BS/58

1K 33 10
                                    

Sabah yine gözlerimi zorla açtım. Gitmek istemiyorum gitmek istemiyorum OKULA GİTMEK İSTEMİYORUUUMMMM.

Sürüne sürüne yataktan çıktıktan sonra banyoya giderek yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım. Hayır kesinlikle hala açılamıyorum. 

Zorla banyodan çıkıp odama ilerledim ve dün tersten çıkardığım pantolonuma şöyle bir göz ucuyla bakıp "Seni çevirmekle uğraşamam kusura bakma" diyerek dolaba ilerledim. Evet kıyafetleriyle konuşan bir manyaktım.

Dolaptaki eteğe elimi uzatmamla vücuduma gelen titreme aynı anda olduğu için hemen elime dolaptaki siyah pantolonumu aldım. Anlaşılan bugün baya üşüyecektim titremeler falan. Üstüme bir sweat giyip dizaltı çoraplarımıda giydim. Tabi pantolondan önce giymek gibi bir şey asla yapmadığım için pantolonumun üstüne çektim çorapları. 

Makyaj masamın önüne geçip tarağı elime alarak saçlarımı taradım. İçimden gram makyaj yapmak gelmiyordu. Zaten sevgilimde var kime beğendircem kendimi diyerek rimeli elime aldım ve kirpiklerime sürdüm. Yeter işte oh. Telefonumun titremesiyle yerimde zıpladım.

"Efendim?" diye fısıldadım.

"Niye fısıldıyorsun sabah sabah?" diyen öküz sevgilimle gözlerimi devirdim.

"Sabah sabah dediğin için olabilir mi? Annem uyuyor" diye fısıldadım tekrar. 

"Almaya geliyorum seni 5 dakikaya in" diyip yüzüme kapatmasıyla kısa çaplı bir şok yaşadım. Sabahları zaten acayip sinilerim tepemde oluyordu bir de bu çocuk beni iyice delirtiyordu.

Aşağıya inip mutfağa geçtim. Hızlı olmam gerekiyordu. Bir kase çıkarıp içine 3 kaşık yoğurt koydum ve üstünede yulaf ekleyip karıştırdım. Hızlı hızlı yemeye başladım hemen. Sonra aaaaman ne hızlı yiyorum beklesin diyerek normal bir hızda yemeğe başladım. Zaten çok bir şey değildi. Hemencicik bitince içimden en azından ikinci dersin bitimine kadar beni tutması için dua ettim. Çabuk acıkan bir insandım ne yapayım.

Portmantodan lacivert şişme montumu aldım ve içinede battaniye gibi olan atkılarımdan önüme geleni sardım. Sınıfta güzel oluyordu şal niyetine kullanıyordum hemde acayip sıcak tutuyordu. Fermuarımıda çekip çizmelerimi giydim. Ee dizaltı çorap giydik ne yapalım. Çizme giycez. Hee bunu dedim diye çoraplarım görünmüyor sanmayın tabiki görünüyor ama nabalım bizde böyle bir deluganlıyız.

Dün kapının yanına attığım çantamı takıp telefonumu mutfakta unuttuğumu farkedince annemin uyanmaması için dua ederek çizmelerimle mutfağa koştum ve koşarak dışarı attım kendimi tekrar. Çıkmamla Allah bismillah demem bir oldu. Ayılmadıysam da şuan ayılmıştım. Hava resmen buzdu.

Bahçe kapısındanda çıkarak Kerem'i beklemeye başladım. Saate baktığımda Kerem arayalı 6 dakika olmuştu. Ellerimi cebime sokarak ısıtmaya çalıştım çünkü saate bakmak için çıkardığım 5 saliselik sürede buz kesmişlerdi.

Rüzgar yüzüme yüzüme eserken içimden keşke şapka alsaydım diye kendime sövüyordum ve o anda aklıma Çisem'i aramadığım geldi. Allah öldürücek beni. Donmayı falan es geçerek iki elimi birden çıkarıp hemen Çiseme hızlı bir mesaj yazdım.  Artık görmezse kendi sorunu diyerekte ellerimi tekrar cebime sokmamla önümde Keremin arabası durdu. Kendimi hemen içeri atarak "Klimaaa" diye bağırmamla hemen sona kadar açtım.

"Günaydın sevgilim, bende seni çok özlemişim" diyen sevdiceğime uzanıp yanağına öpücük kondurdum. Sabah ki sinirim uçup gitmişti çünkü hava sağolsun bir güzel ayılmıştım. 

"Bugün Cuma yine iyisin" dediğinde "Bok iyiyim" dedim. "Dondum seni beklerken"

"Ne biliyim kızım senin saatinde çıkacağını hep 40 dakika geç geliyorsun" dediğinde "hıııyyy" yaptım direk. "Sen bana hep beni bekletiyorsun mu diyorsun" dememle "Evet" dedi direk.

BENDEKİ SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin