Bu bölüm biraz kısa oldu ama geçen ki Kerem olayından sonra sadece Kağan'a ayırmak istedim. Yazınca beklemek istemememden de kaynaklanıyor biraz tabi:D
İyi okumalaaar:)
Multi:Hakan
-------------
Yatakta bir o yana bir bu yana dönüp durmuştum tüm gece. Ama gözüme bir gram uyku girmemişti. Saat 8e gelirken yataktan kalktım ve banyoya gittim direk.
Tüm gece uyumadığım için gözlerimin altı hafiften morarmıştı. Kısaca banyomu yaptıktan sonra odama geçip temiz pijamalarımı giydim. Saçlarımı tarayıp kuruttuktan sonra aşağıya indim.
Mutfağa gidip kahvaltılıkları çıkarırken aklımda Kağan vardı. Dün gece Kerem'den daha çok Kağan'a yüklenmiştim. Kerem'e üzüldüğüm kadar Kağan'a da üzülüyordum. Dün 'o ergen düşmanlığınız' derken çok pis saçmalamıştım. Ne derse haklıydı.
Kahvaltıyı hazırladığımda annemi uyandırmaya çıktım. Kapıyı çaldığımda çoktan uyanmış bir biçimde giyinirken gördüm.
"Hayırdır? Kahvaltı bile etmeden nereye?"
"Dışarı" diyerek kısaca açıkladığında "Bu saatte?" diye sordum ister istemez.
"Yer mi değiştiriyoruz?" diyip gülünce ben hala nereye gittiğini düşünmekteydim.
"Kahvaltı etmeden çıkamazsın" dedikten sonra odasından çıkıp aşağıya indim tekrar ve hazırladığım sofraya oturdum. Ne mükemmel insanım be. Tamam belki sadece zeytin peynir çıkarmıştım ama yumurta haşlamak ne kadar sıkıcı siz bilir misiniz?
Annem makyajını bile yapmış şekilde yanıma geldi ve yanağımdan öptükten sonra masaya oturdu. Tabiki oturucak ben oturucaksın demiştim sonuçta.
"Nereye bakalım?" diye imayla sorduğumda "Serpil'le buluşacağız. Hesap mı vericem canım sana artık aaaa" diyerek birden atarlandı.
"Aman be"dedikten sonra ekmekten bir parça daha attım ağzıma. "Naparsan yap"
"Sen napıyosun bugün?"
"Sen anasıyla buluşursan bende kızıyla buluşurum" dedim Selis'ten bahsederek. Aslında buluşmayacaktım ama maksat sinir etmek.
"Senin sınavların var oturda sınav çalış" dediğinde "Zaten şimdi buluşucaz demedim ki akşam buluşcaz" diye açıkladım. İşte bu yalan değildi.
"Bıkmadınız her akşam dışarı çıkmaktan bıkmadınız"
"Bıkmadık annecim bıkmadık" diyerek ağzına nutellalı ekmeği deptim. Ağzı burnu nutella olurken ayaklandı.
"Ya dışarı çıkıcam Eylül dışarı. Bu makyajla uğraşmak ne kadar zor biliyor musun?"
"Evet" diyerek kendi ağzımada attım nutellalı ekmekten. "Nolmuş yani tekrar yapsan?"
Bu hallerime karşı gözlerini devirip yukarıya çıkmak içib merdivenlere yöneldi. Koskoca kadınsın sen ne göz devirmesi?
Kalkıp masayı toparladıktan sonra yukarı çıkıp elimi ağzımı yıkadım ve odama geçip saçımı at kuyruğu yaptım.
Telefonumu şarjdan çıkarıp Kağan'ı aramaya başladım. Çaldı, çaldı, çaldı... Açılmadığında tekrar aradım ama tekrar açılmamıştı. Saatin 10 olduğu düşünülürse bu çok normal. Kesinlikle bana kırgın değil, saat erken.
Kitapların olduğu yerden kimya kitabını çıkartıp çalışma masamın üstüne koydum ve okul çantamdan da kalemlerimi çıkardıktan sonra telefonu ters bir şekilde masaya bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENDEKİ SEN
ChickLitBir insanı her şeyden çok sevip aynı anda nasıl nefret edebilirsiniz?