BS/5

4.9K 175 9
                                    

Multimedia:Giray

Giray'ın hareketini hiç birimiz beklemediğimiz için şaşkın şaşkın yüzüne bakıyorduk. Daha sonra zil çaldı ve Giray göz kırpıp Hakan'ların yanına giderek masaya oturdu. Zil çaldı hala oturuyorlar ya. "Yavrum kalkasanızaaaa" diye bağırasım geliyor valla. Bunları düşünürken benimde olduğum yerde durup Kerem'lere baktığımı Çisem koluma girince farkettim.

"Sana bir şeyler karıştırıyorlar demiştim." dediğinde sadece "Haklısın" diyerek sustum. Çünkü Yağmur ve Melis'in yüzünde gördüğüm şaşkınlığı Kerem ya da Hakan da görmemiştim. Ya duygularını saklamayı iyi biliyorlar ya da cidden bir şeyler karıştırıyorlardı. İçimden nedense ikinci seçenek daha ağır basıyordu.

Sınıfa girince Selis'le hemen dedikodumuza başladık demeyi çok isterdim ancak ikimizde sırada karşı tarafa odaklanmış bir şekilde olanları düşünüyorduk. Biz bu okula onların hayatını değiştirmeye, yaptıklarını yanlarına bırakmamaya gelmiştik ancak onlar bizim hayatımızı değiştirerek beynimize sızdılar. Bu kabul edilir cinsten bir şey değil!

İçeri giren Hayri Hocayla hepimiz ayaklandık. Ne kadar sayısal olsamda Edebiyat ve Tarih en sevdiğim iki dersti ve bu adamın tontonluğu ve Tarih Öğretmeni olması onu diğer hocalardan 15 adım önde yapıyordu.

"Çocuklar fazla vaktimiz yok hemen derse geçeceğim ancak size bu dönem için performans notlarını neye göre vereceğimi söylemek istiyorum. Tm lerden biriyle birleşerek yapıcaksınız. Karşı sınıfla en yakın olduğunuz içinde onları seçtim. Aynı sınıftaki kişiler eş olamaz. Kız kıza yada erkek erkeğe ödev istemiyorum. Kiminle eşleştiğiniz panoda asılı ders çıkışı gidip bakın." diyip derse başladığında korktuğum tek şey Kerem'le eşleşmekti. Hakan'la eşleşmek işime gelirdi aslında çünkü onu çok güzel süründürürdüm ama Kerem'le eşleşirsem sürünen taraf ben olurdum. Bu benim hiç mi hiç işime gelmiyordu.

Zil çalar çalmaz hemen yerimden fırladım ve kolidordaki panoya koştum. Adımın karşısındaki 'Tuna Gür' ismini gördüğümde nasıl rahatladım anlatamam. Hemen Selis ve Çisem'e baktım. Onlardada Burak ve Hüseyin isimleri yazıyordu. Mutlu mutlu arkamı döndüğüm sırada pat dedim yine bir bedene çarptım. "Yeteeeeerrrrrrrr" diye bağırmak istiyorum cidden.

"Bıktım senden." dediğimde çarpık gülüşünü yine gözler önüne serdi.

"Bıktım dikkatsizliğinden" dediğindeyse ben çarpık bir şekilde gülümsedim. Neden yaptım bilmiyorum, sormayın.

"Tuna o kadarda yakışıklı bir çocuk değil boşuna sevindin" diyip arkasını döndü. Hemen önüne geçtim. Ve evet bunuda neden yaptığımı bilmiyorum.

"Tuna'yla eşleştiğim için sevinmedim" dediğimde ben buna neyin açıklamasını yapıyorum diye sorguladım kendimi. O da bana anlamsızca baktığında olayı toparlamam gerektiğini düşündüm. "Aksine seninle eş olmadığım için seviniyorum" diyip sinsice gülümsedim. Evet baya iyi toparladım.

Elini kalbime götürüp "Bu acıttı" dediğinde kahkaha attım. O ise bana inanamayan gözlerle bakıyordu. "İlk defa benimle konuşurken içten bir kahkaha attın" dediğinde utandım. Ama bunu görmesine izin vermeden "Evet insanlara özgü bir şey kahkaha atmak ama hayvanlarda yapabilir. Sende bir dene istersen." diyerek yanından geçip çıkışa yöneldim. İşte o sırada farketmiştim okuldaki herkesin bahçede olduğunu. Biz konuşurken okul çoktan dağılmıştı.

Direk olarak arabanın yanındaki Selis ve Çisem'i gördüm ve onlara yöneldim. Bana attıkları imalı bakışları es geçerek arabaya biniyordum ki Giray'ın "Seliiis" diye bağıran-pardon böğüren- sesi beni durdurdu. Şaka mı bu? Kameralar nerede?

"Efendim?" dedi Selis sakin sesiyle. Selis? Sakin ses? Yok daha neler.

"Seni ben bırakayım diyecektim" dediğinde Selis önce bana sonra Çisem'e baktı.

"Arkadaşımı kullanmana izin vermem Giray" diye öne atladı birden Çisem. Ben şok olmuş ona bakarken Giray'sa sırıtmakla meşguldü. "Niye sen benim arkadaşımı kullanmıştın?" diyip güldü. Daha sonra devam etti. "Ki benim derdim Selis'i kullanmak değil." Çisem'in öfke fışkıran suratına karşılık Selis sadece "Gitsen iyi olur Giray" diyerek nazik bir şekilde kovdu. Giray bozulsa da belli etmemeye çalışarak elindeki güneş gözlüğünü gözüne takıp Hakan'a doğru ilerledi. Bizde arabaya bindik.

Tam kapıdan çıkarken arkamı döndüm ve Giray'ın gittiği yöne baktım. Giray hararetli hararetli bir şey anlatırken Kerem ve Hakan'sa onu pür dikkat dinliyorlardı. Cidden derdi neydi bunların?

İlk olarak Selis'i evine bıraktık ve bende arka koltuktan ön koltuğa geçtim. Selis'in evinden uzaklaşıncada konuşmaya başladım.

"Bencede bir şeyler karıştırıyorlar." dediğimde Çisem "Ben dedim" konuşmalarına başlamadan devam ettim. "Bunlara kanmak salaklık olur ancak bir sorunumuz var." diyerek sustum. Çisem tek kaşını kaldırıp bana bakarken tek kaş kaldırabildiği için onu içten içe kıskanarak sözüme devam ettim.

"Selis bunlara kanacak kadar salak"

BENDEKİ SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin