" diye fısıldayınca güldüm.
"Gidiyor muyuz?" diye sorunca Giray, Hakan "Gidiyoruz bence" dedi. Ee herkes onaylarken plan bozucak halim olmadığından kafamı salladım tamam anlamında. Hep beraber bahçeye çıktığımızda "Önce eve gideceğim ama" dedim direk.
"Tamam" dedi Çisem. "Selis'le seni eve bırakırım"
"İyi o zaman" diyip Kerem'in kolunun altından çıkmak için hareketlenince kafamı koltuğunun altına sıkıştırıp saçlarımı karıştırmaya başladı. Bir çığlık atıp "Kereeeem" diye bağırdığımda kahkahasının sesi kulaklarıma geliyordu. Ama görememem haksızlık değil mi?
"Demek kolumun altından çıkmaya çalışırsın ha?" diyip saçlarımı birbirine dolaştırmaya devam ederken bizimkilerinde kahkahalarını duyuyordum. Bir yandan bu halimize bende gülüyordum tabi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENDEKİ SEN
ChickLitBir insanı her şeyden çok sevip aynı anda nasıl nefret edebilirsiniz?