Multi:Hakan
Tuvalete girip aynanın karşısına geçtim direk. Aynada kendime bakıp saçımı başıma düzeltmeye başladım ama 20 dakikada böyle geçmez ki canım.
Elimi yıkayıp bir süre sallayarak kurutmaya çalıştım. Yoo tabiki mal değilim. Sadece fakir okul napalım kurutma şeysinden yok.
En sonunda sıkılıpta derse girmek için çıktım. Kerem'i bıraktığım yerde bulamayınca herhalde nöbetçi yerine geri döndüğünü düşünüp oraya ilerlemeye başladım. Bu hırkayı benim üstümde ne kadar görse o kadar iyi.
Nöbetçi yerine gelmemle Aslı'yla Kerem'i beraber otururlarken gördüm. Bu kız her gün bizim okula mı gelecekti böyle?
Kafamı dikleştirip yanlarına yürümeye başladım. Kesinlikle tam olarak kavga edicek havamdaydım. Zaten ne zaman değildim ki?
"Şimdi gerçeği söyle dersten sadece Kağan'dan hırka aldığıma sinir olduğun için mi çıkarttırdın?" dedim en masum halimle.
"Ne dersten çıkartması?" demesiyle resmen kendi oyunumla vurulmuştum. Aslının bir dudağının kenarı yukarı kıvrılınca gözlerim sinirle yana kaydı.
"Belkide bunu Erdinç Hoca'ya sormalıyız bir de ne dersin?"
Kerem'in kendini beğenmiş ifadesi birden bozulunca kazanmanın verdiği hisle gülümsedim. Evet mutluyum şuan. Hemde baya baya.
"Aaa yoksa Aslı'nın haberi yok muydu?" diyerek elimle ağzımı kapatınca kıkırdamamak için zor duruyordum.
"Cidden bu numaralarla 2.sınıf çocuğundan farkın yok" diyerek ezici bir bakış attı.
"Sanırım bende sevgilimin başka bir kızı kıskandığı için dersten almasını yediremeseydim, senin gibi konuyu böyle bir yere getirmeye çalışırdım"
"İlk tanıştığımızda sevmiştim aslında seni" dedikten sonra gülmeye başladı. "Keşke seviyormuş taklidi yapabilecek kadar oyunculuğum iyi olsaydı. Sonuçta düşmanı daha da yakında tutmak gerekir"
"Aaa madem oyunculuğun kötü, Kerem'i seviyormuş taklidini nasıl bu kadar iyi yapıyorsun?"
"Kerem'i seviyorum" dedi üstüne basa basa. Tek yaptığım gülümsemek oldu.
"Tamda bundan bahsediyordum işte"
İçeriden gelen bir hocanın Kerem'i çağırmasıyla Kerem bana ve Aslı'ya son bir bakış atarak direk gitti. Eğer burda kalmak isteseydi asla gitmeyeceğini çok iyi biliyordum. Ama sanırım zaten bizim bu salakça kavgamızı dinlemek istemiyordu. Ve de sanırım Aslı'ya vereceği cevapları düşünmesi gerekliydi.
"Seni ilk ve son kez uyarıyorum. Kerem'den uzak duracaksın zor bir şey değil"
Aslı'nın sesiyle kendime gelmemle hemen kendimi toparladım. Düşüncelere dalmış gitmişim arkadaş.
"Bunu bana değil, Kerem'e söyle"
"Sen gerçekten Kerem'in hayatında yerin var falan mı sanıyorsun?" demesiyle gözümün önüne soyunma odasında Kerem'le konuşmamız geldi. Orda da hayatımda olmadığını söylemişti. Giray'sa dün sen onun hayatımdasın demişti. Neyi düşüneceğimi bilmezken cevap vermem gerektiğini düşünerek dikleştim.
"İyi ki döndün Aslı. Bu okul çok sıkıydı"
Bana 'hadi canım' bakışlarını atarak cevap vermeyeceğini anlayarak bahçeye çıktım. Yine son lafı ben söylemiştim amaaan.
Bahçedeki banklardan birine oturunca düşünmeye başladım. Bir süre sonrada zil çaldı zaten. Bahçe yavaşça hareketlenmeye başlarken düşüncelerime odaklanmak için daha fazla çaba sarfetmem gerekiyordu. Yanımda oluşan hareketlilikle soluma baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENDEKİ SEN
ChickLitBir insanı her şeyden çok sevip aynı anda nasıl nefret edebilirsiniz?