Multimedia: Giray ve tatlişko bakışları-aşık olan emoji-
Sahile geldiğimde hemen telefonumu çıkardım. "Çisem" ismine basar basmaz kulağıma götürüp beklemeye başladım. Her açmadığı saniye daha fazla delirmeye yaklaşıyorum ve bu hiç iyi değil.
"Nereye kayboldun sen?"
"Sahildeyim. Acilen gelmen lazım" dediğimde itiraz cümlelerine hazırlamıştım kendimi.
"Nerdesin?"
"Bizim cafenin orda" diyerek kapadım telefonu. Kafamı dağlara taşlara vurasım geliyordu. Giray böyle bir şerefsizliği nasıl yapabilir? Selis'le... Ah! Aklıma geldikçe gidip üzerine atlayasım geliyor!
Hele Kerem ve Hakan'ın bunu bilmesi... Hoş Hakan'dan beklerim. Sonuçta Melis'le çıkıyor. Ancak Kerem. Ondan hiç beklemezdim işte. Tamam piç olduğunu biliyordum ama Çisem'in suçunu Selis'e kitlemeleri çok sinir bir durumdu. İşin garip kısmı ise Çisem'in bir suçu olmadığınıda ortaya çıkarmıştım. Hala amaçları neydi bu dangalakların?!
"Heey" diyerek elini gözümün önünde sallayan Çisem'e döndüm.
"Geldin mi?"
"Yok hala okuldayım" dediğinde gözlerimi devirdim.
"Çok ciddi bir konu Çisem" diye konuya girdim hemen ve duyduğum her şeyi kelimesi kelimesine anlattım.
"Şaka yapıyorum de bana" diyerek gözlerini kırpıştırarak baktı bana.
"Çok ciddiyim"
"Selis'e söyledin mi?"
"Hee söyledim. Şu an okulda ağlıyordur bizde yanında değiliz aynen" dediğimde gözlerini devirdi.
"Çok ciddi bir konu Eylül" diyerek beni taklit ettiğinde "Yok tabiki" diye cevapladım saçma sorusunu.
"Kalk okula gidiyoruz, önce Tuna'yla konuşmamız lazım"
"Düşündüğüm şey mi?" diyerek hevesle kalktım ayağa.
"Aynı şey olduğunu düşünmüyorum. O kadar zeki değilsin."
"Oyno şoy oldoğono doşonmoyorom. O kodor zoko doğolson"
"İşte tamda bundan bahsediyorum. Yürü Eylül" dediğinde hızla kalktığımda önden önden gitmeye başladım.
"Trip atacak zaman mı sence?"
"Off tamam haklısın" dediğinde gömlek cebinden güneş gözlüklerini çıkarıp taktı gözüne.
"Ne var havalı bir giriş yapalım"
"Haklısın" dediğinde bende güneş gözlüklerimi çıkararak gözüme taktım.
"Ee nasılım?"
"Hala malsın" dediğinde dudak büzdüm.
"Ah sana benzemeye başlıyorum"
"Yürü" diyerek ittirdiğinde ikimizde gülmeye başladık.
Okul kapısından girerken aynı filmdeki gibi bir sahne bekliyordum ancak ne yazık ki rüzgar esmiyordu. Bende havalı olsun diye saçlarımı sallarken iyice nal gözüktüğüme emindim ama her neyse.
Bu mallığı kapatmak için gözlüğü gözümden yukarıya kaydırarak saçlarıma doğru ittirdim ve kafama taktım. Bu sırada yanımdan geçen bir çocuğa göz kırpmıştım. Allah'ım lütfen mal gibi gözükmüş olmayayım nolur...
Kolumdan Kağan'ın tutmasıyla ona doğru döndüm. Ne oldu tarzı bakışlarımı atarken sinir küpü olmuş haldeydi.
"Sınava çalışmam gerekirken şimdi gidip göz kırptığın çocuğu döveceğim. Beni çok kötü etkilediğini farkında mısın?" dediğinde bir kahkaha attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENDEKİ SEN
ChickLitBir insanı her şeyden çok sevip aynı anda nasıl nefret edebilirsiniz?